İYİ OKUMALAR DİLERİM :)))❤️
Suzzan teyzeye şaşkınlık baktım.
Ağır ağır yutkunarak alberte döndüm.
Dönmez olaydım!
Yıkılmış bir Albert kendall vardı karşımda.
Gözünde ki hayal kırıklığı öyle bariz belli oluyordu ki,bir salak baksa anında anlardı.
Yalan,eşek şakası olsun isterdim.
Titreyen ellerimle Albertin titreyen ellerini tutum.
Ama bana dönmedi.
Sadece babaannesine bakıyordu.
"Suzzan teyze, orada ne işin var! Bizim tarafta olman lazım!" dedi Michael bağırarak.
Suzzan teyze ise şuh bir kahkaha attı.
"Aptallar! Ben sizinle neden olayım? Benim milletim arkamda dururken siz kimsiniz!" dedi alayla.
Bedenim buz kesti.
Albertin kalp atışları ve soluk nefeslerini net duyuyordum,düzensiz attıyordu.
"Ben senin tornunum babaanne!" dedi Albertin kırgın sesi.
Suzzan ise anında Alberte döndü ve gülümsedi.
"Ah! Sen üvey torunumsun,hatta tornum bile değilsin." dedi buz gibi sesiyle.
Boğazıma bir yumruk oturdu ve Albertin elini güvenmek vermek istercesine sıktım.
Bedenimde ki alev sönmüştü.
"Babaanne hadi gel! uzatma." dedi albert gülerek ama acıdan gülüyordu.
"Ben senin babaannen değilim. Sen benim için sadece anka kuşlarını yok etmek için saraydan kaçırdığım yedek araçsın.Anka kuşlarını, daisyi,babanı,anneni hatta ve hatta elenanın anne ve babasını ben kendi ellerimle öldürdüm.Elenayı da lanetleyen benim.Benim tornumu öldürdüler anka kuşları. Benim yerimiden ettiler anka kuşları.Ben bu günü tam yirmi beş yıldır bekliyorum!" dedi duygusuz sesiyle.
Önce Alberte sonra bana sırıtarak baktı.
Yüzüm gerildi ve dişlerimi sıktım.
Bu kadın mı ailemi yok etmişti!
Bu kadın mı beni öldürmek istemişti!
Bu kadın mı beni lanetleyerek elcis insanlarını öldürmem mi istemişti!
Koynumuzda yılan mı besledik?
Öne atıldığım an elimi sımsıkı tutan Alberte döndüm.
Dönmemle gözünden yuvarlanan gözyaşını elimle tutup avcumda sıktım.
Albert bana döndü ve kısık sesle.
"Kal." dedi sadece.
Üç harfti ama çok anlam katıyordu.
'Kal' kelimesini gitme sana ihtiyacım var der gibi söylüyordu.
"Ah! Şu elena olmasa işlerim daha kolay olacaktı.Tanrıçayı uyandıran ölen kral axel yüzündendi.Salak herif! Planımı duymuş olmalı ki seni uyandırdı.Ama olsun bitireceğim işinizi tıpkı anne ve babanız gibi." dedi omuz silkerek.
Kral axel mi!
Ah! Mal kafam! Tahmin etmiştim ama kralın neden böyle yaptığını anlamadım.
Benim için kendini kurban etti!
Ama onu yanıltmayacağım.
İçimde kabaran öfkeyle gözüm seğiriyor gibiydi.
Albert kırgın ve hüzünlü bakışlarını suzzana çevirdi.
"Neden? Neden anne gibi kokutun?" dedi.
Suzzan bir an duraksadı sonra sırttı.
"Oyuncu olduğumu söylerler." dedi.
Albert yutkundu.
"Neden yaralarımı sardın?" dedi ağır ağır.
Aslında gözleri çok şey anlatıyordu ama şuan kapalı bir kutu gibiydi hiç bir duyguyu anlam veremiyordum.
"Oynumun bir parçası." dedi gülerek.
"Neden bunu bana yaptın?" dedi küçük çocuklar gibi.
O an hıçkıra hıçkıra ağladım.
Albertin hali,anne ve babamı öldüren kadına güvenmiş olmam...
Mia,adrian,maya, rose ve Michael de dahil hüzünlü ve kırgın bakışlarla bakıyordu suzzana.
"Sıkıldım.Soruların da bir bitmedi.Ben sabırlı bir insan değilim." dedi bıkkın bir nefes vererek.
Yüzsüz!
Albert o an sus pus oldu ve boş boş suzzana baktı.
Albertin kalp atışları âdeta çığlık atar gibi attıyordu.
Dikkatimi çeken başka şey ise,kraliyet okuluna gittiğim ilk gün albert ve benim karşıma çıkan nils ve arkadaşları da mercanlarlaydı,onlar gibi siyah giyinmişti.
Kafam karışmıştı.
Nils Albertin düşmanı olabilir ama mercanlarla olması canımı sıkmıştı.
Neden ama?
Kafama dank eden şey ile şaşırdım.
İşte şimdi taşlar yerine oturmuştu.
Nils ve arkadaşları albertin etrafında pervane gibi dönmesinin nedeni suzzanın yüzünden idi.
Albertin naptığını,ne ettiğini bilmek için nils ve arkaşlarını buraya yollamıştı.
Yani nils de bir mercan kuşu.
Tüm bunlar Suzzanın oynunun bir parçası demek.
Ama en önemli şey ise
Benim canımın canısını yaktılar, hemde benim önümde!İçimde kabaran öfkeyle,anında bedenim alev aldı.
Artık şu işi bitirelim!
Öfkeli ve sinirli bakışlarım suzzanı buldu.
Dişlerimi sıkıp,hızlıca yukarı sıçradım.
Sıçramamla kanatlarımın çıkması ve bedenimin tekrar alev alması bir oldu.
"İnan ki bende sabırılı değilim. Ölümün bir saniyemi almaz ama eğlenelim biraz, yaşlılara birazcık saygım var ondan." dedim sırıtarak.
Yüzü renkten renge girip öfkeyle öne atıldı.
Elinde oluşturduğu mor ve büyük topları üst üste üzerime yolladı.
Elimi havaya kaldırıp iki yana açtığım da anka kuşu kanatlarım etrafımı sardı.
Mor top elementi bana çarptığında geriye sendelensemde aynı hızda suzzana doğru gitti.
Suzzan şaşkınlıkla bir bana bir de topa baktı ve hemen mor element kalkanıyla kendini korudu.
Ama bu hareketlerimiz elcis de yaşayan insanların kısaca anka kuşları grubunda olanalar ve mercanlarda birbirine girmişti.
Ya kazanıcağız ya da kazanıcağız başka seçenek yok...
💫
SON.
Oy ve yorum yapın,belirili yorum ve oy olması lazım ki bölüm gelsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KUŞU'NUN KIVILCIMI(BİTTİ)
Novela JuvenilElena,Soysuz ve kimsesiz bir terzici. Her iki yılda bir yapılan Festivale yakın ve tek arkadaşının zorunluluğuyla gittiğinde,beklemediği bir olay yaşar. Aniden ve çıkmayı bekleyen bir "Güç dalgası." Bu güç bedenini Alev alıp adetta yuttu.Bu a...