6k olmuş muyuz hani bakim?
21. Bölüm | Sorunun ikinci kısmını boşver
Derslerin kalanı boyunca gelmemişti. Okulda mıydı onu da bilmiyordum gerçi. Ben sırada mutsuz mutsuz otururken Mert yanıma geldi bir anda.
Yüzünde Ortay sanatsal çalışmıştı. Cidden farklı renk olmayan bir noktası kalmamış çok ciddi dayak yemişti. Ortay'ın bileğinden asla çıkarmadığı demir bilekliğin izi de vardı çenesinde.
Arkadaşımı içten içe tebrik ederken "Ne var yine ?" dedim bıkkınca.
Daha benimle konuşacak neyi olabilirdi? Olamazdı, yüzü mü kalmıştı ?
Tuhaf bir mahcubiyetle "Ela" dedi ılımlı. "Özür dilerim, yaşananları konuşmak istiyorum."
"Konuşulacak bir şey yok Mert, gerek yok. Yerine geç, gözüme görünme bana yeter."
"Bak" dedi gerçek bir pişmanlıkla. Gerçekten kötü görünüyordu. "Seni zor durumda bıraktığım için çok pişmanım. Hırs yapmıştım kendimi kaybettim. Düşünmedim bile sonuçlarını."
Sınıfta bizi dikkatle dinleyen İnci olmasaydı onu burada çok fena terslerdim ama daha fazla kimseye laf veresim yoktu. Bu yüzden sınıftan çıktım ama peşimden geldi.
Ben bahçeye geçtiğimde bileğime sarılan parmaklarını hissettim. "Lütfen, bir kez konuşalım. "
"Lütfen," dedi tekrar. "Beş dakika."
Bir anda ne olmuştu buna ? Ortay çok vurduysa demek..
"İyi tamam" dedim bir an önce kurtulmak isteyerek. "Sadece beş dakika, sonra peşimde dolaşmayacaksın."
Sessiz kaldı. Kabul ettiğini varsayarak banka oturdum. Yanıma oturduğunda bahçedeki birkaç kızın bakışlarının bizim üzerimizde olduğunu gördüm. Biri bugün beni masaya davet eden o kızın ta kendisiydi. Arkadaşının kulağına eğilip bir şeyler söyledi.
Mert bir anda elimi tutunca rahatsız oldum. Çekmek istedim ama bırakmadı. "Sadece dinle," dedi yaklaşarak. "Seni kaybetme fikri beni delirtti. Büyük saçmaladım. Özür dilerim."
"Elimi bırakır mısın?"
"Sözlerim bitene kadar karşı gelmesen olmaz mı? Lütfen."
Tekrar karşı gelecekken gözlerime mıhlanmış kara gözler yüzünden kaldım öyle.
Alef.
Hayır, hayır sakın yanlış anlama sakın.
Elimi hemen kendime çektim ama Alef hışımla arkasını dönüp okuldan çıktı.
Öfkeyle Mert'i orada bırakıp bahçeden çıktım. Nereye kaybolmuştu. Bugün peşinden koşup duruyordum çünkü dün yaptığım salaklık yüzünden özür dilemem gerekiyordu. Evet tamamen karışmış durumdaydım.
Bir yandan onunla konuşup aramızı düzeltmek tekrar bana sıcacık gülmesini istemek geliyordu içimden diğer yandan bunun tam tersini yapıp kaçmak zorundaymış hissine kapılıyorum.
İyi değildim. Hiçbir dönem şimdiki kadar kararsız ve ne istediğini bilmeyen birisi olmamıştım.
Aksine ben her zaman ne istediğini bilen ve almak için elinden geleni yapan bir kızdım. Birinden hoşlanırsam flört etmekten çekinmezdim. Dikkatini üzerime çekmek hoşuma giderdi ve korkusuzca davranırdım. İlk öpüşme, ilk sarılış, ilk buluşma... Hiçbiri beni gereğinden fazla heyecanlandırmaz ya da korkutmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alef | Texting
Novela JuvenilEla: Ruh hastası mısın sen, ne diye kafa atıyorsun çocuğa ? Alef: Ruhu'na hasta olduğum doğru Alef: ve o it çok fena asabımı bozdu Ela yazıyor Görüldü Alef: Sana ne demiştim kaçak ? Alef: Sen bana bir adım atsan ben sana bir nefes uzaktayım