28.Bölüm "Plan"

1.5K 131 32
                                    

İyi okumalar :)))

❤️

Adrian hepimize özür dilerim ve mahcup bakışlar attığında önemli değil diye el salladım.

"Gözümüz yollarda kaldı kaçak aşık?" dedi rose imayla.

Bunu duyan mia az da olsa bembeyaz suratına renk geldi.

"Biliyorsun son olaydan sonra babam ısrarla malikaneye götürdü beni.Zar zor kaçtım bu gece.Duyduklarım doğru mu?" dedi sona doğru üzgün sesiyle.

Başımı sallamakla yetindim.

Adrian miadan ayrılıp üzgünce bize baktı.

Odaya bir ölüm sessizliği çöktü.

"İyi herkes odasına dağılsın." dedi rose.

"Herkese iyi geceler yarın sizi ben uyandırırım." diyen Michaele iyi geceler dediğimizde ikisi odadan çıktı.

Adrian anlamayarak bakıyordu.

"Niye erken kalkacaksınız?"

"Anlatırım." dedim.

"Şey ben nerde kalacağım?" dedi mia gözü dolarak.

Maya yanına ilerledi.

"Elenanın yatağında yatarsın." dedi acıyla.

Kalbimden geçen sızı karnıma vurmuştu.

Elena'm.

Mia ise hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

"Hepsi benim yüzümden!" dedi hıçkırıkları arasında.

Boş boş ona baktım.

"Senin ne alakan var?" dedi Adrian elini omuzuna koyarak.

"Ben...ben elena..." diyip ağlamaya devam etti.

"Anlatıcak mısın?" dedim.

Bana gözü kıpkırmızı bir şeklide baktı.

"Bugün durduk yere evimiz yandı.Annem..." diyip daha şiddetli şeklide ağladı.

Tek ayağımı kırıp ona eğildim.

"Devam et."

"Annem orada can verdi. O sırada elena geldi.Tanrıça sensin birşeyler yap dedim. Denedi ama başarısız oluyordu sürekli. Sonra..." diyip gözünü acıyla kapattı.

Layla teyze öldü mü!

"Ona hakaretler etmeye başladım. Hak etmemişti oysaki..." dediğinde elerimi yumruk yapıp gözümü kapattım.

Herşey neden üst üste geliyordu.

Layla teyzenin gidişi çok sarsmış olmalı elenayı.

Benim kurduğum cümlelerden sonra sevdiği başka kişiden de bu cümleler gelince dayanamamıştı.

Geriye sendelendim.

"Kahretsin! Ağzıma sivri arı soksaydı da öyle cümleler kurmasaydım." dedi ve elliyle yüzünü kapattı.

Maya öfkeyle ona bakıyordu.

Adrian ise kırgınlıkla ona bakıyordu.

"Mia...sen bu değilsin.Sen bu değildin.Ablam dediğin kıza bunu yapmış olamazsın.Onun nasıl bir kız olduğunu biliyorsun.Sen anne ve babanın yanında sımsıcak uyurken o belki bir ekmek parçasını bulma umuduyla ev ev sokak sokak geziyordu.Sen sevmem bu yemeği dediğin yemeği o yiyememiştir belki.Sen her zaman ondan daha fazla şanslı oldun,daha ne istedin mia?" dedi hayal kırıklığıyla.

Bense orada olan şeyleri hazmetmeye çalışıyordum.

Miaya kızma gibi bir hakkım yok çünkü onun kadar bende elenayı kırmıştım.

Dayanmayacağımı anladığımda,"Maya senden birşey rica edebilir miyim? " dedim titreyen sesimle.

"Tabi ki."

"Bana elenanın...yastığını getirebilir misin?" dedim mavi gözlerimi yere indirerek.

pişman olmak için çok geç kalmıştık.

"Getiririm.Mia hadi gel.Size iyi geceler." diyen mayaya cevap veremedim.

Zor nefes alıyordum.

Acaba napıyordur orada tek başına?

Elena'm,güzelim,çilek kokulum...

Omzuma konan ele irkildim.

"Hadi albert,elenanın karşısına böyle mi çıkıcaksın?" dedi adrian  alayla.

"Hangi yüzle çıkıcağımı düşünüyorum adrian." dedim kendi halime acıyarak.

Beni affetmez dahi.

Ama ben o cümleleri kurmadım,ben söylemedim onları.

Başıma inanılmaz bir ağrı girmişti.

"Yarın ne olacaksa yarın anlat,Uyu Albert,yarın işimiz var." dedi Adrian ve o da yatağına geçti.

O sırada odanın kapısı çaldı.

Yavaşça çöktüğüm yerden kalktım.

Sarsak adımlarla kapıya yürüyüp açtım.

Karşımda beyaz bir yastıkla duran mayayı gördüğümde yastığa uzun uzun baktım.

"Buyur." dedi ve yastığı bana uzattığı an gelen çiçek,çilek kokusuyla mayışmış ve huzur dolmuştu içime.

"Her ne olursa olsun herşeyin bir yollu var.Enişte mi Albert mi desem bilemedim ama şimdilik benim için Albert kal." dedi sona doğru biraz kızgın sesiyle.

Haklıydı.

"Teşekkür ederim." dedim gülümsemeye çalışarak.

Yastığı alıp kapıyı kapattım.

Işıkları kapatıp,yatağıma yerleştim.

Yastığı ise baş ucuma koydum.

"Seni bulacağım ve geri getiriceğim gerekirse canımı veririm." dedim ve gelen mis kokuyla kendimi uykunun kollarına bıraktım.

(...)

Sabah ise kabus görmeden uyanmıştım.

Pek uyuduğum söylenmez.

Geceleri elenanın ismini saykılayarak uyanıyordum.

Erken saatlerde uyanmış ve kısa bir duş almıştım.

Şimdi ise pencerden dışarı izliyordum.

Çaresiz ve kolumun bağlı olmasından nefret ediyordum.

Elimi pencerenin kenarına dayamış ve eğilmiş vaziyette duruyordum.

"John?" dedim.

Biraz sessizlik olduktan sonra Johnun sesiyle biraz kendime gelmiştim.

"Efendim?" dedi yorgun sesiyle.

"İyi misin?" dedim telaşla.

"Aria yok,benden uzak nasıl iyi olabilirim.Onu çağrıyorum ama ses dahi vermiyor." dedi üzüntüyle.

"Aria,elenanın ruh hayvanı mı?"

"Evet."

Derdimiz aynıydı.

Ben elenayı o da ariayı istiyordu.

Er ya da geç John ariaya,bende elenama kavuşucağım.

Albert sözü...

🍂

SON.

🍂

oy ve yorum.

Eğer yetişebilirsem yeni bir bölümd daha atmak istiyorum.

Lütfen kitabıma destek olun!

ANKA KUŞU'NUN KIVILCIMI(BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin