1. Çöp

46.7K 1.3K 160
                                    

Elleri soğuk sudan dolayı donmak üzere olan genç çocuk son tabağı da durulayıp bulaşıklığa koydu. Islak ellerini beyaz önlüğüne kurulayıp soğuktan donan parmaklarını ısınması için hızla birbirine sürttü.

"Evlat ben çıkıyorum sen de çöpleri attıktan sonra dükkanı kilitleyip çıkarsın."

"Tamam abi."

Çöpleri toparlayıp, unuttuğu bir şey kaldı mı diye etrafta göz gezdirip emin olduktan sonra onu soğuktan korumayan ince montunu üzerine geçirip kapıyı da kilitleyerek kepenkleri indirdi.

Burada çalışmaya başladığı günden beri dükkanın arkasındaki sokaktan korkuyordu genç oğlan. Geceleri hiç tekin olmayan bu semtte özellikle bu sokak çok daha tehlikeliydi. Haplanan gençler, torbacılar filan kısacası it kopuk ne varsa buradaydı.

Tehlikeli olduğundan polisin bile olay olduğunda gelmediği bu sokağa girdi genç adam. Her an birileri karşısına çıkıp onu bıçaklayabilir şansı yaver giderse ki pek şanslı olduğu söylenemez sadece dövülerek de kurtulabilirdi. Yine de başına gelebilecekleri göze alıp çaresizce ilerledi karanlık sokakta.

Az önce üşümekten dolayı titreyen elleri şimdi korkudan titriyordu. Sağına soluna bakmadan çöpleri taşıdığı el arabasıyla içinden bildiği tüm duaları okumaya başlayarak hızlı adımlarla sokağın sonundaki konteynere doğru ilerledi. Ağzına kadar dolmuş çöpün etrafı da çöplerle doluydu.

Arabasını yere bırakıp çöp poşetleri tek tek konteynera attığı sırada yan tarafta gördüğü bacak ile panikleyerek kendini geriye doğru attığında kalçasının üzerine doğru düşünce kuyruk sokumu sızlamıştı ama o az önce gördüğü şeyden gözlerini ayıramadığı için acısını umursamadı. İlk şoku geçince ne yapacağını bilemez halde korkarak yerinden kalktı.

Ya ölmüşse?

Ya yaşıyorsa?

Başına iş almak istemiyordu. Polisi ya da ambulansı arasa gelmeyeceklerini biliyordu. Eğer adam öldüyse suçun onun üzerine kalmasından korkuyordu  birde ama vicdanı tam aksini söyleyip aklını karıştırırke ayağını sinirle birkaç kere yere vurup, saçlarını çekiştirdi.

"Off ya offf !!!"

Cesaretini toplayıp derin bir nefes alarak sadece bacağı gözüken adamın üzerindeki kartonları tek tek kaldırdı.

Yüzü kanlar içindeki adamı görünce kasılan midesine dayanamamış hemen yan tarafa kustuğunda ağzındaki acı tada yüzünü buruşturdu. Elinin tersiyle ağzını silip tekrar adama yaklaştığında içinden inşallah ölmemiştir diye tekrar tekrar dua ediyordu. Titreyen parmaklarını boynuna yaklaştırıp nabzını kontrol ettiğinde ilk anlayamadı ama yine denedi. Bu sefer parmak uçlarında ki o zayıf kıpırtıyla rahat bir nefes aldı.

Bir kaç kez adama seslendi, omuzlarından sarstı fakat adam tepki vermeyince ne yapacağını düşündü genç adam. Onu burada bu halde bırakmaya gönlü el vermiyordu. Sonradan kendine çok kızacağını bilse de yapmak zorunda hissettiği şeyi yaptı.

Kanlar içindeki adamın arkasına geçip kollarını adamın koltuk altlarından sokarak yerden çok kaldırmadan arabaya kadar sürükledi. Çok yorulmuş, neredeyse tüm gücü tükenmişti. Kendinden çok daha iri bedeni taşımak onun cılız kolları için epey zordu. Biraz dinlendikten sonra tekrar adamı koltuk altlarından kaldırıp, el arabasına yatırdı. Alnındaki teri elinin tersiyle silip, çöpün kenarındaki siyah pis poşeti adamın üzerine doğru örttü.

El arabasını tuttuğu gibi hızla ittirmeye başladı. Ağır arabayı ittirirken zorlanıyordu ama birine yakalanmaktan çok korktuğu için de hiç yavaşlamadan arabayı itmeye devam ediyordu.

Çoğunluğu gece konduların olduğu mahallesine girdiğinde, kimseye yakalanmadığı için rahat bir nefes aldı.

Evin bahçesine girip, el arabasını iyice kapıya kadar yaklaştırdı. Poşetle örttüğü adamı sürükleyerek evin içine soktu.

"Amma da ağırsın ya!"

Biraz soluklandıktan sonra adamı iki odalı evinde sobanın yanındaki şilteye yatırdıktan sonra oyalanmadan sobayı yakıp üzerine ısınsın diye su koymuştu.

Çalışırken hep elleri kesildiği için evinde her zaman pansuman için malzemeleri vardı. Banyodan bir kaç havluyla beraber malzemeleri de yanına alıp tekrar yerde baygın yatan adamın yanına gitti.

Hafif sıcak suyu leğene döküp, havlunun ucunu suya batırarak
titreyen elini adamın yüzüne doğru yaklaştırıp yaralara değmeden kanları temizlemeye çalışırken bir yandan da adamı incelemeye başlamıştı.

Üstü başından durumunun iyi olduğu belliydi. Şişliklerden ve yaralardan pek anlaşılmasa da genç ve yakışıklı bir adamdı. Birden aklından ya uyandığında kendisine zarar verirse diye geçirdi çocuk.

"Umarım iyi birisindir. "

Yüzünü temizleyip, yaralara ilaçları sürdükten sonra tek tek üzerindekileri çıkartmaya başladı. Zorlanarak da olsa yırtılmış ceketi adamın kollarından çıkardığında gömleği de aynı şekilde çıkarıp  istemese de gözleri adamın kaslı göğsüne kaymıştı.

Islak havluyu boynundan başlayarak yavaşça göğsüne kadar sürdüğünde elinin altındaki kabarık kaslarda kendine engel olamayıp parmaklarını gezdirince hissettiği duygu dudağını ısırmasına sebep olmuştu genç çocuğun.

Yaptığını fark edince utanarak adamın göğsünden elini çekti. Hızlıca adamı temizleyip pis suyu banyoya geri götürdüğünde, aynadan yanaklarınım kızardığını fark edip, kendine kızdı.

"Aptal!"

Yatak odasından aldığı yorgan ve yastıkla yerdeki yaralı adamın yanına gelip başını dikkatlice kaldırarak yastığı başının altına koydu.

Vücudunda ciddi bir yara yoktu fakat çokça morluk vardı. Kafasında, saçlarının arasına gezdirdi ellerini ama şişliğe filan rastlanmamıştı. Kalın yorganı adamın üzerine örttükten sonra sobanın içine bir odun daha attı.

Sessizce yanına oturup dizlerini kendine doğru çekip kollarını da etrafına sardığında yaralı adamı izlemeye başladı genç oğlan.

******

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin