87.

8.8K 362 304
                                    

Vlad, bu hayatta çok az şeye şaşırmıştı. Çoğu durumda soğuk kanlılığını korur yüzünden kolay kolay ne hissettiği bile anlaşılmazdı ama bazı durumlar vardır ki insanı gerçekten hiç beklemediği anda yakalayıp beklenmedik tepkiler vermesine sebep olurlardı.  İşte şimdi de tam olarak olan buydu. Şömine başında oturduğu tekli koltukta bilmem kaçıncı kadeh şarabını yudumlarken Mehmet Bey'in sesini duyunca başını o tarafa çevirmiş ve elindeki kadeh aynı anda taş zemine düşerek tuzla buz olmuştu. 

Dakikalardır alkolün verdiği rahatlamayla melül melül bakan mavileri yaşlı adamın arkasından çekinerek ona bakan mavilerle kesişince şaşkınlıktan canlanmış, kocaman olmuşlardı. 
Şarap dolu kadehini yere düşürdüğünün bile farkında değildi şaşkın adam.

Ekin, Vlad'ın şaşkınlıktan ne hale geldiğini görünce biraz cesaretle az önceki çekingen halinden sıyrıldı. Alt dudağını gülümseyerek ısırıp Vlad'ın gözlerinin içine bakarken Vlad da onunla beraber gülümsemişti. O kadar kısa bir anda neredeyse saniyeler dakikaları bile oluşturmadan birbirlerinin gözlerinin içine baka baka bir çok duyguyu aktarmışlardı.

"Vladdd, iyi misin?"

Aden, panikle adamın yanına doğru giderken paçaları şarap olmuş pantolonuna bakıyordu yalnızca.

"İ-iyi... İyiyim meleğim."

Herkes yeni gelen misafirlere hoş geldiniz deyip sarılırken Vlad en sona kalmıştı. Eli ayağına dolaşmış gibiydi koca adamın ama küçük serseri sevgilisinin de ondan pek bir farkı yoktu. Vlad, Ekin'e doğru yaklaştıkça oğlanın avuçlarının içi terliyor kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kaç hafta olmuştu sarışını görmeyeli. En son ona git dedikten sonra şimdi bir şeylerin eskisi olmamasından korkuyordu.

Bu sabah Mehmet Bey kapısına dayandığında oğlan adamın evinde olmasına inanamamıştı. Mehmet Bey'in uzun uzun oğlana çektiği nutuklar işe  yaramış bir şekilde inatçı oğlanı ikna edebilmeyi başarmıştı.  Her ne kadar gelmem diye diretse de yaşlı adam onu dize getirmiş Şehrazat'ı da alarak  ikisini de çiftliğe getirmişti. Bu saatten sonra olurlar ya da olmazlar bilmiyordu Mehmet Bey bir büyük olarak ikisini yan yana getirmiş Ekin e bir baba gibi nasihatlerde bulunmuştu.  Gerisi artık çoktan kavuşmaları gerekirken kavuşamayan gençlerdeydi.

Vlad, Ekin karışında her zamanki hali gibi güçlü, kendinden emin gözükmek istiyordu ama ona güzel güzel bakan mavilere baktıkça dirayeti bozuluyordu adamın. Odadaki herkes bu sürpriz karşılaşmayı dikaktle izlerken çıt çıkmıyordu.

Yanına kadar geldiği serserisine elini uzatıp tokalaşması gerekiyordu belki ama Vlad kuru bir hoş geldin ve tokalaşmayı istemiyordu. Oğlana sımsıkı sarılıp boynunun kokusunu içine çeke çeke defalarca öpüp her hücresinde onu hissetmek istiyordu ama bunu yapmak için erken olduğunu da biliyordu. Gerçi şimdi tutup çocuğa sıkıca sarılsa ki; Ekin buna şu an asla itiraz etmezdi çünkü oğlan evinden çiftliğe gelene kadar Vlad ile ilk karşılaştığı an bir salaklık yapıp adamın boynuna atlamamak için kendini şartlamıştı. Ondandır ki ilk hamleyi sarısından bekliyordu.

Vlad,  mutluluktan aptala dönmüş ifadesiyle  yalnızca Ekin'in gözlerinin içine bakarken artık adım atması gerektiğini düşündü.

"Buradasın!"

Ekin, tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki heyecandan sesini bulamayıp hemen kapayarak sessizce başını salladı oğlan. Sarısı ona bu kadar yakından gözlerinin içine bakarken dili damağı kurumuştu.

"İyi ki... iyi ki buradasın baş belam!"

Vlad, oğlana elini uzattığında Ekin de titreyen elini adamın avcuna bıraktı. Adama dokunmak bile çocuğun kalbini yerinden  çıkartacak kadar hızlandırmıştı. Oğlan alt dudağını dişlerinin arasında sıkıştırıp utanarak başını öne eğerken Vlad, derin bir iç çekti. Gereğinden dafa uzun süre tokalaşsalar da elleri bir türlü ayrılmıyordu. Ne Ekin çekiyordu adamın elinden elini ne de Vlad. Zaten mavi gözlü adam küçük serserisinin kızmayacağını bilse bir daha asla elini bırakmazdı ya neyse. Göreceğiz.

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin