...
Helin Erken konuşmuştu oysaki !.. Hala hiçbir şey bitmiş değil ! Hala yaşanması gereken şeyler var.
Sırlar arttı sırlar arttıkça saklanamaz hal aldı , sırlar tam anlamıyla açığa çıktı !..
...
Lise hayatı bitmiş üniversite sınavı gelip geçmişti . Üniversite için son düzlüktü artık . Tercihler yapılacak ve üniversiteye yerleşilecekti . Bütün sınava girenler sınav sonuçlarını beklemekteydi .
Tercihlerden ve yerleşmeden sonra artık geriye kalan tek şey kaydolmaktı .
Bazı öğrenciler üniversitelerine kayıt yaptırırken bazıları da hayatın onlara attığı gollerden yakınmaktaydı .
Kimilerinin üniversiteye gidiş , yurda yerleşme süreci başlarken kimisi de iş amaçlı şehir ve hatta ülke değiştirecekti .
Kimilerinin üniversite seyahatleri başlarken bazılarının da iş göçleri başlamayı beklemekteydi .
...
Kimileriyse sadece ve sadece en basitinden yanındaki kişi ile iyi geçinmeyi deneyip pek de başarılı olamıyorlardı , Emre ve Zeynep gibi ...
Ama bu asla düzelmeyecek anlamına da gelmezdi .
Sabah kahvaltısı günün en önemli öğünlerindendi toplumsal açıdan , herkes böyle söylüyordu . Türkçedeki kalıplaşmış , gelenekselleşmiş kelimeler gibi . Bu öğün hamileler için ise daha da gerekliydi , kendine bakması ve diğer öğünlerdeki gibi ! Ama o gün ... Kahvaltının hiçbir zerresini tatmamış öğlene kadar odasında öylece kalmıştı . Saat ikiyi gösterirken odadan çıkıp mutfağın yolunu tutmuştu sanki yeni uyanırmışçasına .
'' Günaydın kızım . ''
'' Günaydın . ''
Zeynep yardımcıyla selamlaşıp kahve makinesinin yolunu tutmuştu ki çok kısa sürede engellendi .
'' Dur bir saniye aç aç ne kahvesi . Daha yararlı besinler tüketmelisin . ''
Zeynep umursamazca omuz silkerek yanındaki kadına döndü .
'' Ama canım çekiyor . Aşeriyorum anlatabildim mi ? ''
'' En azından bir şeyler yeseydin . ''
'' İstemiyorum ! Canım bir şey istemiyor . ''
'' Peki peki , bari sen geç otur ben sana getiririm . Bir şey canın isterse de söyle hemen hazırlarım . ''
'' Bir şey isteyeceğini sanmam . ''
Zeynep yemek masasına oturunca mutfaktaki yardımcıları da ona kahve hazırlayıp yaptığı kahveyi fincana koyduktan sonra servis etti . Zeynep kahveden birkaç yudum alırken içeriye uykulu gözlerle hala esneme hareketleri yaparak Emre girmişti . Gözleri Zeynep'i bile görmemiş doğruca mutfaktaki kişi ile ilgilenmişti .
'' Günaydın , kahve var mı ya? Rica etsem bir fincan ... ''
'' Tabii tabii bende şimdi hazırlamıştım Zeynep kızıma . Sen geç otur koyayım hemen . ''
Emre arkasını dönerek gözlerini ovaladı ve Zeynep'e bir bakış attı . Sonrasında da tekrar arkasını dönerek konuştu .
'' Önce ben bir elimi yüzümü yıkayıp kendime geleyim . Annem yine mi erkenci ? ''
'' Her zamanki gibi . ''
'' Peki . ''
Emre mutfaktan çıkıp banyonun yolunu tuttuğunda konuştuğu kadın da tekrardan başka bir fincana bir kahve doldurarak masaya koydu . Zeynep kahvesinin sonundayken ve Emre'nin kahvesi iyice ılımış ve soğumaya yüz tutmuşken Emre mutfağa anca varabilmişti . Bu sırada yardımcıları da öğle yemeği adına -tabii onlar için kahvaltı olacaktı- bir şeyler hazırlamış masayı Zeynep her ne kadar isteme de donatmıştı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙾𝙺𝚄𝙻 𝙶𝚄𝙽𝙻𝚄𝙺𝙻𝙴𝚁𝙸 𝚂𝙴𝚁𝙸𝚂𝙸
Teen FictionOkul Günlükleri !.. Hiç de sıradan olmayan bir hikaye , kimsenin masum olmadığı ve görünenin arka yüzü !.. Dostluklar , bağlar , ilişkiler , düşmanlıklar ve dahası ! ... '' Bu son sözümdür o okula gidilecek ! '' '' Ama baba ... '' '' Aması falan yok...