9.ilk öpücük

29.3K 1.2K 454
                                    

Aslan, arabadan indiği gibi koşar adımlarla eve girdi. Öyle öfkeliydi ki birinin en ufacık yanlışında kafasına sıkacak kadar gözü dönmüştü.

Odasına girer girmez ceketini çıkarıp yere fırlattı. Üzerindeki her parça onu boğarken bir o yana bir bu yana yürüyüp, kendi kendine konuşuyordu.

"Nasıl olur da hala benim etrafımdayken ben bunu şimdi öğrenirim! Nasıl!"

Kara gözlü adam, Aden'i deli gibi merak ettigi için ondan nefret ediyordu.

Etrafında kendi gibi onca insan varken neden Aden gibi birinin tenine dokunabildiği için ondan nefret ediyordu.

Günlerdir aklından çıkmayan güzel gözlerinden nefret ediyordu.

Tshirtünün açık bıraktığı asla dokunamayacağı incecik boynundan nefret ediyordu.

Korktuğu halde cesurmuş gibi davranmasından nefret ediyordu.

Başkalarıyla arkadaş olmasından nefret ediyordu.

Başkalarına gülebilme ihtimalinden nefret ediyordu.

Başkalarının kalbinde bu kadar çabuk yer edinmesinden nefret ediyordu.

En çok da kırgın bakışlarından nefret ediyordu.

Kendini, onu ilk gördüğü andan beri yanında küçücük hissediyordu Aslan. Bu yüzden tüm nefretini ona kusmak istiyordu. Kendisi gibi Aden'in de mutsuz olmasını istiyordu. Onun yasak tenine sahip olamayacağını bildiğinden, ilk defa bir şeyi isteyip de alamayacağından dolayı ona bu kadar öfkeliydi.

Adım atacak hali kalmayınca kendini yere bıraktı. Sırtını yatağına yaslayarak başını ellerinin arasına aldı. Derin derin nefesler alıyordu. Gözlerini kapatıp daha önce defalarca yaptığı gibi Aden'e dokunduğunu hayal etti.

Parmaklarını tenine sürterek tüm bedeninde gezdirirken, dudaklarının beyaz ince boynunda izler bıraktığını düşündükçe kalbi daha da hızlandı Aslan'ın. Bu kadarını düşünmek bile onu sertleştirmişti. Gözlerini açmadan eli önündeki sertliğine gittiğinde avucunun içinde inleyerek kendine dokundu. Kafasını geriye doğru atmış zevkle kendine dokunmaya devam ederken Aden'i hayal ediyordu.

İlk defa birine karşı bedeni böyle teki gösteriyordu. Bugüne kadar ne bir kadına dokunabilmişti ne de bir erkeğe. Tenlerine dokunabilmeyi bırak kimseyi bu şekilde arzulamamıştı bile. Bu Aslan için ilkti.

Pantolonunu önünü aceleyle açıp çıkmak için onu zorlayan aletine sardı parmaklarını. Yıllarca sertleşmesi bile çok zorken şimdi bir ela gözlüyü aklına getirmesi bile kazık gibi olmasını sağlıyordu.

Yavaş yavaş çektiği aletini daha da istekle çekmeye başladı.
Hızlanan eliyle beraber inlemeleri de hızlanmıştı. Sona geldiğini hissettiği an büyük bir inleme bırakıp boşaldı kara gözlü adam. Derin derin aldığı nefeslerin arasından gülmeye başladı. Aden'i istiyordu. Ona her anlam da sahip olmak istiyordu.

Birkaç saat sonra...

Aden, Kemal'in onu arayıp gelmeyeceğini söylediğinde üzülmüştü. Israrla neden diye sordu arkadaşına. Biliyordu çünkü Kemal'in geçerli bir sebebi olmasa böyle bir şey yapmayacağını.

En sonunda Kemal'in sadece bugünlük yemeğe değil de bundan sonra görüşemeyeceklerini öğrenmesiyle cinleri tepesine çıkmıştı.

İlk defa birine bağlanmaya başlamıştı. Artık yalnız değilim bir arkadaşım var diye sevinmişti ama bunu bile ona çok gördüler. Bir kez daha nefret etti Aslan'dan.

