sabah uyandığımda yatağımdaydım başım çok ağrıyordu tabi kızım o kadar içersen başınla kalmazsın başka bir tarafında ağrır
kendime söylenmeyi bırakırken aşağı mutfağa indim ve kendime sosis,reçel,tost vb. ne farsa sofraya koydum baya acıkmıştım.
Çağatay'dan
annem,babam ve can la beraber sofra'da kahvaltı ediyorduk her gün şu adamın suratına bakmayı hiç sevmiyordum uyuz insan ya suratından düşen bin parça insan bir günaydın oğlum der ama nerde
babam yani benim üvey babam ennemin 2.kocası babam bir trafik kazasında kaybettim henüz daha dokuz yaşındaydım ama onu hep kalbimde yaşattım hala yaşıyorda
daha fazla bu adamın suratını görmek istemiyordum
-afiyet olsun
diyip masadan kalktım ve telefonum çalmaya başlamıştı telefonda tanımadığım numarayı görünce kaşlarımı çatarak telefonu açtım
-alo
-merhaba çağatay beni hatırladın mı?
-hayır sen kimsin
-ben sevgiline zarar veren kişiyim desem
-vay sürtük ne yüzle arıyosun kızım
-benimle düzgün konuş yoksa çok kötü olur
-ne olur lan daha napıcaksın sevdiğim kızın canınımı alıcaksın onun deyil benim canımı al
-senin aşk sözcüklerine katlanamıcam sana tek birşey söylicem eyer o sinem denen kızla ayrılmassan benimle yattığını ve hamile olduğumu söylerim bakalım sen mi ilk ayrılırsın o mu.
dedi ve telefonu kapatmıştı nağpıcaktım şimdi ben nasıl bakardım sinemin yüzüne zamanında yaptığım bir hata yüzünden aşkımı kaybedicektim ilk defa aşık olduğum kızı bırakmak zorundaydım zaten bilsede beni istemezdi bunu söylemeden ondan ayrılmam gerek onu daha fazla üzmek istemiyorum.
telefonumu elime aldım ve sinemi aradım telefonumda bile şapşalım diye ekliydi Allahım nasıl ayrılacaktım ondan
-alo çağatay
-sinem buluşalımmı seninle konuşmam gerek
dedim
-tamam aşkım nerde
-nehir kenarında
-tamam aşkım görüşürüz öptüm
dedi ve kapattı şuan çok mutluydu nasıl onu üzücektim onun tek bir göz yaşına dayanamazken kendim onun canını bile bile yakıcaktım.
*****
nehir kenarına gelmiştim yere oturup ayaklarımı sallandırıyordum ve arkamdan biri sarılmıştı bu sinemdi neşeli bir halde yanıma oturdu ve elimi tuttu
-aşkım ne bu kadar önemli konuşman?
dedi gülümseyerek o gamzelerini artık göremeyecektim belkide şuan kendime naletler savururken bir yandanda kendimi tutmam gerekti sinemin iliği için ona tekrardan brşey olmasına dayanamazdım benim yüzümden onu ölüme sürükleyemezdim