94.

9.5K 352 139
                                    

Ekin, gün boyu Vlad'a yakalanmanın utancıyla kendini rahatsız hissetse de düşünmemeye çalıştı. Sonuçta arkadaşına yardım etmek için böyle bir şeye kalkışmıştı. Hem ne oluyor canım daha ilk günden nereye gittiğine karışıp takip ettirmeler filan hiç mi kendine özel vakit ayıramayacaktı bu çocuk.

Ekin bu ya!

Yıllardır kendi ayaklarının üzerinde duran kimseye eyvallahı olmayan adamdı. O kimseye hesap vermez kimsenin de ona hesap sormasına izin vermezdi. Yersen.

Eve dönüş yolculuğu süresince arabada hep bunları düşünüp durmuş sık sık kendini gaza getirmişti. Nedense rahatlamak yerine daha da bir geriliyordu. Bu halleri ebette Vlad'dan korktuğundan değildi sadece böyle ufak yalanların sinek misali mide bulandırıp aralarında güvensizlik oluşturmasından tedirgindi. O ne kadar Vlad'a güvenmeyi çok istese de aynı şekilde adamın da ona sorgusuz sualsiz güvenmesini istiyordu.

Eve adımını atar atmaz üzerindeki kıyafetlerden kurtulup duşa girdi. Banyoda işlerini hallettikten sonra altına geçirdiği siyah boxerla nereden baksan yarım saate yakın kıyafet dolabı karşısında ne giyeceğini düşündü oğlan. Nedense adama güzel gözükmek gibi lüzumsuz bir telaşa kapılmıştı.
Oysa ne giyse yakışan oğlanı Vlad, çıplak görmeyi daha çok isterdi. Altına siyah bol bir jean üzerine de kırmızı oversize bir hırka giydi. Hırkayı direk çıplak bedeni üzerine giydiği için dövmelerle kaplı göğsünün büyük bir kısmı salaş hırkadan gözüküyordu.  Küpeleriyle yüzüklerini de taktıktan sonra ayna karşısında son bir kez saçlarını düzeltip salona geçti. Duvardaki saate baktığında yediyi gösteriyordu. Oyalanmak için etraftaki kıvır zıvırı toplarken beş dakikada bir saate bakıp vakit öldürmeye devam ediyordu. Saat sekize gelirken artık sabrı tükenmişti oğlanın. Zaten en son yakaladıkları zamanki konuşmalarından sonra ne mesajlaşmış ne de birbirlerini aramışlardı. Ekin, bir an adamın buluşacaklarını unuttuğunu düşünse de ardından Vlad gibi bir manyağın böyle bir şeyi unutmasının imkansız olduğunu düşündü.

"Eee nerede bu adam?"

"Ulan iyice evde kocasının gelmesini bekleyen hatunlarla döndüm. "

Bir beş dakika daha oyalandıktan sonra  "Lan yoksa bu bana kızdı da ondan mı gelmiyor." diye, sesli bir şekilde söylenip hemen telefonunu eline aldı.

Pencerenin yanına geçip perdeyi kenara çektikten sonra dışarıdaki siyah arabaya baktı. Vlad'ın adamları kapıdaydı. İlk onlara adamın nerede olduğunu sormak aklına gelse de "Sevgilim ulan o benim! Ne ne elaleme soracağım " diyerek saçma düşüncesinden vazgeçmişti.

Telefon rehberinden sarım diye kaydettiği numaranın üzerine tıklayıp kulağına yanaştırdı.

Bir çaldı iki çaldı üçüncü çaldığında dişleriyle dudaklarını kopartmaya başlamış aklından saniyede bin tane boktan düşünce geçirmişti. Neyse ki beşinci çalışta telefon açılmış Vlad'ın tok sesini duymuştu Ekin.

"NEREDESİN SEN?!"

İçindeki korku ve telaş ona hiç düşünmeden bağırarak bu soruyu sordurmuştu. Telefonun diğer ucundaki adam oğlanın bu ses tonuna şaşırırırken akabinde kaşları çatıldı.

"Bir sorun mu var Ekin?"

Adamın sakin konuşması çocuğun aklını başına getirmişti. Özellikle herhangi bir sevgi sıfatı bulundurmayan cümlesindeki  "Ekin" isminden hiç hoşlanmamıştı.

"Var... Amaaannn yok. Sorun yok. Hani bana gelecektin?"

Bir sorun olmadığı için rahatlayan adam telefonun ucundaki oğlanın sorusunu aynı sakinlikle cevapladı.

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin