3. Dokunuş

35.8K 1.3K 258
                                    

İsmini bile bilmediği kara gözlü adam evinden çıktığı anda kendini sıkmaktan tırnaklarını avucuna geçirdiği ellerini rahat bırakıp ağlamaya başladı. Başını soğuk zemine dayamış ağlarken hıçkırıkları boş odada yankılanıyordu.

Kara gözlü adam evin kapısında duvardan destek alarak ayakta dikilmiş adamlarını beklerken, içeride ağlayan oğlanın iç çekişlerini duyabiliyordu.

Yara bere içindeki elini kaldırıp az önce oğlanın dokunduğu saçlarına dokundu. Ayakta zor duran bedeni paniklemiş, kafası çok karışmıştı. Yıllar sonra ilk defa birinin ona dokunmasından tiksinmemişti.

Daldığı düşüncelerden sokağa giren adamlarının araçlarını görmesiyle çıktı. Yirmiye yakın adam araçlardan inip adamın yanına koşunca mahalleli camlara çıkmış, gelen lüks araçlara ve adamlara bakıyorlardı.

"Abiiii!"

"Kemal götür beni bu çöplükten "

"Hemen abi!"deyip abisine dokunmadan yanından yürümüştü arabaya kadar.

Arabaya biner binmez kafasını çöplük diye gördüğü eve çevirip baktı kara gözlü adam.Az önce yaptığı hareketin pişmanlığı onu daha da sinirlendirince öfkeyle elini birkaç kere arabanın kapısına vurdu. Kafasını koltuğa dayayıp gözlerini kapadığında aklına ilk gelen kırgın bakan elalar olmuştu.

Önce hastaneye gidip yaralarına baktırmış ardından da konağa geçmişlerdi. Endişeli babası bütün gece İstanbul'un her yerinde oğlunu aratmış bulamayınca da deliye dönmüştü. Gergin bekleyişin ardından oğlunun araçtan indiğini görünce yaşlı adam oğluna doğru yaklaşmış sarılamadan uzaktan oğluna bakmakla yetinmişti.

"Oğlum! Aslanım! Eve döndün çok şükür. "

"Döndüm baba iyiyim."

" Sana bunu yapanlardan tek tek kendim hesap soracağım!"

Ayakta zor duran oğlunu daha fazla yormadan içeriye geçtiler.

"Hadi seni odana çıkarsınlar yatıp dinlen. Daha sonra olan biteni konuşuruz Aslanım. "

Aslan, babasına sadece başını sallayıp merdivenleri yavaşça çıkarak odasına girdi. Bir an önce üzerindeki çöp kokan kıyafetlerden kurtulmak istiyordu.

Kaburgalarının açısından yavaşça ceketini çıkarıp yere attı. Aklına o evde uyandığında çıplak olduğu geldi. Kendinde değilken o çocuğun ona dokunduğunu düşünmek bile kötü yapıyordu Aslan'ı.

Tamamen çıplak kaldığında duşa girip tüm vücuduna jeli boca etmişti. Normalde biri ona dokunduğunda kendinisini çok pis hisseder hemen kusardı. Dakikalarca sıcak suyun altında derisini yırtacak derecede keselenir, temizlenmeye çalışırdı. Bugün bunlar olmamıştı.

O çocuk ona dokunduğunda ilk defa pis hissetmemişti. Midesi bile bulanmamıştı. Eli tekrar başına gittiğin de sanki kafasında hala o oğlanın eli varmış gibi hissedip gözlerini kapadı.

Duştan sonra uyumuş bir daha ertesi günün sabahında uyanmamıştı. Üzerine rahat bir şeyler giyip kahvaltı masasında onu bekleyen babasının yanına gidip oturdu.

"Günaydın baba!"

"Günaydın Aslan'ım. Nasıl oldun?"

"Daha iyiyim baba."

"Ne oldu hadi anlat bakalım."

"Vural'ın mekanındaydık. Bir anda içeride bir kargaşa oldu ne olduğunu anlamadan etrafımı çevirdi şerefsizler. Başıma vurup bayılttılar."

"Kimin köpekleriydi biliyor musun?"

"Resul'un! "

"Ne istiyormuş o soysuz köpek !"

"İhaleden çekilmeni. Kendi karşıma çıkamadı bir ordu adamını yollayıp beni mekandan kaldırdı. Adamları üzerime saldırınca ben de karşılık verdim. Eldivenlerimden birini baygınken düşürmüşüm. O yüzden kendimi çok savunamad--"

"Tamam oğlum sıkma kendini. Ben sana kalkan ellerini tek tek kıracağım için rahat olsun."

Aslan, eldivensiz kimseye dokunamadığı için o gece ölesiye dövülmüştü. Hayatında onu bu derece aciz hissettiren hastalıktan dolayı kendisinden nefret ediyordu.

"Sonra ne oldu? Nasıl kurtuldun ellerinden?"

"Hatırlamıyorum...

Çöpün kenarına atmışlar beni galiba. Ela--"

Oğlandan bahsedeceği sırada masanın üzerinde duran yumruklarını sıktı.

"Çocuğun biri beni çöpün kenarında bulmuş. Uyandığımda onun evindeydim. Sonra da buraya geldim işte "

"Kimmiş bu çocuk baktınız mı Kemal?

"Yok baba. Hemen bakarız."

"Bakmaya gerek yok. Serserinin biri işte. Geçti gitti artık kapatalım bu konuyu"

"Ne demek serseri. İsterse eli kanlı bir katil olsun fark etmez. Benim canımı, oğlumu bulup kurtarmış ona bir can borçluyum."

"Baba..."

"Aslan lafımı mı ikiletiyorsun?!" Dediğinde yaşlı adam Aslan sesini çıkarmadan yumruklarını sıkmaya devam etmişti.

"Kemal gidip kimdir nedir araştırın sonra da çocuğu bana getirin. "

"Tamam baba"

Kemal, odadan çıkınca Aslan'ın içini sinir basmıştı. Karşılaşmak istemiyordu o çocukla.

Aklına ona tokat attığı an gelince çıldıracak gibi oldu. Babasından müsaade isteyip bahçeye çıkarak bir sigara yaktı.

Kimdir nedir bilmediği çocuğa sırf kendisine dokunduğunda iğrenmedigi için tokat atmıştı. Kabul etmek istemiyordu bu durumu. Öyle sefil bir hayatı olan birinin onda yarattığı hissi sevmemişti. Neden oydu ki?

****

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin