Bölüm 21

1.6K 181 22
                                    

İki gün önce

Laboratuvarın lobisine girince içerisinin ilginç bir şekilde dolu olduğunu görmüştüm.Aralardan birine denk gelmiş olmalıydım.Oturacak bir yer aramadan önce saatime bakınca neredeyse burada olacaklarını fark ettim.

Ah...İşte.Baekhyun.Neden böyle güzel gülüyor ki? Bu normal mi? Kime böylesine gülümsediğini görmek için yanındaki adamın yüzüne baktım.

Kahretsin!
Kahretsin...

Koşarak oradan çıkıp evime gittim.Üsse de uğradıktan sonra bir çanta alıp çıktım.

Uzun bir yolculuk olacaktı.Gözlerimi kapatıp düşünmemeye çalışmak çok zordu.O anki panik duygusunu hala içimde hissediyordum.O adam... Benim hayatım mahveden adamdı.Tüm mutluluğumu, ailemi benden alan, bana dayanılmaz acılar çektiren adam.Ve ona gülümseyen Baekhyun.Damarlarımda dolaşan öfke yerini hızla çaresizliğe bırakırken oradan ayrılmıştım.Ben, Park Chanyeol bir şeyden daha ölesiye korktum.

Baekhyun'un onun yanında olmasından.

Ona geçmişimi anlatmamıştım.Buna bir şey söylememişti ama ben onunkini anlayabiliyordum.Yalnızlığına bilimle katlanmaya çalışmış bir çocuk...Umutsuzca gülümsemiş, neşeyle kahkaha atamamıştı.Bu yüzden korktum.
O adam... Onun inandığı her şeydi.Gerçekleri, yanlışları sevdikleri... Hepsi onun elindeydi.Bu yüzden beni seçmezdi.

Bilmediğini biliyordum.Öyle masumdu ki... Yine de beni seçmezse öylece gidebileceğimi sanmıyorum.Onu öylece o adamın yanında bırakabileceğimi, vazgeçebileceğimi sanmıyorum.Öğrendiğinde yaşayacağı hayal kırıklığını hayal etmek istemiyorum.Buna dayanabilecek kadar gücü kalmamıştı.Denemekten yorulduğunu anlayabiliyorum.

İşte bu yüzden korkuyorum.Vazgeçip beni seçmemesinden.Çaresizce korkuyorum.Böyle hissetmeme sebep olan şeyi anlamıyorum, bu da beni sinirlendiriyor.Öylesine...Onu öylesine istiyorum ki buna inanamıyorum.Yanımda olsun istiyorum.Bana merakla bakan gözlerini, adımı duyduğum sesini istiyorum.Sessizce bekleyişini.
İstiyorum.Nasıl böylesi bir bencilliği yaptığımı bilmeyerek çaresizce beni seçsin istiyorum.Onun gerçeği, yanlışı, sevdiği... Gidişini hayal edemeyişim beni korkutuyor.Kendimle ne yapacağımı bilmemek, umutsuzca doğru olmadığını düşüneceğim gerçeği korkutuyor.
Babasına beslediğim nefreti ona yöneltmem gerektiğinde her şeyden vazgeçip ona izin vermek isteyeceğimi biliyorum.Çünkü o Baekhyun... Neden ve ne hissettiğimi bilmiyorum.Gerçekten.Sadece korktuğumu biliyorum.Öylesine masum ki, kötülüğün üstünde kırakacağı renk asla silinmez.Mavinin üstünde bir siyah...
Ahh... Öğrenmemeli.

Uyandığımda eski evime gelmiştim.Çalan telefonumu kapatıp çantamı koltuğa attım.Baekhyun beni onlarca kez aramıştı.Cevap verebilecek gibi değildim.Sadece bana neler olduğunu öğrenebilmek için biraz yalnız kalmalıydım.

Ailemle yaşadığımız ev hala bana eski bulanık anılarımı hatırlatıyordu.O günlerden sadece Kola kalmıştı yanımda.Birbirimizle atlamıştık yaşadıklarımızı.Gülümseyip balkona çıktım.
"Üzgünüm anne, baba.Galiba intikamınızı alamayacağım." Hep bana yaşattıklarını ona çektirip gözlerinin önünde ailesinin katledilişini görmesini istemiştim ama gerçekte bunu yapabilmek için onun gibi olmam gerektiğini biliyordum.Şuan yaptığım şeyse onun canavarlarından insanları kurtarmaktı.
"Hah! Yanlış yöne gidiyorum değil mi anne?"
Güldüm.
"Herhalde böyle dirençsiz biri olmamı istemezdin."
İç çektim.O adam ölümü hak ediyordu.Bunun için hapiste de çürümeyi göze alabilirdim ama...
"Yapamam.Baekhyun var."
Bir katil olmamı engelliyorsun.Kötü biri olmamı engelliyorsun.Seni üzmeyi göze alamıyorum.
"Gerçekten... Umutsuzum değil mi?" Derin bir nefes alıp yatak odama gittim.
Sürekli hissettiğim yorgunluk kısa sürede gözlerimin kapanmasına sebep olmuştu.

Su [Baekyeol]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin