Selamlar nasılsınız!!! 26. bölümden sonra bölümler içime sinmiyor! Elena olmadığı için mi yoksa albertin acı çektiği için mi bilemedim?
🍂
İyi okumalar :)))
💖
(Maya'dan devam...)
Herkes hazırlanmış ve şimdi ise yolla çıkmıştık.
Yaklaşık bir saat gibi bir süre yürüyorduk.
"Ruh hayvanlarımızı çağıramaz mıyız!" dedi adrian sızlanarak.
"Güzel vücuduma iyi geliyor yürümeye devam." diyen roseye göz devirdim.
Bu kadının işi gücü sadece fiziği!
"Lan kıçım tutuldu yürümekten!" dedi Adrian yine isyan ederek.
"Adrian yürüdüğümüzden beri dedikoducu kadınlar gibi car car konuştun.Bir sus hayatım!" dedi mia en sonda patlayarak.
Oh şükür!
Yoksa ben laf atacaktım.
"Sen mi?" dedi enni alayla.
"Evet niye şaşırdın?" dedim merakla.
"Sen genelde hep susar ve köşeye çekilirsin.Ondan şaşırdım." dedi hayretle.
Acıyla tebessüm ettim.
"Elena sayesinde konuşabildim enni."
"Elenanın sana faydası çok var maya."
"Öyledir elena."
Elimden ne geliyorsa yapacaktım.
Arkamda bir dağ gibi duran kıza sırtımı dönemezdim.
Arkadaşlık bu günler için vardı...
(Adrian'dan devam...)
Sızlanmalarım külliyen yalandı.
Sadece ortamı biraz yumuşatmak istedim.
Çünkü Albert o kadar duygusuz,sakin yürüyor ki sakinliği hayret alâmet değil.
Ama ne yapıtıysam bana öyle geri dönmüştü.
Mia sağolsun!
Ama çok yürüdüğümüz için de baya yorulmuştum.
Suzzan teyzenin (Albertin babaannesi) Orada ruh hayvanınızı kullanamazsınız demişti. Çünkü kullandığımız an vampirlerin,peri kızları, cadıların dikkatini çekecektik.
Albert ise herşeyi anlatmıştı.
Şoktan şoka giriyordum.
Elena benim için küçük bir kız kardeş gibi.
Çok değerli bir kız.
İçi tertemiz hiç bir şeklide kin tutmaz,ne olursa olsun nefret etmezdi.
Elena ödevimi yapamadığım zamanlarda benim yerime yazardı.
Zor durumda kaldığımda yardımıma koşardı.
Şimdi ise sıra bendeydi,ben ona yardım edecektim....
(Rose'den devam...)
Elenanın tanrıça oluduğunu öğrendiğimde,çok şaşırmıştım.
Çok genç ve güzel bir kızdı.
Hele ki asi duruşu inanılmazdı.
Ondan büyük olsamda benim için bir arkadaş gibiydi.
Ona yeni şeyler öğretmek, benim için zevk ve gururdu.
Ama kayıp olduğunu öğrendiğim an çok sarsılmıştım.
Elena hepimiz kısaca elcis için çok önemliydi.
Kayıp olması evrenin düzenin bozulmasına neden oldu ki eğer elenayı kurtaramazsak bir daha bu evren düzelmez ve acılar dinmez.
Elena tanrıça dışında özel bir kızdı.
Kalbi tertemiz biriydi.
Sanki iyiliği dağıtmak için doğmuş gibiydi.
Onu kurtarmak için elimden gelen ne varsa yapacaktım.
Bir abla,bir arkadaş olarak...
(Michael'den devam...)
Okulun müdürü olarak öğrencilerimden sorumluyum.
Canları elena gibi bana emanet.
Bizde emanete hainlik yapılmaz.
Elenayı pek tanımıyorum, ama onun için,elcis için her şey yapacağım.
Herkes yorgun görünüyordu.
Olduğum yerde durdum,etrafa bir göz attım.
Bir tehlike görünmüyordu.
"Çocuklar, kestirelim biraz!"
Herkes bana bakıp ağaç ve gölgenin olduğu yerlere oturdular.
Bende rosenin yanına ilerledim ve yanına oturdum.
"Daha ne kadar yürüyüceğiz,haritadan bir şey anlamadım." dedi rose.
Elindeki haritayı alıp şöyle bir göz gezdirdim.
"Az bir yolumuz kaldı." dedim.
Rose başını omzuma yasladı.
"Onu kurtarabilicek miyiz?" dedi hüzünlü sesiyle.
Derin bir nefes aldım.
"Umarım." dedim.
Kesin birşey söyleyemezdim.
Tek sıkıntı olduğu yuvada onu nasıl çıkarabiliceğimiz.
Herkese baktığımda albertin göz altları mosmor olmuş renkli enerjili haliden eser kalmamıştı.
Elenayı kurtaramazsak alberte kurturulamazdı.
Ama onu kurtaracaktık...
Ne olursa olsun...
❤️
SON.
❤️
oy ve yorum bebişler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU'NUN KIVILCIMI(BİTTİ)
Teen FictionElena,Soysuz ve kimsesiz bir terzici. Her iki yılda bir yapılan Festivale yakın ve tek arkadaşının zorunluluğuyla gittiğinde,beklemediği bir olay yaşar. Aniden ve çıkmayı bekleyen bir "Güç dalgası." Bu güç bedenini Alev alıp adetta yuttu.Bu a...