1 hafta sonra...
Aslan ile Aden son bir haftayı oldukça huzurlu geçirmişti. Bu bir haftada ikili neredeyse buldukları her fırsatta zaman mekan fark etmeksizin sevişmiş geri kalan vakitlerinde de bir yerlere gidip normal çiftler gibi takılmışlardı.
Aslan'ın yüzü hiç gülmediği kadar gülüyordu artık ve bu onu tanıyan herkes tarafından fark ediliyordu bu yeni hali. Aden'in devamlı yanında olması ve Aslan'ın onun üzerine titremesi iş yerindeki meraklı gözlerin akıllarında fesatça düşünceler oluştursa da kimse ağzını açıp da bir şey sormaya cesaret edemiyor yalnızca kendi aralarında dedikodu yapmakla yetiniyorlardı.
Zaten kim Aslan gibi bir adamın özel hayatıyla ilgili yorum yapmaya cesaret edebilirdi ki...Mehmet Bey'de oğlunun bu mutlu halini kem gözlerin aksine büyük bir mutlulukla izliyor bulduğu her firsatta iki genç adam ile yan yana gelip kalan hayatındaki sayılı günlerinde oğlunu mutlu görebildigi anların sayısını arttırmak istiyordu.
"Günaydın oğlum "
"Günaydın Mehmet Bey"
Aden hala Mehmet Bey'den çok çekindiği için adam onu ne kadar uyarsa da aradaki Bey kelimesini kaldırtamamıştı.
"Bey değil oğlum kaç defa söyledim. Baba de amca de ama bey deme! Sen de benim bir oğlumsun artık koyma aramıza şu mesafeleri "
Aden, yaşlı adamın gözlerinin içine bakarken onun bunları söylerken ki samimiyetine inanıyordu. Aslan'dan ayrı geçirdiği zamanlarda Mehmet Bey ile muhabbetleri biraz daha ilerlemiş, yaşlı adam onun dışındaki herkese sert ve mesafeliyken Aslan'a nasıl yakın davranıyorsa ona da o şekilde davrandığını görüyordu. Hatta kendi geleceği için kuramadığı hayalleri bile yaşlı adam onunla olan sohbetlerinde hep dile getirmiş onu bunlar için sık sık cesaretlendirmişti.
"Tamam Mehmet amca."
"Hehh şöyle yaa.. Yakında baba da dersin ne de olsa damadım olacaksın..."
"Efendim? Duyamadım "
Yaşlı adamın sonlara doğru ettiği kelimeler ağzının içinde daha sessiz çıkınca Aden haliyle duyamamamıştı. Gerçi duymaması bir bakıma iyi de olmuştu çünkü yaşlı adamın ilişkilerini öğrenme ihtimali bile hala oğlanı deli gibi korkuturken bir de adamın onu damadı gibi görmesi Aden'in salonun ortasında bayılmasına neden olabilirdi.
"Yok oğlum bir şey demedim gel otur bakalım şöyle. "
Aden, adamın ona gösterdiği koltuğa oturduğunda yine her zamanki muhabetlerinden birini yapacaklarını düşünüyordu.
Mehmet Bey kapının girişinde bekleyen adamına işaret verince hemen yanına gelmiş cebinden çıkardığı küçük kutuyu Mehmet Bey'e verip geri çekilmişti.
"Aden oğlum sana küçük bir hediyem var. Kabul edersen bu yaşlı adamı mutlu edersin."
Mehmet Bey bilerek böyle konuşuyordu. Normalde kimseye bu kadar nazik olmayan adam bir şeye olacak dediği an olmasına alışkındı. Onun konumundaki bir adamın böyle ricalarla işi olmazdı. Fakat söz konusu Aden gibi guruna fazla düşkün birisi olunca hele de oğlunun kıymetlisi olunca Aslan' a bile çok göstermediği hassasiyeti ona gösteriyordu.
Elindeki kutuyu Aden'e uzattığında çocuğun daha elinden almadan bile yanaklarınının kızardığını fark etmişti.
"Hadi açsana"
Beyaz parmaklar kutunun üzerindeki fiyongu dikkatlice çözerken titremeye başlamıştı. Kimden olursa olsun Aden hediye alacağı için heyecanlanırdı ama karşısındaki adamdan hediye almayı hiç beklemediği için şu an daha da bir heyecanlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENİ TENİME [BxB]
Roman pour AdolescentsYalnız kalmış Aden'le kimseye dokunamayan Aslan'ın hikayesi... Kitapta şiddet, sex, taciz, uyuşturucu, cinayet, intihar kısacası her bok var. Duyar kasacaksan okuma. 05/2023