74.

7.1K 380 120
                                    

Onları içten içe yiyip bitiren acımasız günler, haftalar, ve aylardan sonra ilk defa bugün içlerinde yeniden taptaze filizlenen o duyguyla birlikte olmuşlardı. Esmer göğsünün üstünde beyaz teniyle yüz üstü yatan güzel sevgilisinin saçlarını yavaş yavaş okşarken oğlanın üzerindeki ağırlığını bile tekrar hissetmeyi çok özlemişti Aslan. Bu ağırlık onun göğsünde ömrünün sonuna kadar severek taşımak istediği tek ağırlıktı. Kollarının arasında sardığı incecik bedeni ezbere biliyordu bedeni. Aden, Aslan'ın uzun süre yitirip yeniden bulduğu bir uzvuydu. Onsuz işlevini kaybeden vücudu sadece onunlayken tamamlanıyordu.

Tek beden de iki adamlardı.

Terden ıslanmış saçlarından burnuna ulaşan ona has güzel kokusu aylardır oksijensiz kalmış ciğerlerini dolduruyor, nihayet nefes alabiliyordu. Az önce altında ağlayarak inleyen küçük adamın kızarmış yanakları yavaş yavaş solgulaşmaya başlarken, cayır cayır yanan teni de soğumaya başlamıştı. Yoğunluktan zayıf solukları göğsüne çarparken içi ürperiyordu adamın. Tüm bedenine yayılan o tatlı sızı yeniden bebeğinin içinde olmayı istemesine neden olsa da kendini sıkıyor, elinin altındaki dağılmış nemli saçları okşayıp,  öperek geçiştirmeye çalışıyordu arsız isteğini.

"Bebeğim..."

Son on dakikadır olduğu gibi ona her seslenişinde çıkardığı anlamsız mırıltılarından kalkmak istemediğini anladığından, biraz daha yatmasına izin veriyordu.

"Bebeğim, terin üstünde soğuyor hasta olacaksın. Hadi aç gözlerini "

"I-ıhh"

Her itiraz edişi ona ne kadar tatlı gelse de bu sefer onun onayını beklemeden sardığı bedeni iyice kendine çekerek yattığı yerden doğruldu.

Aden'in huysuzca çıkardığı seslere gülerken çırılçıplak oğlanı kucağına aldı. Yerini bulmuş gibi boynuna bastırılan sıcak dudaklara iç çekerken elleriyle çocuğun kalçalarını istemeden sıktı. 

"Yaramazlık yapma oğlum!"

Aden'in umurunda değildi. Kısa süre önce çığlık çığlığa boşalan ve baygın halde kendini yatağa bırakan o değilmiş gibi Aslan'ın boynunu ince dudaklarını sürtüyor, elleriyle ensesindeki kısa saçları okşuyordu. Belki yeniden sevişmeye gücü yoktu hatta hiç gücü yoktu fakat dokunularak sevilmek, özleminden ölüp bittiği adamın teninden bir saniye bile ayrılmak istemiyordu. 

Banyoya girer girmez sıcak suyu açıp kuvetin dolmasını beklerken kucağında ona koala gibi yapışmış oğlanla olan görüntülerine aynadan bakıp gülümsedi adam. İkisi biraradayken çok güzellerdi. Onun esmer teni bebeğinin beyaz teniyle zıtlık içindeyken bile uyumluydu. En çok onun kucağına yakışıyordu bu incecik beden.

Güzeller güzeli oğlunun bedeni onu en son çıplak gördüğü zamandan bile çok daha inceydi. Sırtındaki kemiklerinin iyice belirginleşmesi el ve ayak bileklerinin incecik kalması bir anlık canını sıksa da artık biraradaydılar ve Aslan bebeğine çok iyi bakıp onu eskisinden bile daha iyi hale getirecekti. Önceden olduğu gibi yine elleriyle lokma lokma besleyecek hem bedenen hem de ruhen doyuma ulaştıracaktı.

Peki ya kendi hali?

Bebeği iyi oldukça o da onunla beraber iyi olacağına emindi.

Dolan kuvetle beraber suyu kapatıp yavaşça içine otururken üşüyen çocuk, suyun sıcaklığı hoşuna gitmiş gibi yerinde daha rahat bir hale gelmek için kıpırdandı. Aslan, onu bacaklarının arasına alıp beyaz sırtını kendi göğsüne yaslarken Aden de başını Aslan'ın boynuyla omzu arasına yasladı.

"İyi misin bebeğim?"

"Çok. "

Saçlarına bir öpücük bırakıp elleriyle oğlanı sıkıca sardı.

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin