36 - BÜYÜK ANLAŞMA

1.8K 164 13
                                    

Benim pençelerimin arasında ki kuşu incitmeye kalkışmanın ona çok büyük bir bedeli olacaktı.

Küçük kedileri salona getirmiştim, Alp ardımda ben önde içeriye girmiştik ki Cahit ile Ahmet abi bize şaşkın şaşkın bakmaya başladılar, ikiside ayaktaydılar diğer misafirler ise gitmiştiler.

"Neredeydin?" Dedi Ahmet abi.

Kucağımda ki yavrular ile birlikte tir tir titriyorken, "bahçedeydi, kendine yoldaş bulmuş." Dedi ardımdan Alp bana fırsat vermeden.

"Ne yoldaşı abi?" Dedi Cahit.

"Sen niye ağlıyorsun Esra?" Diye sordu bu sefer Ahmet abi.

Uff bunlarda ne çok soru soruyorlardı.

O sırada yavrulardan birisi kıpırdandı ve "miyav" dedi.
Diğerleri de rahatsız olunca hep beraber miyav demeye başlamışlardı, içerisi sıcak olduğu için ısınmaya ısındıkça da canlanmaya başlamış olmalıydılar.

"Oda ne?" Dedi Cahit ve yanıma geldi hışımla.

Kucağımı açarak ona, yavruları gösterdim.

Güldü hemen ve elini atıp sevdi onları. O dokundukça yavrular dahada hareketlendi. "Cahit, korkuyorlar!" Dedim geriye çekilerek.

"Kız sen bunları nereden buldun?" Dedi Ahmet abi onun ardından ve Alp'e baktı ne oluyor dercesine.

"Bizim garajın önünde ki yedek lastiklerin yanına yavrulamış anneleri." Dedi Alp.

"Ee annesi alırdı onları, siz niye getirdiniz?" Diye cevap verdi Ahmet abi.

Gözlerim yeniden dolu dolu olurken "ölmüş." Dedim ve yutkundum zar zor. Öksüz kalmıştı benim gibi kedicikler.

"Nasıl?" Dedi Cahit sonra ekledi. "Nereden biliyorsunuz?"

"Lastiklerin ardında donarak ölmüş, cesedi daha taze, yeni ölmüş olmalı." Dedi Alp.

"Yaa vah vah kıyamam, keşke önceden fark etseydik, kurtarırdık hayvancağazı." Diye yakındı Ahmet abi ve biraz düşünerek devam etti konuşmaya "neyse, ben aldırayım adamlara onu, kokmasın orada yavrular içinde bizim bir arkadaş ilgileniyor barınaklara teslim ediyor, ona söylerim."

Gözlerimi ayırarak baktım ona, sonrada Alp'e döndüm ve dudak büzdüm hemen, gözlerim dolu dolu kafamı yana eğip lütfen dercesine baktım.

Alp az önce ki gibi yine burun kemerini sıkarak gülümsedi ve sonra bir bana, bir kucağımda kendi yavrummuş gibi sarmaladığım kedilere baktı ve Ahmet abiye "gerek yok abi, yavrular burada kalacak. Sen yarın bir veteriner getirt, sağlık kontrolü ettir, aşılarını falan yapsınlar, bakımları için sor ne gerekiyorsa aldırt, Esra hanımın odasında kalacaklar." Dedi ve bana yandan gözlerini kısarak bakıp şefkatli bir gülümseme attı.

Ağzım hemen kulaklarıma vardı. Ona minnetle bakıp bakıp durdum.

Ahmet abi "bakabilecek misin üçünede?" Dedi kıkırdayarak.

Hemen başımı salladım.

"Evet, evet bakarım."

"İyi o zaman."

"Hı, uğraştığımız bir kediydi, şimdi dört oldular." Dedi Cahit.

Ona kötü bir bakış atarken dil çıkarmamak için kendimi zor tuttum çünkü Alp'e sözüm vardı.

Üçü birden güldüler. Alp bile.

Benimle uğraşsalarda yinede mutluydum, artık üç tane minik dostum, uğraşım vardı. Henüz çok küçüklerdi. Üçüde farklı renklerdeydiler. Birisi sarı, birisi gri, birisi ise siyahtı.
O kadar tatlıydılar ki, sesleri çok cılız çıkıyordu.

BABAMIN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin