31

16.3K 1.2K 212
                                    

Sedef ile akşam odamızda otururken dedemin sözleri kulağımda yankılanıp duruyordu. Sonunda konuşmak için gidip karşısına oturdum. Okuduğu kitaptan başını kaldırırken bana baktı anlamayarak.

"Dedemle Hakan babamın konuşmalarını dinledim."

Hızla doğrulurken "Ee ne konuştular?" demişti. Biliyordum, bana gelip de ne kadar ayıp minvalinde sözler söyleyecek değildi ya. Gözlerimi devirip, heyecanla bakan gözlerine karşın duyduklarımı anlattım. Sonra da heyecanla ne diyeceğini beklemeye başladım.

"Haklı." Dedi gözlerini benden kaçırırken. İşte duymaktan korktuğum sözler bunlardı. Devam etti. "Buradaki insanlara karşı artık eski nefretimi duymuyorum, inanmayacaksın belki ama Ege'den bile nefret etmiyorum ama içimdeki yabancılık hissi de hiç eksilmiyor. Benim dedemlerle kalmam daha doğru Yeşim."

Ne diyecektim? Onu anlamamış gibi ısrar mı edecektim burada kalmaya devam etmesi için? Yapamazdım ama aklıma başka bir çare geliyordu. Bunu henüz dedemle konuşmadığımdan boş yere Sedef'i ümitlendirmek istemiyordum. Sadece "Sen nasıl mutlu olacaksan öyle olsun." Diyebilmiştim. Bana sarıldığında ise dedeme yapacağım teklifi düşündüm. Umarım kabul ederdi.

*

Bir okul çıkışında Sedeflerden ayrı çıkmış, eski evime geçmiştim. Kapıyı halam açmıştı.

"Hoş geldin Yeşim. Bu ne güzel sürpriz."

"Hoş buldum hala, dedem evde mi?"

Ben içeri girerken o da kapının dışına doğru baktı.

"Sedef yok mu?"

"Yalnız geldim, geçen duyduğumuz konuyu konuşacağım."

"Anladım canım, babam içeride."

Salona geçip, beni görünce gözleri de gülen dedeme sarıldım. Biraz hal hatır faslından sonra da karın ağrım olan meseleye girdim. Her şeyi dinlediğimi itiraf edip, teklifimle ilgili kısımdan devam ettim.

"Dede siz bu eve taşınmayı düşünmez misiniz? Hem sizden, hem de Sedef'ten kopmamış olurum. Üstelik babam burada, onunla görüşmeler için Rize ve İstanbul arasında mekik dokuyacaktınız. Buraya yerleşin."

"Kızım öyle ha deyince düzeninden kopabilir mi insan? Benim hayatım Rize'de geçmiş, eşim dostum-"

"Ya dede torunların ve oğlundan daha değerli değil ya bu eş dost. Bak sen yine ara sıra gidersin Rize'ye ama bir süre asıl eviniz burası olmalı."

Dedem sözlerime hiç memnun olmazken halam söze girdi.

"Ben burada işe girerim baba, Sedef'le kalırız. Sen de istediğinde Rize'ye gidip gelirsin. Yeşim doğru söylüyor, abim buradayken zaten sık sık gelmemiz gerekecekti. Bari çocukların okulu, hayatı yeniden değişmesin."

Dedem bir süre düşünmüş, biz de sessizce onu izlemiştik. İçimden kabul etmesi için dua ederken bu dualarım karşılıksız kalmamış ve dedem başıyla onay vermişti. Sevinçle sarıldığımda ise neyse ki gülümsediğini de görmüştüm.

O hafta Sedef eski evimize geçmişti. Benim odamı da yeniden eski düzenine getirmişlerdi. Sedef'in rahatlaması, mutluluğu ve benden uzaklaşmaması üstümden dağları kaldırmıştı sanki. Üstüne artık halam ve dedem de burada yaşayacaktı. Bir taşla bir sürü kuşu vurmuştum.

*

Hafta sonu artık havaların iyiden iyiye soğuduğu bir gün erkenden kalktım ve üstüme kalın polarlarımdan birini giyindim. Haylaz ile buluşup, görüşmem gereken bazı konular vardı. Bir süredir ara ara kendisini ziyaret edip üstüne binme, yönetme gibi şeylerde çaba gösteriyordum. Bugün ise üstüne binecek ve ahırın dışına çıkacaktım. Kimse uyanmadan ahıra geçmiştim çünkü Haylaz'a binmeme izin verecek gibi durmuyorlardı ama Haylaz ile artık daha iyi gibiydik. Nedense beni dinleyeceğini düşünüyordum.

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin