16.BÖLÜM

12.7K 369 120
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın aşklarımm

İyi okumalar...

Arslana bakmak için başımı kaldırmıştım ve onun zaten bana baktığını gördüm.

Sigara içiyordu.

Bana bakıp derin bir nefes çektikten sonra yana doğru üfledi.

Biz böyle birbirimize dalmış bakarken kapı ziliyle irkildim.

Sanırım Sarsılmazlar gelmişti.

Arslan bahçeden çıkıp kapıyı açmak için hızlıca içeriye girdi.

Bir süre sonra Savaş Sarsılmaz ile Arslan görüş alanıma girdi.

Hemen ayağa kalkıp onlardan başka her yere bakmaya başladım.

"Küçük hanım." Savaş beyin konuşmasıyla bakışlarımı zar zor ona çıkarttım.

"Hoş geldiniz Savaş Bey." İçime kaçan sesimle konuştum.

"İyi misin biraz daha, nasıl oldun."

"Teşekkür ederim daha iyiyim, Ahsen hanım yok mu." Yanında göremeyince sormak istedim.

Gülümsedi.

"O seninle daha sonra görüşmek istedi ben de zaten iyi olup olmadığına bakmak için geldim çok durmayacağım." Savaş Beyin konuşmasıyla acaba benim yüzümden mi gelmedi diye düşündüm.

"Kahve yapayım mı size."

Şaşırmıştı.

"Ahu çok güzel kahve yapar abi hemen gitme müsaitsen kahvelerimizi içelim." Arslanın ikna edici konuşmasına dayanamayıp bana bakarak başını salladım.

"Küçük hanımın ellerinden içelim madem." Ben de gülümseyip hemen mutfağa geçtim.

Bu evi biliyordum o yüzden yabancılık çekmedim.

Fincanları çıkarttıktan sonra kahveyi yapmaya koyuldum ama bu adama nasıl içersiniz diye sormadım.

Hemen hızlı hızlı içeriye geçtim.

"Ne yapmayı düşünüyorsunuz abi bir an önce söyleyin bir şey saklamak istemiyorum." Arslanın sesini duyunca olduğum yerde kaldım.

Biraz dinlesem bir şey olur muydu.

"Ahsen bugün söyleyecekti ama şu an her şey üst üste gelmesin biraz nefes alsın rahatlasın uygun bir zamanda konuşacağız merak etme sen sadece bize bırak bizden duysun istiyoruz."

Savaş beyin konuşmasıyla kafam karıştı.

"Ahu.!" Arslanın yüksek sesiyle irkildim

"Arslan." Dedim ben de onun gibi.

"Ne yapıyorsun orada." Dedi.

Sana ne diyeceğim de Savaş bey burada.

Savaş beye baktım.

O da telaşlı duruyordu.

"Kahveyi nasıl içersiniz sormayı unutmuşum." Dediğimde ikiside gevşedi.

Noluyor size.

"Sade..sade içerim Ahu." Savaş beyden aldığım yanıtla hemen arkamı dönüp mutfağa geçtim.

İkisine de sade yaptıktan sonra tepsiye koyup içeriye geçtim.

Savaş beyin kahvesini verirken o elime bakmıştı.

"Kremini getir de sürelim ya da sen sür kötü olmuş iyice ağrıyor mu." Dediğinde ben de elime baktım.

Biraz daha kötüleşmişti.

SEV BENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin