27. Bağış Gecesi

15.9K 892 166
                                    

Zaman hızla geçmiş bağış gecesinin olduğu gün gelip çatmıştı. Birbirlerinden habersiz iki adam da aynı gece için istemeye istemeye hazırlanıyor, hiç gitmek istemiyorlardı. Aden çoktan pişman olmuştu Sarp'ın teklifini kabul ettiği için ama bir kere söz verdiği için arkadaşını son an da gelmiyorum diyerek yalnız bırakamazdı.

Üzerine ne giyeceğini bilmeyen genç oğlan altına siyah bir pantolon giyip üzerine de beyaz bir gömlek ve siyah spor bir ceket giydi. Aynada kendisine bakarken geçmiş zamanları hatırlasa da moralini bozmadı Aden. Üstü başı gayet güzel olmuş tam yaşına uygun giyinmişti. Ona yakışıklı demek biraz fazla kalabilirdi. Aden güzeldi... İçinde olduğu eski kıyafetlerini bile üzerinde daha güzel gösterecek kadar güzeldi üstelik.

Saçlarına son kez şekil verip istediği gibi olmayınca oflayarak dağınık bıraktı. Çalan korna sesiyle arkadaşının geldiğini anlayarak onu bekletmemek için hemen ayakkabılarını giyip evden çıktı. 

Sarp, arabasına kalçasını yaslamış heyecanla Aden'in evden çıkmasını beklerken çok geçmeden Aden kapıda gözükmüş ona güzel gülümsemesiyle beraber el sallamıştı.

Sarp bir an tutulup tepki veremedi.  Ona doğru gelen güzel oğlanın etkisinden çıkamamış gözlerini ayırmadan onu izliyordu.

"Sarp iyi misin?"

"Çok güzelsin! "

"Güzel mi? Kız mıyım ben? Yakışıklı demen gerekiyordu.."

Aden onu gören herkesin ilk güzel demesinden hoşlanmıyor  kız gibi göründüğünü düşünüp hemen tersliyordu karşısındakini bir tek Kemal'in böyle söylemesine alışmıştı.

"Şeyyy... Pardon o anlamda söylememiştim.  Güzel olmuşsun çok yakışmış kiyafetlerin filan..." diyerek toparlamaya çalıştı Sarp.

"Gidelim mi artık? "

"Gidelim. "

İki genç adam etkinliğin yapılacağı mekana gelmek için yola çıkarken Aslan çoktan gelmiş gelen konukları babasının zoruyla tüm suratsızlığıyla karşılıyordu.
Daha fazla buna dayanamayınca babasının olduğu masada yaşlı adamın yanına oturur oturmaz onu boğan kravatını gevşetmişti

"İyi misin Aslan'ım?"

"Sence baba?"

"İyisin iyi alışacaksın zamanla."

Aslan babasının bu tavrı karşısında sessizce kafasını iki yana salladı. Bir an önce şu tantananın bitmesini hemen eve gitmek istiyordu.

"Git bir sigara içip de gel daha başlamasına çok var rahatlarsın." dediğinde babası, Aslan'ın aklına yatmış Kemal'e başıyla işaret vererek aynı tarafa doğru yürümüşlerdi.

Onlar gider gitmez içeriye Sarp ile Aden girdi. Sarp tanıdığı kişilere selam verirken Aden'de bu boğucu ortamda sessizce arkadaşına eşlik edip o da selam veriyordu.

Etrafında bir kaç korumanın ayakta dikildiği büyük masaya selam vermek için yaklaştıklarında birbirini tanıyan iki adam da önce şaşırmış yaşlı adam oturduğu yerden kalkarak Aden'e elini uzatıp "Delikanlı bu ne güzel bir sürpriz hoş geldin." dediğinde Aden hala şaşkınlıktan çıkamamış elini uzatan adamın elini sıkarak tokalaşmıştı.

"H-hoş buldum."

Sarp, Aden'in Mehmet Dağlaroğlu'nu tanımasına üstelik adamın onu ayakta karşılaşmasına çok şaşırmış bir sürü soru birikmişti aklında.

"Siz tanışıyor musunuz?"

Yaşlı adam Aden'den önce lafa girip "Tanışıyoruz tabi..." dediğinde Aden de sessizce kafasını sallamıştı.  Onlar konuşurken Aden'in kalbi hızlanmış etrafındaki her ses uğultu halinde kulağına doluyordu. Bu adam buradaysa Aslan'da burada olmalıydı. Elleri terleyen çocuk gerginlikten ceketinin etek ucunu avucunda sıkıştırmıştı. Ne yapacağını bilmediğinden panikliyor hemen buradan gitmek isterken bir yandan da onu bir saniye de olsa görmek istiyordu.

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin