İYİ OKUMALAR DİLERİM BEBİŞLER :)))
❤️
Okula varmış şimdi ise Michael yani müdürün odasına gidiyorduk.
Babaannem orada bekliyormuş bizi.
Merdivenleri bitirdiğim gibi hızlıca müdürün odasına daldım.
Babaannem beni görünce gözü doldu ve yaşlı olduğu için yavaşça bana doğru geldi.
Yorulmasın diye ben hızlıca yanına gidip ona sarıldım.
"Oğlum!" dedi.
"Başardık babaanne! Başardık elenam kurtulucak!" dedim heyecanla.
"Sana güvenmekte hatta etmemişim." dedi gururla.
Alnından yanağından öptüm.
"Suzzan teyze bizde varız,bil istedim." dedi adrian imayla.
Babaannem benden gülerek uzaklaştı.
"Gel buraya deli oğlan." dediğinde Adrian hemen ona sarıldı.
"Siz ne duruyorsunuz gelsenize." dedi babaannem.
Geriye kalanlar da hızlıca sarıldı.
Onlara gülerek baktım.
"Aferin size. " dedi babaannem.
Bir süre öyle kaldıktan sonra,ayrıldılar.
"Elenayı şimdi getirebilir miyiz?" dedim merakla.
Babaannem bana döndü.
"Bilmiyorum ama illa gelecektir." dedi umutla.
Gelecek gelmek zorunda!
"Ritüel yapmam lazım.Elenayı alma karşılığında zümrüt taşını vereceğim. Bunun için,elenanın odasına gitmeliyiz." dediğinde ışık hızında hepimiz elenanın odasına gittik.
Babaannem elenanın giydiği bir tişörtü aldı ve beyaz halının üstüne koydu.
Ardından zümrüt taşını da üzerine koydu.
İki tane de mum yakıp önüne koydu.
Hepimize hitaben,"Sessiz olun ve ne görürseniz sessiz olun." dediğinde başımızı salladık.
Ben yere oturup babaanneme baktım.
O ise gözünü kapatıp birşeyler fısıldamaya başladı.
Fısıldamasından bir süre sonra odada bir enerji hissettim.
Yoğun bir enerji.
Gözlerime bir sıcaklık bastı.
Zümrüt taşı ise yavaş yavaş bir çiçeğe benziyordu.
Saydam ve varla yok arası bir görüntü oluştu.
Sonra beyaz bir çiçek ardından alev şeklinde olan bir çiçek açtı.
İçinden çıkan alevler polen gibi etrafa saçlıyordu.
Görüntü muazzamdı!Çok güzeldi! Hayranlıkla baktım çiçeğe.
Sonra ise o çiçeğin yanında başka bir görüntü oluştu.
Önce bir ağaç geniş bir ağaçtı.
Sonra ise bir kuş yuvası ama harbi çok büyük bir yuvaydı.
Etrafı alevle kaplıydı.
Sanki yanıyor gibiydi.
"Albert!" diye acıyla bağıran Johnla irkilidim.
"John iyi misin?" dedim zar zor.
Ses gelmedi.
Kalbimin acıdığını ve Johnun kükremesiyle acıyla inledim.
Canım yanıyordu.
O yuva yandıkça benimde canım yanıyordu.
Yoksa... Elena!
Elena!
Geç mi kalmıştık!
Gözümün karardığını ve sola doğru savrulduğumu hatırlıyordum sadece.
Gerisi koskoca bir karanlık...
(...)
Gözümü açtığımda başımda bekçi gibi duran Adriana anlamsızca baktım.
"Napıyorsun?" dedim çatallışmış sesimle.
"İyi misin?" dedi sorumu es geçerek.
kaşlarım çatıldı.
"Evet." dediğimde derin nefes aldı.
"Albert oğlum iyi misin?" dedi babaannemin telaşlı sesi.
Kafamı yana çevirdiğimde karşımda oturan ve korkuyla bana bakan babaanneme gülümsedim.
"Evet altüst bayıldım. "Dedim yorgun sesimle.
Sanki tüm enerjim çekilmiş gibiydi.
"Elena! Elena nerde geldi mi?" dedim bağırarak ve oturur pozisyona geçtim.
"Sakin ol! " dedi Michael kızgın sesiyle.
Ona döndüm.
"En son yanan bir kuş yuvası gördüm ve eminim içinde elena vardı! Yoksa neden durduk yere acı çekeyim." dedim sinirle.
Hepsi sustu.
Mia ise ağlamaklı gözlerle bize bakıyordu.
Rose,maya üzgün ve hüzünlüydü.
"Evet haklısın,o onun yuvasıydı ve yanıyordu." dedi babaannem.
Gözümü acıyla kapattım.
Geç kalmıştık.
Biliyordum.
Gözümden bir yaş aktı.
Kalbim acıyla yanıp kavruldu.
İnsanın sevdiğini kaybetmesi ne çok acıymış.
"Niye ağlıyorsun lan? " diyen adriana şaşkınlıkla baktım.
"Ne diyorsun sen!" dedim adetta kükreyerek.
Hepsi de irkildi böyle bir cevap beklemiyorlardı.
Çıkışım ağırdı farkındayım ama Adrianın sorduğu soru değildi.
Babaannemin enseme sert bir çaplak atmasıyla ona döndüm.
"Yavrum,elena odasında.Niçin ağlıyorsun?"
☁️☁️☁️
SON.
🍂🍂🍂
Bölümü nasıl buldunuz?
elenayı özlediniz miiii?
LÜTFEN YORUMMM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU'NUN KIVILCIMI(BİTTİ)
Teen FictionElena,Soysuz ve kimsesiz bir terzici. Her iki yılda bir yapılan Festivale yakın ve tek arkadaşının zorunluluğuyla gittiğinde,beklemediği bir olay yaşar. Aniden ve çıkmayı bekleyen bir "Güç dalgası." Bu güç bedenini Alev alıp adetta yuttu.Bu a...