Bazı çaresizlikler denktir, ama her insan denk değildir.
∆
ALP SOYDAN
Toplantı sona ermişti nihayet. Kalkıp artık yeni iş birlikçim olan Luis ile el sıkışmış ve onu uğurlamıştım. Luis yarın yeniden Londra'ya, Orkun'un yanına dönüyordu. Ve beraber yürüteceğimiz planlar ile onu paket yapıp bana gönderecekti. Bende karşılığında onun batmış şirketini toparlayacak, eskisinden verimli hale getirecektim.
Odama çekilip günlük işlerimi halletmeye koyuldum. Aynı zamanda da Volkanı aramıştım, Esra'yı sormak için. Dershanedeydi. Artık herşeye iyice adapte olmaya başlamış, hırçınlığını bir köşeye bırakmıştı. Bu beni ziyadesiyle mesut ediyordu. Çünkü bir ton işimin yanı sıra, herşeyden çok onun asiliği ile uğraşmak daha zordu.
İnadı tuttumu, tam bir keçiydi. Meraklı, hem cesur hem korkaktı.
Önümde ki ajandaları incelerken onu düşünerek ne ara gülümsemeye başladığımı bile fark etmemiştim.
Bana bu son günler neler oluyordu böyle. Sürekli aklımda o vardı. Her yerde o vardı.
Gözlerimi kapatıp iki elimle başımı tuttum .
Kapalı gözlerimin önüne saçları geldi.
Badem kokulu saçları...Sonra ise birden Mert.
Mert'in, zavallı kardeşimin patlatılmış kafası...
Gözlerimi kapattığım gibi bozguna uğramışçasına geri açtım.Bu yanlıştı. Benim için bu hayatta ki en yanlış kişi, en yanlış insan Esra'ydı.
Ben onun babasının katili, o benim kardeşimin katilinin kızıydı.
Küçüktü.
Günü geldiğinde gidecekti, ve bir daha asla onu göremeyecektim!Yanlış sularda yüzmemeliydim.
Boğulurdum.
Alp Soydan asla hata yapmazdı.
Hele konu duygular olunca asla yapmazdı. Yapamazdı.
Onun bir kalbi yoktu.
Olamazdı. Olsa bile içine dünyada ki bütün kadınları sığdırır, yinede o kızı sığdıramazdı.Anlaşma tamamdı, bu yüzden doktorumu arayıp bir hafta sonrası için bir ameliyat günü belirledim. Kimsenin daha haberi yoktu, vakti geldiğinde söylerdim. Şuan yeri değildi.
Herşeyi, tüm ortamı ayarlayıp ipleri bu zayıflık noktamın ağır basacağı o gün için çok sıkı tutmalı, düşmanlarıma asla bir haber uçurup, fırsat vermemeliydim.
Kalbimde bir sancı hissedince içimden küçük bir küfür savurarak ayaklandım. Hep unutuyordum şu ibne ilaçlarımı.
Doktorun yeni yazdığı ilaçlarımı atıp cebimden telefonu çıkararak rehberden pezevenk Cemali bulup aradım.
Bir iki çalıştan sonra açtı.
"Alo. Bende sizi arayacaktım. Öğrendiğime göre toplantınız çok güzel geçmiş." Dedi keyifle. İçimden ona milyonlarca küfür yağdırıyorken "evet güzel geçti, gayet olumluydu. Senin haftalardır yapamadığın işi belki bir kaç gün içinde Luis yapar!" Dedim bende."Yalnız Luis'i benim sayemde-"
"Kes lan, her neyse fazla uzatma konuşmamız gereken bir kaç birşey var, bir saate benim şehir çıkışında ki depoya gel."
"Geleyim gelmesinede, depo ne alaka?" Dedi, korktuğu sesinin o boktan tanısına yansıyordu.
Hayır, avımı kesinlikle ürkütmemeliydim."Eğer Luis Orkun itini bana verebilirse hak ettiğin yirmi bin doları sana vereceğim. Bu sırada da seninle başka işler daha yürütmeye karar verdim." Dedim, onun gibi bir piçi babamın oğlu gibi iyi tanımak işimi kolaylaştıracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHI
RomanceEsra'nın tüm hayatı, 15 yaşında annesini kaybettikten sonra başlamıştı. Yıllar boyunca okulunu dahi bırakıp tamamen, annesinden sonra hayata küsen kumarbaz, içkici babasının borçlarını ödemeye adamıştı kendisini. Amacı, yıllarca onu yeniden hayata d...