"Ben Esra Duran ,ve bu kitap benim kaybedilmiş umutlarımın öyküsü!" ...
∆
Gün yeni yeni ağarıyordu.
Ağır bir kasvet vardı havada.
Kara bulutlar çökmüştü.
Durmadan şimşekler çakıyordu pencerelerden içeriye. İçimde ki endişeye,korkuya,çaresizliğe katık oluyorlardı.
Kışa yeni yeni giriyorduk.
Fakat ben iki yıldır,zaten sadece kışı yaşıyordum." Hayır baba. Yapmadım de lütfen. Bunuda yapmadım de bana!"
Dizlerimde ki titremeye yenik düşerek kapının kulpundan tutunup,hemen sağ tarafta ki berjere bıraktım donuk bedenimi.
Hava yeni yeni kararıyordu.
"Okul bile okumadım. 15 yaşımdan beri, annem öldüğünden beri, iki yıldır sabah gün aymadan,akşam gün batmadan eve gelmiyorum ben. Eşşekler gibi çalışıyorum çünkü. Niye baba? Senin lanet borçların için,öyle değil mi?""Esra,kızım bak ben gerçekten bunu yapmak istemedim. O çocuğu bilerek-"
Kulaklarımı kapattım hemen. O kadar şiddetli ağlıyordum ki. Onu ve söyleyeceği o korkutucu şeyi bir daha duymak istemedim.
"Sus! Sus! Sus! Sen...sen nasıl bir insanı öldürdün baba,nasıl!? "
Babam da ağlıyordu. Ama tabi ki vicdan azabından falan değil. Başına neler geleceğini bilmiyor olma korkusundandı.
Benimde aklım durmuş gibiydi. Ne yapacağımı,ne düşüneceğimi bende bilmiyordum. Elbette hemen polise gitmem lazımdı evet. Ama babamdı değil mi? Lanet olsun ki bu adam benim babamdı işte. Öz babamı nasıl kendi ellerimle polise teslim ederdim!?
Ben sonra ne yapardım bir başıma? Reşit bile sayılmazdım henüz. En azından kötü bir baba olsada babamdı işte, başımdaydı. Yanımdaydı.
Hem babam,annem öldükten sonra bu kadar iğrenç bir adam olmuştu. Önceden çok iyi bir insandı. Bir öksürecek olsam dünyayı yakardı. Şimdi kan kusturuyordu bana...
Annemin gitmesi onuda benide mahvetmişti.Annemden sonra herşey değişmişti zaten. Sürekli içmeye,içtikçe kumar masalarına tapıp,borçlar harçlar çıkarmaya başlamıştı.
Annem öleli iki sene oluyordu. Rahim kanserinden kaybetmiştik onu.
Canım annem,o yanımızda olsaydı hiç birşey böyle olmayacaktı.
Ben okulumu bırakıp çalışmaya başlamıştım. İki senedir her sabah,akşama kadar aralıksız eşşekler gibi çalışıyordum babamın borçları için.Çünkü borçluları,öyle normal insanlar değillerdi. Tefeciler,mafyalar hepsi kirli adamlardı. Bir taksidi aksatacak olsam babamıda benide yok ederlerdi bir günde. Hala bile dağlar kadar borcu vardı mesela.
Birde bunlar yetmezmiş gibi babam biraz önce eve... Biraz önce eve,eli kanlı bir katil olarak gelmişti. Katil.
Ellerimi yüzüme kapatıp öyle dakikalarca ağladım.
Babam ise yerinde duramıyordu. Ellerinde öldürdüğü kişinin kanı vardı.
Her baktıkça midem bulanıyor daha çok ağlayasım geliyordu.
Bir insan nasıl başka bir insanı öldürebilirdi? Aklım almıyordu!Bu kadar kolay mıydı yani?
Üstelik bunu babamın yapmış olduğunu bilmek benim aklımla dahada oynuyordu.
Işıkları bile açmamış olarak git gide dahada kararmış olan salonda ben tekli berjer de,o kapının eşiğinde oturmuş karşı karşıya ağlıyorduk.Babam bana dil döküyordu.
Ben ise kendi aklımda dönen suallerden onu dinleyemiyordum bile.Bardaktan boşalır casına yağmaya başladı yağmur. Feryat figan ediyordu sanki oda benim gibi.
Dönüp babama baktım. Kanlı ellerine bakmamaya özen göstererek.
"Nasıl oldu!?" Dedim zar zor.
"Borçlu olduğum adamdı." Dedi.
Sinirden elimi berjerin başlığına sertçe vurarak ayağıya kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHI
RomanceEsra'nın tüm hayatı, 15 yaşında annesini kaybettikten sonra başlamıştı. Yıllar boyunca okulunu dahi bırakıp tamamen, annesinden sonra hayata küsen kumarbaz, içkici babasının borçlarını ödemeye adamıştı kendisini. Amacı, yıllarca onu yeniden hayata d...