Gözünden akan yaşa engel olmamış ağlamıştı Aden. Sobalı odasında sessiz sesiz akıtmıştı gözyaşlarını.

Kapının sertçe çalınmasıyla kafasını gömdüğü dizlerinin arasından kaldırıp heyecanla yerinden kalktı. Kemal gelmiştir diye koşarak kapıyı açtığında karşısında onu görmeyi beklemiyordu.

"Defol git!" deyip kapıyı yüzüne kapatacakken Aslan, adımını evin içine atıp kapatmasını engelledi.

Tek gördüğü çocuğun kızarmış gözleri ve yanağındaki ıslaklıktı. Ağlamış diye geçirdi içinden. Nedense bu onun hoşuna gitmişti. Kendi gibi o da üzülsün istiyordu.

"Hayvan herif defol git evimden!"

Aslan, Aden'in üzerine doğru adım atınca sinirli çocuk geriye doğru çekilip hala gitmesini söylüyordu.
Gidecek yeri kalmayınca Aslan bir adım daha attı. Şimdi çok yakındılar.

"Sen yaptn di mi Kemal'in benle görüşmesini sen engelledin!"

Kara gözlü adam çocuktan gözlerini alamıyordu.

"Ben yaptım."

"Neden ya neden? Ben sana ne yaptım?"

"Görüşmenizi istemiyorum!"

"Nefret ediyorum senden! Git evimden!" Derken gözünden bir yaş daha süzülüyordu. Aslan, gidecek yeri kalmayan çocuğa iyice yaklaşıp elini yüzüne doğru kaldırdı. Dokunursa neler olacağını kendi bile bilmiyordu ama içindeki isteğe engel de olamıyordu.

Avucunu sinirden kızarmış beyaz yanağa yaslandığında titrek bir nefes verdi. Baş parmağıyla akan yaşı silerken kalbi göğsüne çıkacak gibi atıyordu.

Kendini çekmeye çalışan Aden'i kolundan tutup gitmesini engelledi. Bir eli hala yüzündeyken diğer koluyla yavaşça Aden'in beline sarıldı. Altındaki beden ne kadar çırpınsa da umursamadan ona sarılmaya devam etti Aslan. Kafasını eğip yüzünü Aden'in yüzüne yaslandığında yumuşak ten onu delirtecek gibi hissettiriyordu. Gözlerini kapayıp kokusunu içine çekti.

"Ne yapıyorsun!"

Az önceki hırçınlığının üzerine duyduğu cılız sesi umursamadan devam etti. Yüzünü onun yüzüne sürterek boynuna kadar kayıp günlerdir öpmek için deli olduğu boynu öptü. Dudakları ateş gibi yanmıştı. Boynunun kokusu bugüne kadar bildiği hiçbir şeye benzemiyordu.
Aden onu  ittirmeyi düşündü ama yapmadı. Aslan  sanki farklı bir aleme geçiş yapmış gibiydi.

Göğsünde hissettiği ellerin baskısı zaten sertleşmiş olan aletini daha da sertleştirdi. Belinden tuttuğu çocuğu sertçe kendine yaşlandığında kasıkları zevkle sızladı. İnlemesine engel olmayı bile düşünmeden Aden'in boynuna doğru inledi.

Bedenine yapışan bedenin titremesinden deli gibi etkilenirken başını beyaz boyundan çekip ele gözlerinin içine baktı. Kızarmış yanakları, hızlı nefes aldıkça aralanan dudakları büyülenmiş gibi onu kendine çekiyordu. Yanağındaki eliyle çenesini kavrayıp ilk öpücüğünü verdi Aslan, Aden'e.

Dolgun alt dudağını dudaklarının arasında ezdiğinde Aden'in inlemesi onu daha da tahrik etmiş, bir süre sonra acemice karşılık veren çocuğu nefessiz bırakacak şekilde öpmeye başlamıştı. 

Anın büyüsüne kendini kaptıran Aden'in yaptığı şeyin farkına varınca yüzüne inen tokatla kapalı olan gözlerini açtı Aslan. Karşısında ona öfkeyle bakan çocuğa dikti gözlerini. İkisi de hiçbir şey konuşmadan birbirlerine bakıyorlardı. Hızlı soluklarıyla kalp atış sesleri sessiz evde birbirine karışmıştı.

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin