TENİ TENİME [BxB]

45.

Konaktan içeri girdiklerinde Aden her gerildiğinde yaptığı gibi Aslan'ın kazağının ucundan tuttuğunda, Aslan bunu fark edip gülümseyerek gergin oğlana baktı.

"Aslan ben çok stres oldum "

Aslan çocuğu omuzlarından tutup kendine çekerek başını göğsüne yasladı.

"Güzel oğlum stres yapacak bir şey yok. Boşuna endişeleniyorsun. "

"Ya baban anladıysa? Bizi ayırır mı?

"Bizi ayırmasından mı korkuyorsun?"

"Herhalde başka neyden olacak?"

Aslan, çocuğun endişesinin ilişkileri için olduğunu duydukça Aden'in aksine şu an daha da mutluydu.

"Kimse bizi ayıramaz oğlum.  Seni asla bırakmam anladın mı?"

Aden sessizce kafasını sallayıp Aslan'ın belime sardığı kollarını daha da sıktı.

"Biraz daha burada oyalanırsak geç kaldığımız için kızacak ama Aden'im hadi içeri geçelim artık "

"Tamam."

İkili içeri geçerken Aden adımlarını yavaşlatıp Aslan'ın bir adım gerisinde salona girerken stresten terleyen ellerini kot pantolonuna sürdü. 

"Nerede kaldınız eşek herifler saat kaç oldu?"

Aslan'ın babası için oğlunun kaç  yaşında ya da dışarıda ne kadar korkutucu bir tip olduğunun önemi yoktu hala onu küçük çocuklar gibi seviyor asla aralarına resmiyet sokmuyodu. Aynı şey Aslan için de geçerliydi. Hiçbir zaman babasıyla arası kötü olmamış yalnız olduğu yıllarda hep babadan çok yakın arkadaş gibi olmuşlardı. Fakat şu an küçük sevgilisinin önünde babasının ona eşek herif demesi adamın otoritesini sarstığı için gülen yüzü anında asılmıştı.

"Geldik işte baba."

"Cevap verme bana. Hadi geçin sofraya."

Babasının bu gergin halini anlayamasa da üstünde durmadı.  Aden'in sırtına çok hafif dokunarak çocuğu masaya doğru yönlendirirken kendi de yanına oturtacaktı ki babası "Aslan sen bu tarafa otur " deyip kendi yanındaki sandalyeyi işaret etmişti.

Aslan yemek boyunca Aden'in eline dokunamayacağına sinir olmuş, suratı beş karış  halde babasının yanına oturdu.

"Kemal nerede niye hala gelmedi?"

"Geldim baba"

"Nerdesin ulan! Hepiniz iyice yoldan çıktınız."

Aslan, babasının bu gergin hallerinin sevgilisini daha da gerdiğinin farkındaydı ama şimdilik sessiz kalıyordu eğer biraz daha devam ederse Aden'i de alıp gidecekti.

Neyseki yemekler masaya gelmiş yenirken gergin ortam da dağılmıştı.

"Aden oğlum bir gittin bir daha da gelmedin kaç gün  oldu Aslan'la iyi anlaşıyorsun herhalde"

"A-anlaşıyoruz."

Aslan içinden nasıl iyi anlaştıklarıyla ilgili fesatça şeyler düşünüp gülümsüyordu.

"Şaşırdım.  Sizi hiç anlaşamazsınız sanıyordum.  İlk tanıştığınızda birbirinizi öldürecek gibiydiniz. Ne oldu da şimdi aranız iyi merak ediyorum. "

Aden ne cevap vereceğini bilemeden Aslan'a bakınca Aslan onun yerine cevap verdi.

"İlk tanışmamız tatsız bir olayla başladı sonra aramızda çözüp hallettik baba."

"Geçen gün kulağıma tatsız bir haber geldi..." dediğinde yaşlı adam Aden'in elindeki çatal düşmüş çıkan sesten dolayı herkesin bakışları ona dönünce çocuğun utançtan beyaz yanakları kızarmıştı bile.