İyi okumalar dilerim kelebeklerim :)))
🍂
Albert bizi eve kadar bırakmış ve gitmişti.
Şimdi ise yarını düşünüyordum nasıl mia ve teyzemi tek bırakacağım diye.
Onlardan da hiç ayrı kalmadım ki?
İştahım da yoktu,yatağımda uzanmış kapanmaya çalışan gözlerime inat uyumuyordum.
Herşeyi aklımdan geçirmiştim.
Ben nasıl onca insanı kurtarabilirim ki?
Ama anne ve babamın intikamını alacağım ne pahasına olursa olsun.
Burada ki insanların canınıda kurtaracaktım.
Anne va babam olsaydı aynı şeyi yapardılar.
Ben anka kuşu oluyorsam ve kulağımın arkasında ki simge alberte de varsa o da mı anka kuşu oluyordu?
Yarın sormam lazım ona.
Gözüme sıcaklık basınca kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.
(....)
karanlık bir odadaydım.
İki kişi vardı ve bir kadının karnı şişkindi.
İkiside uyuyordu.
Ama benim burada ne işim var?
İçeri biri girdi bir kızdı.
Önce etrafa bakmış ardından hamile kadının yanına gitti.
"Benim çocuğum olmayacaksa senin de olmayacak,sizi mahvedecem." diyip elinde büyük bir küre oluştu.
"Shoyns brken,shoyns brken ces." dedi sessizce.
(Shoyns brken;Doğuma yaklaşınca düşük yapması.)
Küre yavaşça hamile kadının karnına doğru gitti ve içine girdi.
Diğer kadın ise yanında ki adama bakıp iç çekti.
Benim olduğum tarafa döndüğü an görüntü sarsıldı ve yüksek bir yerden düşüyor hissine kapıldım.
Sıçrayarak uyandım.
Alnım da boncuk boncuk terler olmuş ve kalbim son derece hızlı attıyordu.
sadece kabus elena!
Tişörtümle alnımı sildim.
Tanımadığım insanları rüyamda neden görüyorum ki?
Terlediğim için kısa bir duş almıştım.
Saçımı at kuyruğu yapıp üzerime dar bir kot pantolon ve üzerine beyaz bi tişört giydim.
Kendi elimle yaptığım çilek kokulu parfümü sıktım kirpiklerime maskara sürüp dudağıma parlatıcı sürmüştüm.Kahvaltı vakti olduğu için odamdan çıktım ve mutfağa doğru gittim.
Mutfaktan gelen menemen kokusuyla ışık hızında mutfağa girdim.
"Günaydın!" dedim mutlulukla.
Mia da bana gülümseyip,"Günaydın!" dedi ve menemeni ocaktan aldı.
"Yine çok güzel kokuyor!" dedim ve menemenin kokusunu içime çektim.
O sırada mutfağa Layla teyze girdi.
"Günaydın layla teyze." dediğimde günaydın kızım dedi.
Mianın yanağını sulu bir öpücük bırakıp yer sofrasına oturdum.
"Ay elena! Şu öpücükler verme!" diyip yanağını sildi.
Suları doldurdum ardından çayları doldurdum.
"Herkese afiyet olsun." diyip kahvaltımıza yemeğe başladık.
Bulaşıkları yıkamış evi toplamıştık.
Şimdi ise en zor yere gelmiştik.
Layla teyzenin yanına gittim mia da yanında oturuyor eline boncuk veriyordu.
"Teyze?" dedim çekinerek.
"Söyle kızım?" dedi bana bakmayarak.
Derin bir nefes aldım.
"Ben kraliyet okuluna gideceğim." dediğim de anında bana döndü.
"nasıl yani?" dedi kaşlarını çatarak.
"Dün prens albertle tanıştım ve benim de mor element gücüm olduğunu öğrendim ders almak için gidiceğim." dediğimde genişçe gülümsedi.Üzgünüm teyze şimdilik sana yalan söylemek zorundaydım.
Bir gün çarpılırsam eminim yalan söylediğim içindir!
"Çok iyi kızım!,gidebilirsin." dediğinde ona sarıldım.
Ne bilim itiraz etmesini,kızmasını anne terliği atmasını beklemiştim.
Miaya baktığımda dolu gözlerle bana bakıyordu.
"G-gitme." dediğinde miaya sıkıca sarıldım.
"Sende geliyorsun." dediğimde parlayan gözlerle bana baktı.
"Belki senin de güçlerin vardır ne dersin bücür?" dedim alayla.
Ya diye bi ses çıkarıp bana sarıldı.
Layla teyze baktım.
Mutlulukla bana bakıyordu.
"Bugün tüm bilgeleri öğrenir sana söylerim teyze'm.Seni seviyorum." dediğimde eliyle saçlarımı okşadı.
"Dikkat edin kendinize mia sana emanet elena.İkinizde dikkat edin birbirinize." dedi emir veren sesiyle.
Başımı sallayıp ayağı kalktım.
"Görüşürüz anne!" dedi mia ve layla teyzenin yanağına bir buse bıraktı.
İkimize gülümsediğinde ahşap kapıyı açıp evden çıktık.
Mia hazırdı zaten.
"Adrian nasıl şuan?" dedim merakla.
"İyi,o da kraliyet okulundadır." dedi umursamazca.
Şaşkınlıkla ona baktım.
"Niye böyle dedin ki,aranız iyi mi?" dedim merakla.
Önce bana sonra sokağa baktı.
"Dün adrian yaralıyken ona su getirmek için gidip geldiğim de odada Emilyi gördüm.Ona sarmal dolaş sarılıyordu ve adrian hiçte şikayetçi değildi." dediğinde adiranın böyle birşey yapacağını düşünmüyordum.
"Bence bir açıklaması vardır." dediğimde şoka gireceğim bir şey dedi.
"Sevgiliyiz tabi ki açıklamak zorunda ama ben değil o ayaklarıma gelecek." dediğinde başımı iki yana salladım.
Ömürüm gidiyor tükeniyor ama bir sevgilim yok!
Daha on sekizsin elena!
Ah doğru bilmiyordum sağol!
Rica ederim ne demek!
Belki artık birilerinin hayatıma girmesine izin vermeliyim.
Düşüncelerimle boğuşa dövüşe okula varmıştık.
Okul kapısına yaslanan Alberti görünce kalbim tın tın diye bir müzik çaldı.
Yutkundum ve onu şöyle bir süzdüm.
Siyah gömleğinin bi kaç düğmesi açık siyah bir kot pantolon giymiş saçları güzelce taranmış şeklide çok yakışıklı duruyordu.
Ne diyorsun sen elena,ne yakışıklısı?
Mal mal düşünmeyi bırakıp,onun yanına doğru ilerlediğimde yanına bir kız gelmesiyle adımlarım aniden durdu...
🍃
Son.
Oy ve yorum.Bölümler kısa elimden bu kdr geliyor :/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU'NUN KIVILCIMI(BİTTİ)
JugendliteraturElena,Soysuz ve kimsesiz bir terzici. Her iki yılda bir yapılan Festivale yakın ve tek arkadaşının zorunluluğuyla gittiğinde,beklemediği bir olay yaşar. Aniden ve çıkmayı bekleyen bir "Güç dalgası." Bu güç bedenini Alev alıp adetta yuttu.Bu a...