Aşkmış adı nereden bileyim?
Derin ve bıkkın dolu bir nefes vererek kazağımı başımdan geçirdim. Üstümü düzelttiğim de son kez aynadan kendime baktım. Olmuştum galiba. Altıma siyah tayt üstüme de siyah kazak giymiştim.
Adam olana çok bileydi.
Çoraplarımı da giymiş, önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Daha 2 saat önce derli toplu olan odam şimdi beter hâldeydi. Odama göz atmadan çıktığımda koridorda ilerlemiş abimin odasına girmiştim.
Kendisi askeriye de bir toplantıdaydı. Ancak evde toplantıyla ilgili olan flash belleği unutunca eve gelmeye tenezzül bile etmemişti. Lojman askeriyenin karşısında olmasına rağmen o kadar üşengeçti ki, çareyi ben de bulmuştu.
Komodinin üzerinde ki siyah flash belleği kaptığımda odadan kendimi atıp dış kapıya doğru ilerledim. Askılıktan kabanımı üzerime geçirdiğimde, ayakkabılıktan spor ayakkabılarımı almış kapıyı aralamıştım. Ayakkabımı yere bıraktığımda, anneme seslendim.
"Anne, ben abimin yanına gidiyorum, haberin olsun," diye içeriye seslendiğimde sesim apartmanda yankılanmıştı.
Bağcıklarımı bağlamaya başladığımda annemin adım seslerini duydum. "Abin askeriye de değil mi?" dedi merak dolu bir sesle.
"Oğlunun artık aklı neredeyse toplantıyla ilgili flash'ı evde unutmuş, askeriye ile aramızda 2 dakika bile yokken kendisi benden getirmemi istedi," dedim sinir dolu bir sesle bağcıklarımla işimi bitirip dikildiğimde.
Annemin çatılı kaşları gevşediğinde, "Öyle deme Bahar, yoğunlar bu sıra görmüyor musun nasıl koşturuyor, hadi git bekletme abini önemli demek ki," dediğinde yine sinirlendim.
Bir şey demeden elimdeki flash'ı kabanımın cebine attığımda arkamı dönüp karşı daireye bile bakmadan inmeye başladım.
"Dikkat et," dedi annem arkamdan.
"Ederim," dediğimde aklım o kadar karma karışıktı ki asansörü bile unutmuş, öylece 4 kat merdiveni inmiştim.
Nihayetinde merdivenleri bitirip apartman kapısını araladığımda, kendini lojmanın bahçesine atmamla gözüm o ağaca takıldı.
Daha dün, Esra köyün doktoru Fatih ile orada öpüşüyordu. Midemin çalkalandığını hissettiğimde, aslında sinirimin abime olmadığını burada anlamıştım. Esra iğrenç biriydi. Bir an gerçekten Savaş'ı sevdiğine inanacaktım. İyi ki de inanmamıştım.
Başımı sinirle iki yana sallayarak, duraksayan adımlarımı hızlandırdığımda, rotam lojmanın güvenlik kapısı olmuştu. Bekir abi kulübe de oturmuş çay içiyordu.
Adım seslerimi duymuş olacak ki bakışlarını telefonundan çekip bana dikti. Yüzü gevşediğinde, gülümsedi. Ben de gülümsediğimde kulübenin camını araladı. Orta yaşlardaydı.
"Vay, yüzünü gören cennetlik Bahar," dediğinde yüzümde devam eden tebessümüm genişlemiş, omuz silkmiştim.
"Sorma abi ya, nasılsın?" dedim sıcak bir sesle.
"Valla iyilik sağlık, sen nasılsın?" dedi.
"Ben de iyiyim," dediğimde çayından bir yudum aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRAN
Ficción Generalİkimizinde göğsü az önceki tartışmadan dolayı hızla inip kalkarken bir adım attı bana doğru. Tırnaklarımı avuç içime bastırdığım an alnını alnıma yasladığında dayanamadım, ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında o kadar çok sıkmıştım ki kendimi acı her yer...