26 - "Çok aşığım sana..."

227 20 7
                                    

Taehyung'dan

Dediğim gibi.

Kim Jungkook çok doyumsuzdu.

"Güzelim-"

"Ye beni Teyung. Beni öyle çok yemeni istiyorum ki, sonuma kadar tüketmeni istiyorum. Senin ellerin her tenime değdiğinde daha da yanıyorum.. sanki sönmeyen bir ateşte gibiyim Teyung ve inan ki şu anda yemek yemeye hiç gözüm yok. Teyung... ben bu kadar arsız değildim. Her saniye, her dakika seni öpmek istiyorum. Elimde olsa dudaklarını dudaklarıma yapıştırırım, hiç ayırmam. Utansam da Teyung, üzerinde erimek istiyorum... öpmek istiyorum Teyung. Seni her saniye, her yerini öpmek istiyorum çünkü... bilmiyorum Teyung. Ben bu kadar arsız değildim.. inan ki tek aklı başından alınan sen değilsin..."

İyi değildim. Sanki içimde iki ülkenin savaşı varmış gibiydi. Bombalar patlıyor, kalbime mermiler yağıyordu... kalbim delik deşikti. Ve kalbime saplanan bu mermilerin sahibi sanki Jungkook'du. Beni öldürmek ister gibi duygularını ifade ediyordu ve ben... her kelimesine ölürken, cümlelerine gömülüyordum... iyi değildim. Iyi değildim.. bildiğim bir şey varsa, o da iyi değildim...

Yerimden yavaşça kalkmış ve bacaklarını kendisine çekerek oturan, oynadığı ellerine bakan minik bedene ilerledim. Yanaklarından tutup alnından öptüğümde sessizce salondan çıkıp tuvalete girdim.

Lavabonun iki yanına ellerimi yaslayıo bir süre aynada kendime baktım.

Ben.

Hiç.

İyi.

Değildim..

Anbean ölüyor gibiydim ya? Kalbim "Jungkook" diye ölüyordu sanki.

Kim Taehyung çok fena aşık olmuştu.

Ve ben, o an sadece bağırdım. Bağırıp aynaya kafa attım..

Ciddiyim, aynaya kafa attım.

Nedense kırılmadı ama alnım şişecek gibiydi. Yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktığımda bana az önce kalbimi durduran, o güzel duygularını söyleyen bebeğin yanına gittim. Sakince oturup yemeğimi yemeye başladım.

Jungkook ise az önceki sesten dolayı bana garip bir şekilde bakıyordu..

"T-teyun-"

Elimdeki chopstickleri masaya fırlattığımda Jungkook'u kucağıma alıp geri oturdum. Yemeğini ağzına tıktığımda bana şok olarak baksa da çiğnemeye başlamıştı.

O'na yedirmem bittiğinde kucağımda oturmasını önemsemeden bu sefer de kendi yemeğimi yedim. Ve bu esnada Jungkook sadece bana bakmıştı.

Yemek faslımız bittiğinde Jungkook kucağımda otursa da koltukta biraz daha yayılıp başımı koltuğa yasladım. Bir süre tavana baktım... ellerim, Jungkook'un belinde olsa da ikimiz de sessizdik...

Gözlerim kapalı tavana bakarken, Jungkook o minik elini uzatmış ve alnımdaki şişliğin tam üzerine parmaklarını bastırmıştı.

Hafifiçe kalkıp ona baktığımda bu seferse elleri yanaklarımı kavramış ve beni kendisine çekerek az önce dokunduğu şişliğin üzerine dudaklarını bastırmıştı.

"Neden şişti burası Teyung..? Kötü gözüküyor.."

"Aynaya kafa attım."

"Ne? Neden?"

"Çünkü deli ediyorsun beni. Çok aşığım sana.."

Jungkook utanıp göğsüme baktığında çenesinden kaldırdım onu. O yumuşak ve ıslak dudaklarını seslice öpüp çekildim.. dudakları, dudaklarımdan ayrılırken dudağımdaki her bir alan seğiriyordu...

Ellerim geri beline gittiğinde parmaklarım tişörtünden girip bir süre okşadı pamuk gibi tenini.

"Bebeğim. Güzelim. Jungkook'um benim."

Kendisini bir anda göğsüme bırakmış ve kulağını kalbime yaslamıştı. Sol kolum beline gitmişken sağ elim saçlarını okşuyordu. Burnumun dibindeki yumuşak saçlarının eşsiz kokusu başımı döndüruyordu.

Ellerim altından kayarken saçları kendisini göğsüme tamamiyle bıraktı...

"Bebeğim... bu 3 günde, hatta bugünü sayma. Bu 2 günde, seni öpebildiğim kadar öpmek istiyorum. Çünkü annemler varken bu pek de imkanlı değil."

Göğsümdeki başı hafifçe onaylar vaziyette sallanmıştı. Burnumu saçları arasına gömük derince koklayıp öpmüştüm.

Usulca bel boşluğunu ve saçlarını okşarken saate baktım. Daha erken olduğunu gördüğümde ise gezebileceğimizi fark ettim. Ve bunu bebeğime teklif etmem gerekirdi.

"Güzelim~?"

"Hm~?"

Hmlaması, göğsümü delip geçmişti...

Tekrar öptüm kulağının arkasını.

"Saat erken güzelim. Eğer istersen biraz dışarıya çıkabiliriz? Hm?"

"Aslında bakarsan Teyung... ş-şey... b-ben biraz k-kıyafet a-almak i-istiyorum da..."

Yine öpmüştüm çilek reçeli kokan kulağının arkasını.. lavanta kokan saçlarını...

"Alalım güzelim benim. Ne almak istiyorsun peki? Aklında bir şey var mı hm?"

"Ş-şey aslında T-Teyung.."

Hissediyordum... kalbinin o hızlı atışını elimin altında, sırtından hissediyordum.. çok... çok güzeldi.

"T-teyung..."

"Bebeğim utanma. Ne istersen alırız tamam mı?"

"B-ben m-mini e-etek a-almak i-istiyorum..."

이복 형제 |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin