Bugün
Ve onu sevmek yorucu görünüyor.
(And loving her seems tiring)~PACIFY HER~
"Gerçekten korkuyorum. Evet, doğru korkuyorum. Gerçek sürekli zorluklar çıkardı karşıma," dedim yaşlı Jazmi'ye. Bana şefkatle bakıp elini uzattı. Elini tutup sıktım.
Gerçekten Jazmi'yi seviyordum. Onu olabildiğince yanında olmaya çalışıyordum. Bugün de kahvaltıdan sonra yanına geldim. Grup toplantısına katılmak istemedim. Oradaki hocalar ve insanlar sürekli gerçeğin peşindeydi ve bu benim canımı sıkıyordu.
Bu yüzden rahatlamak için yaşlı Jazmi'nin yanına geldim. Bu sefer gelirken birşey getirememiştim. Yemekhanede birkaç gofret alırken aşçı beni gördü ve azarlamaya başladı. İşte o zaman deliler dönüp bana gülmeye başladı. Aşçıya büyük bir kin beslemiştim.
Tanrım, dedim hayla beni azarlarken. Tökezci aşçı. Benim kinim seni ezer!
"Gruba neden katılmadın?" deyip eline yine bir roman aldı. Sonra sayfaları döndürmeye başladı. "Bugün yalnızlıktan bahsedilecek grupta...tam da senlik."
Başımı eğip kazağımın ucunu yine sıktım.
"Öyle mi?" dedim anlamamazlıktan gelerek. "Belki giderim."
Yaşlı Jazmi, başını çevirip dışarı baktı.
Birkaç gün geçmişti. Bugün ETK tedavisi olacaktım Bayan Karol'un zoruyla. Bunu olmak istemiyordum, ilk defa olacaktım.
Buraya geldiğimden beri pek depresyona girmedim. Beni birkaç defa ufak atak geçirdim diye bir yatağa başlamışlardı. Kaç defa sakinleştirici ve antibiyotik kullandılar. Gördüm şey bana acı veriyordu. Özelikle o koluma taktıkları kelepçe gibi şey.Sevimli Mario'yu dün görmeye gittim. Diğer günler gidemedim. Hayal sakinleşmemiş olduğundan beni yanına almadılar.
Dün gittiğim zaman sanki hiçbirşey olamamış gibiydi. Yine enerjik ve mutluydu. Ayrıca sevimli. Odasına gidip oturdum. Bana bakıyordu. Eline aldığı bir tarağı saçına götürüp taramaya başladı. Dalgalı yapıp düzelti. Onu izlerken gülmeye başladım.
Bana komiklik yapıp duruyordu. Jude, Bayan Karol ve aşağıdaki aşçının taklidini ediyordu.
Birkaç defa saçını yapıp bozdu. Bir kere onun düzgün yapamadığı için tarağı masaya vurduğunu gördüm.Bana dönüp, "saçını tarıyayım mı Sara?" Ne kadar ürksemde izin verdim.
Saçımı ikiye ayırıp taradı. Ardından altta ikili örük yaptı. Çok beğenmiştim."Çok güzel oldu," demişti çocukça.
Gülümsedim.
"Evet, beğendim."
"Sara, normal hayata sevgilin oldu mu hiç?" demişti bir süre sonra.
"Bilmiyorum," demiştim. "Doğru dürüst bir hayatım olmadı."
Ona yalan söylemiştim.
Jude'yi de görmemiştim doğru dürüst o günden beri.
Kapısı çaldım ama açmadı. Sadece bir kez gözüme çarptı, yemekhanede. Bana bakmadı. Yanıma da gelmedi. Yemeğimi bitirdikten sonra koşarak yanına gittim.
Ama beni tanımamazlıktan geldi."Jude, merhaba," dedim yanına otururken.
"Merhaba," dedi. Sanki beni ilk defa görüyormuş gibiydi. Çok da yorgun gözüküyordu. Dokunsam ölecek gibi. "Kimsin?" demişti bana dönüp.
"Benim, Sara," dedim elini tutarak.
"Sara? O kim? Kardeşim mi?" Şaşkınlık içinde ona baktım. Neden böyle olmuştu? Ona ne yaptırdılar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yardım (ARA VERİLDİ)
EspiritualDüzelmeyi bekliyorum. Ancak sen gelirsen düzelebilirim. . Beyfendi: ona bakarak, ona gülümseyerek, elinden tutarak güç vermeye çalıştı. Yıldızların Ay'ı, Bulutların Güneş'i oldu. Onun acısının geçmesi için ilaç oldu. Kapalı olan gözlerini mahrumlukt...