Elena,Soysuz ve kimsesiz bir terzici.
Her iki yılda bir yapılan Festivale yakın ve tek arkadaşının zorunluluğuyla gittiğinde,beklemediği bir olay yaşar. Aniden ve çıkmayı bekleyen bir
"Güç dalgası."
Bu güç bedenini Alev alıp adetta yuttu.Bu a...
Selamlar! Nasılsınız? Artık günde iki bölüm atacağım.Umarım bana destek olursunuz.Seviliyorsunuz!!!
🍂
İyi okumalar :)))
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Mor ışık elementi)
🍂
""Albert kendall kim?" dedim miaya.
Saha daki bakışları beni buldu ve gülümseyerek konuştu.
"Bir nevi kralın oğlu olarak biliniyor. Çünkü onunda herkesten güçlü bir aorası var.Tüm elementleri kullanabildiği için kralın oğlu olarak biliniyor. hayatta sadece babaannesi var,bildiğim kadarıyla geriye kalan ailesi vefat etmiş.Kral olma yolunda değil ama bu sene bu festivalde kazanırsa kral olacak." dediğinde mal mal ona bakıyordum.
"Nasıl yani?" dedim salak gibi.
"Kral axel yaşlı bir kral,gücü yaşlandıkça tükeniyor adamın maşallahı var beşyüze yakın yıldır yaşıyor.Bu yüzden onun gibi güçlü olan birinin yerine geçmesini istiyor." dediğinde anladım diye mırıltılar çıktı ağzımdan.
"Alisa,kevinin eski sevgilisi.Kevin alisayı aldatınca aralarında böyle bir nefret ve kin oluştu.Aşk, nefrete dönüşmüş. " dediğinde alisa için üzülmüş ve sahaya atlayıp kevini pataklamamak için içimden sövüyordum.
Oruspu sadece kızlara denen bir küfür kelimesi değildir bunu hak eden kaşar erkekler de var mesele kevin kaşarı!
Mikrofoncu dayı düdüğü çaldığı gibi ilk atak alisadan geldi.
Sanki bu günü bekliyor gibiydi.
Her hareketi öfke ve kin doluydu.
Demek Aşk ve nefret böyle bir şeydi.
Önce seversin sonra nefret edersin.
Bir an kendimi alisayı desteklerken buldum.
"Alisa!" diye bağırdım.
Hadi ya! Bu kadar da rezil olamam.
Şöyle bir sıkıntı var ki kimse bana bakma tenüzulde de bulunmadı.
Alisanın elinden çıkan sarmaşıklar hızlıca Kevine gitti.
Kevin ise ardı ardına alev toplarını atıyordu.
Alisanın sarmaşıkları alev alıp kül oldu.
Alisa elinde büyük bir sis topu oluşturup bahçenin tam ortasına attı.
Etraf bulanıklaşıp tekrar eski halini alırken alisa orada yoktu.
şaşkınlıkla etrafa bakarken aniden kevinin arkasında belirdi ve sarmaşıklarıyla,kevinin boynunu ve ayaklarını bağladı ve sertçe yere itti.
Kevin ise açmaya çalıştıkça sarmaşıkların kalınlığı artıyordu.
Alisa kevinin gözünün içine bakıp bir şey söylediğinde kevin başını iki yana salladı.
Alisa ise gür bir sesle,"Avises Avifors Avilers!" dediğinde kevinin rengi atmıştı.
(Avises avifors Avilers;Savaş içinde gücü %45 azaltır.)
Sonra ise alisanın gözünde ki karartı artıkça arttı ve ta oradan gözündeki kin ve nefreti apaçık görebiliyordum.
"Ölecek." dedim fısıldayarak.
Neyime güvendim bilemiyorum ama Kevin bir an gözümün önünde kanlar içinde ölü olarak göründü ve bu benim kaskat kesilmeme neden oldu.
"Deniz tanırçası,gökyüzü tanrı,Güneş tanrıçası,Gece tanrısı,gündüz tanrısı,toprak tanrısı,yağmur tanrısı ve bütün tanrı ve tanrıçalardan küçük bir güç istiyorum!Cendravero! Cendravero! Cendravero!" dedi bağırarak.
(Cendravero: Patlamalar yapan mavi ateş topları atan bir büyüdür.)
Kevin ise korkuyla ona bakıyor sanki gücü kalmamış gibi teslim olmuş gibi ona bakıyordu.
Kevin ise dudağını kıpırdadarak 'alisa' dediğine şahit oldum.
"Kevin kalk,Alisa yapma!" diye rekabet edecek kişiler arasında bir kız konuştu.
Ama ne Kevin ne de alisa ona baktı.
Büyük ihtimal kevinin yeni sevgilisydi.
Kevinin etrafına bir mavi ışık sarıldı ardından büyük bir patlamayla alisa bile geriye savruldu.
Aman tanrım!
hemen ayağı kalkıp sahaya baktım.
Kevin...
Az önce gördüm halisyonun aynı idi.
Kanlar içinde yerde uzanıyordu.
Nefes alamıyordu, bilmiyorum ama herkesin nefes alış verişini duyabiliyor hatta kalp atışlarını bile duyabiliyordum.
