Sabah uyandığımda kendimi güçlü kollar arasında ve güvenli bir şekilde bulmuştum tarif edilemezdi bu duygu eşi benzeri yoktu belkide bu anın ama ben bu duyguyu'da yaşamıştım üç ayda hayatımda her şey değişmişti hemen hemen her gün karı koca gibi beraber yatıyoruz beraber kalkıyoruz hiç yapmıcaklarımı yapmam dediklerimi yapıyordum şimdi ben bile kendime şaşırırken aklıma dün gördüğüm rüya geldi ve istemsizce kıkırdadım elimle ağzımı kapatmıştım sırf çağatay güldüğümü duymasın uyanmasın diye
dün gördüğüm rüyada çağatayla evliydik ama hiç ilişkiye girmemiştik yetmiş yaşımızdaydık ve çağatay beni o yaşa kadar beklemiş o yaştan sonra benimle birlikte olmak istiyordu ben istemediğim için beni bırakıp gidiyordu ya gerçekten'de böyle olursa dedim kendi kendime ona ait olmadığım için beni bir süre bekler ve bir gün bırakır diye korkmuştum istemsizce gözümden bir yaş akmıştı yavaşca yataktan kalkıp banyoya gittim aynanın karşısına geçince kendimden soğumuştum fondoteni akmış rimelleri kirpikleriyle birbirine girmiş rujum yanaklarıma gelmişti kendimi görünce çağatay beni bu halimle nasıl seviyor diye düşünüyordum ilgiç geliyordu aslında sonuçta popiler bir çocuk böyle bir kıza nasıl bakardı anlamıyordum.
yüzümdeki makyajı çıkartıp daha bir insani görünüme sahip olmuştum saçımı at kuyruğu yapıp çıkmıştım yatakta hala uyuyan çağatayı gördüm küçük bir çocuk gibiydi kokusu tüm odayı doldurmuştu.
düşüncelerimden sıyrılıp aşağıya indim ve kahvaltı hazırlamaya başladım omleti bir yandan pişirmeye koyduktan sonra salatalıkları doğruyordum portakal suyunuda sıktıktan sonra sofrayı düzeltmeye başladım mükemmel görünüyordu o sırada kapı çaldı koşarak açtım ve kargodan dı
-merhaba hanım efendi çağatay bey yok mu acaba?
-kendisi uyuyor ne vardı?
-bir zarf var şöyle buyrun şuraya bir imza alayım
dedi elindeki zarfı aldım imzayı attım ve kapıyı kapattım koltuğa oturdum ve zarfı açıp açmamak konusunda duygularımla gidip gelmeye başladım acaba açsam kızarmıydı ama açmassam ben çatlardım en sonunda duygularımı bir kenara atıp zarfı açtım ve aynen şöyle yazıyordu;
-Merhaba çağatay eminim ki bu mektubun kimden geldiğini merak ediyorsundur dur dur merak etme ben söylicem.Berkay ben hani bir zamanlar beni bir kız için canımı yakan kardeşimle tehtit eden adam sensin gerçi sana adam demek garip kaçar bence her neyse şimdi sen kendi kendine sorucaksın ne alaka bunlar diye şöyle anlatıyım sana ben hapisten çıktım ve bir süredir seni takip ediyorum sevgilinle çok mutlusun galiba ama dikkat et o çok sevdiğin kıza zarar gelmesin dicem ama olmıcak çünkü sen benim sevgilimi elimden aldın bende senin sevgilini elinden alıcam bu hayatta her şey harşılıklı çağatay cım.
Bence sevgilini korusan çok iyi olur çünkü onu bir an bıraktığında bulamıya bilirsin!
diye geçiyordu satırlarda kimdi bu niye çağataya böyle bir mektup yazmıştı ne işlere bulaşmıştı çağatay bu kız kimdi ve benimle ne alakası vardı? korkmuştum ve canım acımıştı bir kız vardı ortada ve benden önce çağatay bir kızı sevmişti,ama bana sadece seni sevdim demişti yalanmıydı tüm bunlar?yalandı belkide,belkide bitmişti bu defa mektubu koltuğun üstüne bırakıp üstümü hemen giydim hırkamı ve çantamı aldım ve çıkmıştım dışarı daha fazla bu evde duramazdım sebebim yoktu kalmamın.
tam yarım saattir yürüyordum ve sonunda sahile gelmiştim bu bana iyi geliyordu çağatay uyanmamıştı uyansa ararmıydı?belkide mektubu görmedi görse ararmıydı?beni merak edermiydi?
******************
Çağatay'dan
uyandığımda yanımda sinem yoktu belkide kahvaltı hazırlıyordu elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim ve masayı görünce