7

27.5K 1.6K 224
                                    

Gece zindandaki adamın görüntüsüyle, yerimden sıçrayarak uyanmıştım. Çocuklarım var demişti, benden yardım istemişti... Nefesimin kesildiğini hissederken baş ucumdaki suyumdan içtim. Bu konuya nasıl sırtımı dönecektim ben? Yapabilir miydim böyle bir şeyi?

Bir süre yatakta öylece durduktan sonra daha fazla dayanamayarak yerimden kalktım ve hızla annemlerin odasına ilerledim ama kapıyı tıklatmadan önce duraksadım şimdi uyandırmamın bir anlamı yoktu, sabah konuşabilirdik. Odama döneceğim sırada ise adamın bu gece ölme ihtimali geldi aklıma ve kapılarına vurdum. Başta ses gelmeyince tekrarladım ve "Baba." diye seslendim. Böylece çok geçmeden içeriden gelen uykulu sesiyle kapıyı açtım.

"Baba konuşabilir miyiz?"

Babam saatine bakıp, ne olduğuna anlam veremese de başını salladı ve beraber odama geçtik.

"İyi misin Yeşim'im? Bileğin mi ağrıyor?"

"Ben iyiyim baba, bileğim de iyi ama... Bugün ormanda kaybolduğumda Murat ile nasıl karşılaştığımızı anlatmam gerektiğini düşündüm."

Babam hala neden bunun için gece vakti kapısına geldiğimi anlayamıyordu ama sessiz kaldı ve beni bekledi.

"Ben Haylaz ile girdim ormana biliyorsun, o kısımları anlatmıştım zaten.

"Evet, biliyorum."

"İşte Haylaz'ın beni götürdüğü yerde küçük bir tepe vardı..." diyerek başımdan geçenleri tek tek babama anlattım, o ise gittikçe ciddileşen yüzüyle beni bölmeden dinledi. "...Şimdi de rüyamda o adamı görünce anlatmadan edemedim." diyerek sözlerimi sonlandırdım.

"Sen en doğrusunu yaptın Yeşim, ben bu konuyla ilgileneceğim ama sen o yeri tekrar bulabilir misin? Ya da yakınında ayırt edici bir durum fark etmiş miydin? Bir akarsu, göl olabilir..."

Düşünmeye başladım ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Ne yolunu biliyordum, ne de çevresinde ağaç dışında bir şey görmüştüm. Başımı olumsuz anlamda salladım omuzlarım düşerken.

"Tamam üzülme sen, ben halledeceğim... Hadi bakalım, sen şimdi uyu." deyip alnımdan öptü ve benim tekrar uzanmamı bekledi. Ben yatınca da odamdan çıkmıştı. Bir süre doğru yapıp yapmadığımı düşünürken dış kapımızın açılıp, kapandığını duydum. Babamı da gecenin bir yarısı yollara düşürmüştüm ama konu ciddiydi. Muhtemelen emniyetle hemen arama işlemlerine başlayacaklardı.

*

Babam ertesi günü akşam saatlerinde gelene kadar tüm huzurum da kaçmıştı. Ne Sedef anlam verebilmişti bu halime, ne de yanıma gelen Birce ve Arda. Kimseye bir şey anlatmamıştım. Babamı bir kez arasam da meşgul olduğunu, eve gelince konuşabileceğimizi söylemişti.

Akşam babam nihayet eve geldiğinde oldukça yorgun duruyordu, en önemlisi ise takım elbisesinin paçalarında gördüğüm çamur lekeleri bugün ormanda dediğim yeri aradıklarını gösteriyordu. Annem ve Sedef aşağıda kalırken ben babamın peşinden yukarı çıktım hemen. O ellerini yüzünü yıkamak için banyoya girdiğinde kapının kenarında "Bulabildiniz mi?" diye sordum hemen.

"Maalesef kızım. Bugün gezmediğimiz yer kalmadı ama koca orman, hiçbir iz bulamadık dediğin zindanı gösterecek."

"Ya baba orada, biliyorum."

Babam havlu ile kurulanıp, banyodan çıkarken saçlarıma bir öpücük kondurdu.

"Sana inanıyorum zaten Yeşim ama bulamadık kızım, üzgünüm."

Babam bu sefer de yatak odasına girip, takımının ceketini çıkarırken yataklarına oturdum.

"Aramaya devam edeceksiniz ama değil mi?"

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin