...
'' Tarafımızca belgeleriniz incelendi ve herhangi bir sorunla karşılaşmadık . Şimdi şahitler ve misafirler huzurunda yazılı beyanınızı bir de sözlü tekrarlarsanız evlilik akdinizi gerçekleştireceğim . Zeynep Şahin ... Hiçbir baskı altında altında kalmadan Emre Sezer'i eş olarak kabul ediyor musun ? ''
Nikah memurunun bu son sözü Emre ile Zeynep'in bakışmasına sebebiyet vermişti . Bir süre böyle bakışırlarken Zeynep bakışını bir de Beyza'ya kenetledi . Ve en sonunda derin bir iç çekerek beklenen cevabı memura verdi .
'' Evet . ''
Salondaki alkış sesi eşliğinde nikah memuru da ikinci sorusuna geçti bu soru da birebir Emre'yi ilgilendirmekteydi .
'' Siz Emre Sezer hiçbir baskı altında kalmadan Zeynep Şahin'i eş olarak kabul ediyor musun ? ''
Emre Zeynep kadar bekletmeden hemen kısa süre içerisinde sözlü beyan ile isteğini onaylamış sonrasında akdin bir diğer yarısına geçilmişti . Şahitlerin de rızası alındıktan sonra , imzaya !..
İmzalar da teker teker atıldıktan sonra herkes ayaklandı . Nikah memuru görevi gereğince kalıplaşmış sözlerinden bir tanesini söyleyerek gelin ve damada döndü .
'' Gelini öpebilirsiniz ! ''
Sonrasında da hiç beklemeden cüzdanı geline bile vermeden masaya koyduğu gibi oradan uzaklaştı . Bu da çok beklediğinin ve fazlasıyla sinirlendiğinin bir göstergesi olsa gerek !..
Emre bu sözü duyunca memurun ardından bakakalmak yerine Zeynep'e döndü . Göz ucuyla yaptığı ukalaca bir bakışın ardından Zeynep'e doğru eğildi .
Tam bu sırada Zeynep ayağa basmayı unuttuğunu hatırlamış ve bu da onun kurtarıcısı olmuştu . Zeynep beyaz topuklu ayakkabılarının topuk kısmı ile sertçe Emre'nin ayağına basarak onun acı dolu bir bakış ile geri çekilmesine vesile olduktan sonra hiçbir şey olmamışçasına gülümseyerek Emre'ye döndü .
Emre de sadece yanağından ufak bir buse alabilmek ile yetinmişti o an , yoksa istekler başkaydı tabii !..
Bu olaydan ve seremoni bittikten sonra herkes eve dönmek için arabalara atladılar. Tabii bu gelen birkaç misafir için geçerli olmuştu . Nikah sahipleri çevresiyle birlikte hala salonda bulunmaktaydılar . Ayla Hanım'ın birkaç yakın dostu da nikaha gelerek kendisine eşlik etmiş idi . Ayla onları uğurlamak için dışarı çıktığında Zeynep Emre Burak ve Beyza dörtlüsü yine baş başa kalmıştı .
Tabii gitmeden önce Bartu ile Eren de vardı elbette . Ve tabii Bartu'nun varlığı her zamanki gibi dikkat bile çekmemişti . Ancak Nazlı ise Ceren zoruyla giymiş olduğu o sevimli elbise ile göz kamaştırıyordu . Bartu sabahtan beri Eren'in zevzekliğiyle uğraşmaktan bir türle Nazlı'yla yan yana gelememiş olsa gerek ki nikah çıkışı onu yakalayıp bir şeyler yapmayı ve vakit geçirmeyi teklif etmişti .
Nazlı kabul ettiğinde ise onu omzundan sarmalamış bir eli de cebinde bir şekilde - kolunu omzuna atarak - Zeynep ile Emre'yi tebrik ederek onların yanlarından ayrıldı. Eren ile Ceren de yanlarına geldiğinde Eren Bartu ile Nazlı'yı giderken görmüş ve kendine hakim olamayarak arkalarından " Darısı başınıza." diye bağırmıştı . Daha flört aşamasında olan Bartu ile Nazlı da ona dönmüş ve utanarak birbirlerine bakmışlardı . Nazlı bu denli utandığında epeyce bir kızarmış ve önden yürümeye koyulmuştu. Bartu da uzaktan Eren'e içinden sövmekle meşguldü. Tabii Nazlı'yı tek başına bırakmayarak yanına döndü ve onunla konuşarak tekrar eski samimiyeti yakalamıştı.
" Nazlı, bekle lütfen. Nazlı ."
Nazlı durup döndüğünde Bartu da ona yetişti ve konuştu.
" Sen onun dediklerine aldırma. Ne dediğini bilmiyor . Keyfimizi kaçırmasına izin vermeyelim . Hem ayrıca daha her şey için erken . Endişelenme sana böyle ithamlar yapmasına izin vermem o zevzeğin ! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙾𝙺𝚄𝙻 𝙶𝚄𝙽𝙻𝚄𝙺𝙻𝙴𝚁𝙸 𝚂𝙴𝚁𝙸𝚂𝙸
Genç KurguOkul Günlükleri !.. Hiç de sıradan olmayan bir hikaye , kimsenin masum olmadığı ve görünenin arka yüzü !.. Dostluklar , bağlar , ilişkiler , düşmanlıklar ve dahası ! ... '' Bu son sözümdür o okula gidilecek ! '' '' Ama baba ... '' '' Aması falan yok...