24 - "Yeterli Değildi..."

266 25 25
                                    

Jungkook'dan

Az önce ne yaşamıştım ben? Her şey çok hızlı olmuştu ve ben hatırlama yetimi resmen kaybetmiştim...

Şu anda çıplak göğsümde yatan bedenin çıplak sırtında birleştirdiğim ellerim kıpırdamak için benimle büyük bir savaş içerisindeydi.

Boynumda resmen soluklanan beden, kollarını sırtımın iki yanından geçirmiş ve omuzlarıma koymuştu. Beni arkamdan kavramıştı...

Bacak aramda olan bir bacağı, diğer bacağını sağıma yerleştirmesi ile üzerimde tamamiyle hakimiyet kurmuştu. Böylelikle bedenlerimiz büyük oranda temas içindeydi...

Artık ellerimle aramda olan savaşım sona erdiğinde, sırtında belirsiz şekiller çizmeye başladım. Bana oranla daha sert, yapılı bir vücuda sahip olan beden üzerimde yatsa da zerre ağır gelmiyordu. Isterse üzerimden hiç kalkmasın, altında bir kere daha ezilmekten memnuniyet duyardım..

Sırtında çoktan hareketlenen ellerim yavaşça omuzlarına çıkmıştı. Iki yanına çaprazlama yerleşen ellerim, bedenime daha da bastırdı bedenini. Burnumu dayadığım boynu, beni nefessiz bıraksa da nefesten farksızdı.

Hava sıcak olsa da klimanın açık olması, arasından en ufak hava bile girmeyen göğüslerimizi üşütüyordu. Buna rağmen yanıyorduk... biz, çok güzel bir ateşte yanıyorduk...

Kalbim yerinden çıkacak gibi atsa da, şu anda ve dakikalar öncesinde yaşadıklarım deliğimin acısını resmen unutturmuştu.

Ve şu anda Taehyung'un konuşması, umduğum en son şeydi...

"Jungkook..."

"Hm?"

Kalbim, "daha da hızlanamazsın" dedikçe beni şaşırtıyordu.

"Bana iyi gelmiyorsun..."

Cevap vermediğimde altımda olmasına rağmen omzumda olan kollarını belime sarmıştı. Belimi sıkıca sıksa da öyle hafif sarmıştı ki beni, boşlukta düşüyormuş gibi hissetmiştim...

"Jungkook... aklımı başımdan alıyorsun..."

Dinledim... sadece kulağımın dibinde olan boğazından gelen hırıltısını dinledim...

"Tamam diyorum. Aklım başımı sayende terk etti... ama bir şey yapıyorsun ve ben, daha da tükeniyorum... Jungkook... Sana çok pis aşık oldum ben. Napacağız?"

Ben de sana çok aşığım Taehyung. Asıl bunu ne yapacağız?

Diyemedim... sanki yeni doğmuş bir bebektim de, kelimeler bana yabancıydı...

"Jungkook... çok güzelsin... Tükenmek istiyorum. Beni tüketebilir misin Jungkook? Beni sonuna kadar tüketir misin?"

Gözlerime sevgiyle bakan arzu dolu gözleri, beni tekrar yerime sabitledi.

"Ya da Jungkook.. ben seni tüketsem?"

Anında dudaklarıma atılmasıyla kollarımı boynuna sardım. Sanki bu anı bekliyormuş gibi daha da bastırdım onu kendime. Daha da öpsün istiyordum. Yeterli gelmiyordu... daha da parçalasın istiyordum dudaklarımı, daha da karışsın bana istiyordum...

Taehyung'dan

Yeterli değildi... Daha da öpmek istiyordum. Daha da. Daha da. Daha, daha, daha, daha da...

Öyle çok öpmek istiyordum ki o minik dudaklarını, öyle sert öpmek istiyordum ki o pembe dudaklarını, rengini kaybetip kırmızının en göz alıcı rengine bürünsünler istiyordum... öyle çok öpmek istiyordum ki o minik dudaklarını, minik denemeyecek kadar şişsin istiyordum...

Yine diyordum, yine bana öptükten sonra utanç dolu kızaran yanaklarıyla baksın. Yine öptükten sonra daha öpülmek istermiş gibi dudaklarımda takılı kalsın gözleri... Yine diyordum, yine...

Içimdeki onu öpme istediği asla bitmiyordu. Dudakları dudaklarımdan ayrılsa da duramıyordum.. öptükten sonra kalkıp hayatıma bakamıyordum.. sanki benim hayatım, sadece sahip olduğum bu minik dudakları parçalayana kadar öpmekti... dudaklarım arasından kayan alt dudağı aklımı başımdan daha da alıyordu. Acemice üst dudağımı emmeye çalışması, ona ceza vererek öğretme dürtüsü oluşturuyordu içimde ama tutuyordum kendimi... çok fazla tutuyordum...

Ensemdeki saçları çekiştiren minik parmakları, bazen enseme dolanıyor, bazense saçlarıma çıkarak beni daha da bastırıyordu dudaklarına...

Onun minik ağzı, dilime ev sahipliği yaptığında bayılmamak için zor duruyordum. Dilim, diline karıştığında çıkan sesler, kulaklarımı delip karnıma kelebek olarak ulaşıyordu.

Kim Jungkook kalbime hiç mi hiç iyi gelmiyordu...

이복 형제 |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin