Huzur

881 55 2
                                    

Çağatay'dan***

Sabah olmuş ama ben sabahın sekizinde uyanmıştım.Yanımda uyuyan meleğe baktığımda uykuyu boşverip meleğimi seyretmeye koyuldum o kadar güzel o kadar masumdu ki ne anlatılırdı nede dile gelirdi sadece uzaktan masumluğunu seyretmek düşerdi.

Bazen kendimi bile tüm bu olanlardan dolayı suçlarken o her şeye rağmen benimleydi aşk dı işte bu eşi benzeri olmayan,herkeste başka yaşanan bir duyguydu.

Bu düşüncelerle sinem'i seyrederken içeriden ağlama sesleri geliyordu sinem uyanmasın diye koşarak ikizlerimizin odasına gitmiştim ikiside ağlıyordu.Ne yapsam ne desem susmuyorlar dı.O arada içeri gözlerini ovalayarak giren sinem'i gördüm.

-Hayırdır erkencisin ikizlere süt mü vericeksin?

dedi alaylı bir şekilde

-Haha çok komik.Sinem sustur şunları bu ses ne

-Tamam ver mirayı kucağıma sende borayı pışpışla

demişti ve kucağına mirayı vermiştim odayı gezerek ikizlerimizi susturmaya çalışarak sinem'e kulak verdim

-Tamam annecim ağlama bitanem geçti bak anne,baba burada...

diye mirayı güzel sözleriyle susturmaya çalışıyordu o sırada sinem bana dönerek

-Ne o anne olmak mı istiyorsun?

demişti gülerek

-Ya sinem susmuyo bu bak mira sustu bu maşallah Allah ne verdiyse bağırıyor

-Aa Çağatay çocuk o tabi ağlıcak ver sen bana susturmayı bilmiyo ukala mirayı al yatır 

demişti mirayı kucağıma alıp meşiğine yatırmıştım kokusunu içime çekmiştim cennet gibi kokuyordu eşi benzeri yoktu bunun ama bende üç tane cenneti tattıracak melek vardı.

-Sinem

diye seslendiğimde

-Şşt sessiz ol uyudu 

dediğinde ağzıma fermuar çekmiş gibi işaret ettiğimde gülümsemişti sinem bana

O sırada boranın rüyada güldüğünü fark ettik 

-Acaba ne görüyor?

demiştim sinem'de

-Anne ve babasını görüyordur ya da melekler güldürüyordur

dediğinde sinem'in omzuna öpücükler kondurmaya başlamıştım onu istiyordum arzuluyordum hemde iliklerime kadar o da anlamış olacak ki kıkırdıyordu yavaşça borayı yatır ve odadan çıktık.Sinem'i kolundan tutup odamıza sürüklemiştim nolduğunu anlamadan kapıyı kapatıp onu  kapıya yaslamıştım bir elim kapıya dayanıyordu diğer elim yüzünde keşife çıkmıştı.

Sinem'den***

Kalbimin ritmi rep şarkısından daha hızlı atıyordu göğüsüm inip kalkarken Çağatay parmaklarını dudaklarıma getirmişti ve nazikçe okşuyordu nefeslerimiz birbirine karışmış yüzlerimize üflerken Çağatay söze girdi

-Seni istiyorum sinem her dakika,her saniye,her sanise seni arzuluyorum özlüyorum seni hemde delicesine

demişti tek nefeste 

-Bende seni istiyorum Çağatay iliklerimde seni hissetmeyi her cerihamda sana ait olduğumu yeniden bilmek istiyorum

-Seni seviyorum baş belası

-Bende seni seviyorum ukala

demiştim ve dudaklarıma yapışmıştı açlıkla öpüyorduk birbirimizi elleri belimden aşağıya kayarken diğer yandan boynumu emiyor ısırıklar atıyordu ve bu daha çok zevk almama neden oluyordu.Kendine daha fazla bastırmıştı istiyorduk birbirimizi hemde çok tam üstümüzü çıkaracak ken kapı çalmıştı dudaklarından ayrılıp kapıyı açmaya çalışmıştım ama Çağatay

-Sinem gitme çalar çalar gider

-Olmaz sevgilim 

dedim ve kollarının arasından eğilerek kapıdan çıktım eminim ki küfürler savuruyordu şuan bunu düşünürken yüzüme gülümseme gelmişti o sırada bebeklerimin uyuduğunu fark ettim ve kapıda her kimse hala zili çalıyordu koşarak merdivenlerden indim ve kapıyı açtım 

-Merhaba ben yan binanıza taşındım henüz yeni olduğumuz için bir kaç malzememiz eksik acaba tuzunuz var mı diyecektim?

dedi bende gülümseyerek

-Tabi bir dakika bekleyin geliyorum 

dedim ve mutfağa koştum bir paket tuzu dolaptan aldım ve kapının yanına gittim ve orda Çağatay'ı görmem bir oldu hemen koşarak 

-Buyrun bu arada kendisi eşim olur 

dedim olayı düzeltmek için ama Çağatay sinirliydi bunu boynundaki damarlardan görebiliyordum nefesini hissediyordum.

Kapıya gelen kişi yirmi beş yaşlarında iri yapılı kaslı bir seksen boylarında sarışın bir çocuktu ama tabi Çağatay komşu anlamadığı için hemen adamı yolladı adamda korkmuş gibi usul usul gitti.

Kapıyı kapattığımda Çağatay'a gözlerimi devirmiş bir şekilde bakıyordum

-Ne ya sana nasıl yavşadığını görmedin mi komşu ayağı gö-

dedim ve ağzını elimle kapatmıştım

-Komşu o aşkım dövseydin çocuğu

-Gerekirse dövcem tabi hanidir dövmüyorum birilerini zaten 

-Sen ne zaman insanlara karşı yumuşak bir davranışda bulunacaksın?

-Vallaha hiç bir zaman

-İyi 

dedim ve merdüvenlerden yukarı çıkacak ken kolumdan tuttu ve kendine çekti şöyle dedi

-Benim yarim benimdir başkası bakamaz,dokunamaz,öpemez kapıyı dahi çalmadan önce üç defa düşünecek 

-küstah

dedim ve tam gidecekken dudaklarıma yapıştı karşılık vermiştim,vermezsem olmuyordu çünkü seviyordum kalbim ona atıyordu ona kızdığımda kendimi kötü hissediyordum en iyisi bu olayı unutmaktı sadece anın tadını çıkarmaktı.

***************************

Çağatay'dan***

-Sinem hazır mısın ? hadi uçağı kaçıracağız 

-Geliyorumm

diye yukarıdan bağırıyordu om beş dakikadır aşağıda bavulumla onu bekliyordum hayır uçağı kaçıracaktık derken o sırada elinde üç bavul olan sinem'i görünce

-Oha sinem daha yok muydu alacakların?

-Ya lazım hepsi hem çocuklarımızda var canım sadece ikimiz değiliz 

dedi ve bavulları bana verdi dört tane bavul taşıyordum ya şaka gibi

Zar zor arabaya sıkıştırdım bavulları arabaya binmiş ve havalimanı'nın yolunu tutmuştuk.

Yarım saatlik bir yol sonrasında havalimanına gelmiştik hemen uçağa binmiştik kemerlerimizi takmıştık kucağımda bora vardı sinem'in kucağında ise mira vardı.

Biraz bile olsa her şeyden uzak huzura gidiyorduk...

*****************************************

ACABA BALAYINA NEREYE GİDİYORLAR? HEPSİNİ DİĞER BÖLÜM GÖRECEĞİZ ARKADAŞLAR VOTE YAPMAYI VE O GÜZEL YORUMLARINIZI BIRAKMAYI UNUTMAYIN SİZİN GÖRÜŞLERİNİZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ SİZİ SEVİYORUM ŞİMDİLİK GÖRÜŞMEK ÜZERE CANLAR :* :*

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin