Kemal sinirle evi terk ettiğinde hemen arabasına geçip oturmuştu. Koca yumruklarını defalarca direksiyona geçirirken asla sakinleşemiyordu. Nefes almak için arabanın camını açıp temiz havayı birkaç kez içine çekti.
Ne yaptıysa abisinin ağzından adam gibi bir bahane duyamamıştı. O böyle bencil davrandıkça Kemal'in de sabrı tükeniyordu. Bir tarafı diyordu ki bayılt, elini kolunu bağla İstanbul'a babasının yanına bırak sonra da çek git ama diğer tarafı da sabretmesini söyleyip duruyordu. Sabır taşımı bu adam mübarek...
Daha fazla orada durmak istemeyip kontağa basıp, arabayı geri vitese takarak dar toprak yoldan geri geri ana yola çıktı. Dönüyordu. Eli boş olsa da şu an bunu düşünmek istemiyordu.
Sabahın erken saatlerinde Doğu, Kemal'in yokluğunu fark edip kendine kızarken Kemal, İstanbul'a gelmiş konağın bahçesine arabasını park ediyordu. Yorgundu.
Köye gittiği günden beri ne sırtı doğru düzgün bir yatak görmüştü ne de midesi adam akıllı doymuştu. Arabadan inip yolda kasılan vücudunu esneterek yorgun adımlarını eve yönlendirdi. Yine ev çok sessizdi.Mehmet Bey'in bunca adamından sadece tek bir kişi konakta yaşıyordu o da Kemal'di. Kemal, ömrünün sonuna kadar Mehmet Bey'e emanetti. O yüzden babası vefat ettiğinden beri Kemal'in yeni yuvası bu konak olmuş, öz olmasa da manevi babası Mehmet Bey olmuştu.
Konaktaki odasına sessiz olmaya özen göstererek girip kapısını kapattı.
"Evim evim güzel evim "
Yatağına doğru ilerleyip sırt üstü kendini bıraktığında bedeni hissettiği yumuşaklıkla rahatladı.
"Geberdim ulan kaç gündür ya!"
Çok uykusu vardı ama günlerdir yıkanamadığı için de pis hissediyordu o yüzden son bir gazla yattığı yerden kalkıp banyosuna gitti. Aynadan kaymış tipine bakarken ellerini t-shirtün eteklerine atıp tek seferde üzerinden çıkartıp avucunda toplayınca bir an elindekine dikkat kesildi.
Doğu'nundu bu t-shirt."Gıcık maviş. T-shirtünü vermedik diye ne söylenmiştir şimdi arkamdan."
Elindekini kirli kovasına atmak yerine dolabın üzerine koydu. Üstündekilerden kurtulup duşa girmiş ardından da pijamalarını giyerek yatağına geçmişti. Pili tamamen tükenmek üzereydi artık.
Başını yastığa koyduğu an temiz kokuyu gayriihtiyarı içine çekerken üzerinden daha gün geçmemiş anıları aklına hücum etti. Doğu'nun kokusu doldu sanki burnuna. Sevmişti yastığa sinmiş kokusunu. Bir an hem kokusu hem de kıvır kıvır saçlarıyla beraber mavi gözler düşünce aklına farkında değildi ama yüzünde oluşan tebessümle uykusuna dalmıştı o sabah Kemal.
Tam altı saat kesintisiz yatağında mışıl mışıl uyurken Kemal, Doğu'nun her zaman ki sinirinden faklı bir sinir yüklenmişti bu uğursuz sabahta bedenine. Kemal'in gece ona söylediği şeyler yetmezmiş gibi kimseye ses etmeden gitmesi sinirini bozmuştu. Aslan'ı almadan gitmem diyen adam ona bozulduğu için mi gitmişti diye sorular dönüp duruyordu o kıvırcık kafasının içinde. Öyle ki sabah kaçan iştahı yüzünden kahvaltı bile hazırlamış kendisi öğününü kuru bir bardak çayla geçirirken Aslan'a yiyecek bir şeyler hazırlayıp odasına bırakmıştı.
Dün gece ki tartışmanın etkisindeydi Aslan hala. Kemal'in söyledikleri epey bir ağır gelmiş olmalıydı ki ne kadar uyuya kalsa da sabah uyandığı ilk an Aden için söylediği şeyler istila etti yine aklını. Düşündükçe kendi almış olduğu ona göre doğru ama başkalarına göre yanlış olan kararının arkasında durmasını zorlaştırıyordu.
İki adam da kendi hallerinde evin içinde hesaplaşırlarken Kemal uyanmış çoktan üzerini giyinip Mehmet Bey'in kapısını çalmıştı.
"Baba"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENİ TENİME [BxB]
Teen FictionYalnız kalmış Aden'le kimseye dokunamayan Aslan'ın hikayesi... Kitapta şiddet, sex, taciz, uyuşturucu, cinayet, intihar kısacası her bok var. Duyar kasacaksan okuma. 05/2023