Kaybetmek miydi sevdiklerini bile bile,
Veda dahi edemeden gitmek miydi
Ağlarken bile canın yanar mıydı,
Yanardı hem de hiç dinmeyecek gibi.
Ormanda öylece yürüyordum yolumu bilmiyordum gidiyordum işte öyle sonu olmayacak gibi sonsuzluğa gidiyordum belki bu defa her şey bitmişti.
ormanın az ilerisinde ışık belirdi korna sesleri geliyordu yolda yürüyormuşum ama ağlamaktan önümü dahi göremiyordum araba bana hızla çarptığında takla atarak havadan yere düşmüştüm gözlerim kapanıyordu biri arabadan çıkıp
-hanım efendi iyimi'siniz?
diyordu ama ben cevap veremiyordum duyuyordum ama karşılıksız kalıyordu karşı taraf
kafamda acı ve çok şiddetli bir ağrı hissediyordum kanıyordu eminim ki gözlerimin önünde beyaz bir ışık vardı bana doğru geliyordu yavaş yavaş ölüm müydü bu yoksa sevdiğin olmadığı için nefessiz kalmak mıydı?
korkuyordum evet ama ölümden değil bir daha çağatayı görememekten,bir daha onun kokusunu ciğerlerime çekememekten.
******************
Çağatay'dan
herkese haber salmıştım ama Allah kahretsin ki bir tanesinden bile haber gelmemişti kafayı sıyırıcaktım saat on ikiyi çoktan geçmişti neredey di bu kız aklımı kaçıracaktım en sonunda evde elim kolum bağlı kalmayı kabullenemeyip evden tam çıkarken telefonum çaldı
-alo çağatay bey siz misiniz
-evet de siz kimsiniz?
-ben ***** hastanesinden burcu güzel.Sinem taşdele'nin telefonunda siz kayıtlıydınız bizde sizi aradık.sinem taşdelen trafik kazası geçirmiş şuan hastanemizde geli-
derken kapattım telefonu ve koşarak arabama bindim ve son gaz *** hastanesine sürdüm.
Allahım ya ona bir şey olursa ben nağpardım.
kendime söylenirken hastaneye gelmiştim içeri koşarak girdim ve bir hemşireyi durdurup
-sinem taşdelenin odası hangisi acaba?
-104 numaralı oda
dediği gibi merdüvenlerden ikişerli üçerli çıkıyordum 104 numaralı odaya geldiğimde kapıyı hızla açıp içeri girmiştim
öylece yatıyordu kafasında sargı bezi vardı,kolunda serum,dudaklarında kan kurumuştu onu öyle görünce canım yanmıştı ve ağlamaya başlamıştım ilk defa ağlamıyordum evet ama akıyordu gözlerimden yaşlar bu acıyı sanki ağlayarak dindirecekmişim gibi geliyordu.
yanına gelmiştim ve elinden tutarak
-sinem bak ben geldim buldum seni sevgilim korkma artık beni senden kimse ayıramaz artık sana söz veriyorum seni asla bırakmayacağım ama sende beni bırakma sinem bur'da böyle hareketsiz yatma kalk bana bir cevap ver bağır,çağır,ağla ama bir şey de sinem böyle durma ben burda senin sesini duymak istiyorum bu iğrenç cihazların sesini değil.
demiştim ve cihazdan dııtt sesleri geliyordu hemen odadan çıkıp
-doktor yok mu !!!
dediğimde iki hemşire bir doktor gelmişti beni odadan çıkarmışlardı camdan bakıyordum öylece kalbine doğru cihazı tutuyorlardı göğüsü bir inip bir kalkıyordu
bırakmazdı demi beni veda etmeden bırakmazdı daha başıma açacağı belalar vardı,daha beni sinir edecekti,daha kavga edicez bırakamaz beni böyle deyil
derken hıçkırıklara boğulmuştum arkamı dönüp yere çökmüştüm bakamıcaktım
************************
Sinem'den
Hayır uzaklaşacaktım bu beyaz ışıktan biliyordum bunun sonu ölüm olucanı ama ben çağatay için hayatta kalıcaktım babam için kalacaktım annemden tek yadigar oydu şimdi sevdiklerimi bırakırsam her şey daha kötü olucaktı güçlüydüm ben bunca şeye dayanmışken korkmamışken ölümden mi korkacaktım.
doktorlar gözüme ışık tutuyorlardı odada doktorun sesini duyuyordum boğuk geliyordu ama anlaşılıyordu bu konuşmaya bir kişi daha eklenmişti ve şöyle diyordu
-doktor bey ne zaman kendine gelir ?
diyordu bu ses çağatayın'dı burday dı bulmuştu beni ona kavuşmuştum yanıma oturmuştu bir şeyler diyor anlımdan öpüyordu yavaş yavaş gözlerimi açıyordum her yer bulanıktı yavaş yavaş görüntüm netleşiyordu herkes sevinçle gülüyordu bense başımın ağrısı yüzünden gülemiyor yüzümü buruşturuyordum
çağatay:Sinem iyimisin?
sinem:Başım başım çok ağrıyo çağatay hemde çok
çağatay:Tamam sen kapat gözlerini ben doktoru çağıcağım
demişti ve onun dediği gibi gözlerimi kapatıp doktoru bekliyordum doktor gelip bir kaç muayenesini yaptı ve çağataya dönüp şöyle demişti;
DOKTOR:bu tür travma'larda baş ağrıları olması çok doğal endişe edilecek bir şey yok serumun içine ilaç uyguladım birazdan bir şeyi kalmaz ama kendisine çok dikkat etmeli ve stresten uzak tutması gerek.
teşekkür ederek doktoru çıkarmıştık odadan halam ve babamlar dışarıda duruyorlardı odada sadece ikimiz kalmıştık
-çok korktum sana bir şey olmasından seni kaybettim sandım
-korkma buradayım artık bundan sonra yanımdan seni hiç ayırmıcam
-seni seviyorum
-seni seviyorum prensesim
dedi ve dudağıma yapışmıştı delicesine öpüyordu huzur vardı,aşk vardı çok mutluydum ona kavuştuğum için.
***********************
2 Gün sonra***
çağatay çıkış işlemlerimi yapıyordu bense kalkıp giyinmiştim saçımı at kuyruğu yapmıştım yatağa oturmuş çağatayı bekliyordum artık kafamda bandaj'da yoktu tamamen iyileşmiştim o sırada çağatay gelmişti ve hastaneden çıkmış arabaya binmiştik.
yol boyunca yola bakmıştım yağmur yağıyordu o sırada taş eve geldiğimizi fark ettim ve arabadan inip eve girdik salona oturduk çağatay yanıma dahada yaklaşarak
-sinem artık benim olmanı istiyorum tamamen bana ait olmanı istiyorum seni istiyorum sadece bu hayatta ikimiz olmamızı istiyorum.Benim olurmusun?
-bende seni istiyorum sevgilim.Seninim sadece senin
Aşk dı bizi ateş gibi körükleyen,
Sevginin önüne kimse geçemezdi
Çünkü çok güçlü bir kalkandı,
Her şeyden koruyan bir kalkandı bu
Bazen tek bir kişiye ait olmak istersin,
Hiç ayrılmayacak gibi.
**************************************************
ARKADAŞLAR VOTE VE YORUMLARINIZ BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR DİĞER BÖLÜM ÇOK GÜZEL OLACAK OKUMAYA DEVAM EDİN SİZLERİ SEVİYORUM :*