ESRA DURAN
∆
" Kuş uçmayı öğrendikten sonra uçar, kaçar giderdi uzaklara. "
∆
Veteriner ve petshopçu olan bir adam kediler ile ilgilendikten sonra odamdan ayrılmışlardı.
Veteriner birer tane aşı yapmış ve sağlıklarını kontrol edip yaklaşık birer aylık, iki dişi bir erkek olduklarını söyleyip yeniden diğer aşılar için geleceğini söylemişti. Petshopçu ise onlara büyük bir yuva, mama kapları, kedi oyuncakları ve ödül mamaları getirmişti.Kendimi onlarla meşgul etmek, bir anne gibi hissettiriyordu.
Mutlu ve sakin yapıyorlardı beni.
Bana ve hayatıma şimdiden çok iyi gelmişlerdi.Öğle yemeği için onları odamda uyuyor bırakıp aşağıya indim. Kendimi hala çok halsiz hissediyordum, bugün Cuma'ydı dershaneye gitmemiştim. Hafta sonları da gitmiyordum zaten. Yani bu demek oluyor ki iki gün daha evdeydim.
Canım çok sıkılıyordu.
Sibel de gitmişti. Canım benim umarım çok mutlu olurdu.Sultan abla ben merdivenlerden inerken oradan oraya koşuşturuyordu büyük bir heyecan içinde olduğu belliydi. Beni fark etmedi bile. Mutfağa gitti. Ardından seslendim fakat duymamış tı.
Cahitide görmüştüm balkondan, oda bahçede dolanıyor du aynı şekilde az önce.
Neler olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
Ahmet abi ve Alp'te sabahtan beri yoktu zaten.Tam merdivenlerden inmiştim ki, zil sesi doldu kulağıma. Kapıya çok yakındım. Ve içimden bir ses o an aç o kapıyı dedi.
Sakince gittim ve kapıyı açtım.
Karşımda saçları omzunda, koyu sarışın, buğday tenli, zarif ela gözlü manken gibi çok güzel bir kadın vardı. Ben ona, o bana dikkatli dikkatli bakıyordu. Ardında da ellerinde valizlerle iki tane koruma vardı.
Hani bazen hayatta bazı anlar vardır ya.
Onu ilk gördüğünüz de sanki dünyaya gözünüzü ilk açtığınız andan itibaren sizinle birliktedir. Öyle hissettirmişti.Tuhaf ve sıcak.
Sonsuz.
-Merhaba. Dedi. Dalgınlığım dağıldı o an.
-Merhaba, kimsiniz? Dedim bende.
Gülümsedi. Çok güzel bir yüzü vardı. Ve bu kız birisini çok anımsatıyor du. Tanıdığım birisini, çok yakınımda ki birisini.
Elini uzattı. -Ben Begüm. Dedi.
O an bende ışıklar yandı. Tabi ya Sultan ablaya benziyordu, onun kızı Begüm dü. Demek o yüzden, Sultan abla ve Cahit heyecandan ölüyorlar dı.
Elini tutup sıktım hemen.
-Memnun oldum, Sultan ablanın kızı olmalısın sen, buyur geç içeriye lütfen.
O önde, ardındanda korumalar içeriye geçtiler. -bende memnun oldum, peki ya sen kimsin, misafirmisin? Diye sordu salona doğru beraber yürüyorduk.
-Sayılır.
Bana baktı, bende ona baktım. Aynı anda gülümsedik.
Mutfaktan Sultan abla çıkageldi. Begüm annesini, o Begümü görür görmez birbirlerine koştular.
Begüm -Annecimmm! Diyerek boynuna atladı.
İnsanın annesine sarılabilmesi nasıl bir his unutalı çok olmuştu.
Sultan abla ise çoktan mutluluk gözyaşlarına boğulmuştu.
Anne ve kızın hasret gidermesini imtina ile bir süre izledikten sonra Sultan abla bana bakıp, -tanıştınızmı? Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHI
RomanceEsra'nın tüm hayatı, 15 yaşında annesini kaybettikten sonra başlamıştı. Yıllar boyunca okulunu dahi bırakıp tamamen, annesinden sonra hayata küsen kumarbaz, içkici babasının borçlarını ödemeye adamıştı kendisini. Amacı, yıllarca onu yeniden hayata d...