"Hayır."
"Emin misin? Seni kızdırmıyor mu?"
Başını sallamıştı küçük çocuk.
"Kızdırıyor."
"Gel, boyayalım işte."
"Hayır."
"Neden Shiroi? Hem onların bakışlarına kızıyorsun hem de değiştirmek istemiyor musun?"
Gözleri buğulanmıştı çocuğun.Yetimhanenin penceresinden dışarıya bakıp arkadaşlarını izledi.Onu bir yaratıkmış gibi görüp dışlayan arkadaşlarını."İstiyorum."
"O zaman?"
Başını kaldırıp oldukça esmer olan kadına baktı.Büyük ihtimalle melezdi.Yüzünde kederli bir gülümseme vardı.Belki de burada Shiroi'yi seven tek kişiydi."Ailem bana bu ismi verdi."
"Ama-"
"Ama beni bıraktılar, biliyorum.Biliyorum da... Olduğum kişiyi değiştiremem ki.Hem... Saçlarımı boyarsam yine Shiroi olur muyum?"
Gülümsedi kadın.Bu çocuğu gerçekten seviyordu.Küçük yaşında uygulanan IQ testinde yüksek puan elde ettiğinden beri buradaydı.
Beyaz saçlarını karıştırdı kadın.
"Hep güçlü kal Shiroi.Çünkü sen, büyük biri olacaksın."
Küçük gözlerinden yaşlar düşmesine rağmen başını kararlılıkla sallamış güçlü bir gülümseme vermişti kadına.Üzülebilir, yorulabilirdi.Ama güçlü olacaktı.O gün o kadına verdiği sözle, garip bakışları önemsemeyip yoluna devam edecekti.Kise'den onu sevip sevmediğini hemen söylemesini istediğinde kendisinin de farkında olmadığı bir yara sızlıyordu.
Herkes bağlanmaktan korkar.Bunun sebebi terk edilme korkusudur.
Yalnızlıktan korkar insan.Çünkü sevdikleri vardır.
Kaybetmekten korkar.Henüz yeni kazanmıştır çünkü.
Hava gibidir bazen sevgi.Bazen su gibidir insan için.İhtiyaçtır.Seversin.İstersin.Sevilmezsen acıtır işte.Kaç kere üzeri çizilen yaranın kanamasını istememişti Shiroi.
Baekhyun vardı hayatında.Onu sorgusuz kabul etmiş tek dostu.Benzediklerini düşünmüştü.İkisi de yalnızdı çünkü.Başını kitaplardan kaldıramayan bu genç onun en yakını oluvermişti.
Büyükannesi vardı.İlk defa ona kurabiye yapıp sıcak bir gülümseme veren mükemmel kadın.Minnetle bakışları birbirlerine.Yemek kokuları gelen küçük mutfakta bir neşe kaynağı...
Kiseki.
Korkmuştu Shiroi.Uzun bir süre sonra korkmuştu.Bağlanmaktan, yalnızlıktan, kaybetmekten... Sevmekten korkmuştu.Sevilmeyeceği için.Onunla oynuyor olmasından korkmuştu.Buna dayanabilecek gücü bulamazdı çünkü biliyordu ki çoktan sevmişti.Değer veriyordu.En çok inciten de bu değil miydi? Gözlerinde o alıştığı küçümseyen, dışlayan bakışları görmekten korkarak izliyordu onu.Elinde değildi.
Ve o 'şaka olmadığını' söylüyordu.Ne anlama geldiğini ağzından duymadan rahat edemeceğini düşünmüştü Baekhyun'un yanına giderken.Yüzündeki gülümsemeyi silemiyordu.Sadece...Mutluydu işte.
"Baekhyun..."
Gözyaşları içinde onun gömleğini sıkıyordu şimdi.Sıkıca dostuna sarılmış duyduğu şeyi sindirmeye çalışıyordu.
"B-aek."
"Üzgünüm Shiroi."
Baek kaşlarını çattı.Dayanıklı olmalıydı.
"Ama bunu başaracağız tamam mı? Sen ve ben."
Geri çekilip gözyaşlarını silmişti karşısındakinin."Hem benden daha zekisin.Bilmiyorum sanma."
Gözyaşlarına rağmen gülümsedi Shiroi.
"Saçmalama.Bilimadamı olan sensin.Ben daha lisanstayım."
"Çünkü fazla üşengeçsin."
Güldü Baek.Bulacaklarına inanıyordu evet.
Çünkü... İnanmaktan başka çaresi yoktu.Başını sallayıp gözlerini kuruladı Shi.Güçlü kalacaktı değil mi? Çünkü kaybetmek istemiyordu.
"Bensiz de bir şey yapamıyorsun."
"Havalanma hemen!"
Gülerek saçlarını karıştırdı."Ne konuşuyorsunuz?"
Chanyeol odaya girerken sormuştu.
"Ah... Öğrendi mi?"Shiroi başını sallarken Chanyeol Baekhyun'un yanına gidip beline sarılmış, saçlarına bir öpücük kondurmuştu.
"Uyumuşum."Kısa olanın yüzü bu hareketle kızarmaya başlarken ellerini tutup çekmeye çalıştı.Lanet olası, ne güçlüydü böyle.
"N-ne yapıyorsun?"
Telaşla Shiroi'ye bakıp sordu.Shi iç çekerek elini umursamaz bir şekilde salladı.
"Hadi ama, biliyordum zaten."
"N-nasıl?"
"Bakışlarınızdan."
"Ama...Yeni.Yani biz... "
Shi gülüp başını salladı.
"Çok belliydi.Nasıl şimdi farkedersiniz? Aşkın gözü kördür derler.Sanırım sizde farklı işlemiş."Baekhyun daha da kızarırken Chanyeol'un kollarını çekiştirmekten vazgeçmişti.Belli ki uzun olanın bununla bir sorunu yoktu, Shi'ye memnunca gülümsemiş belindeki ellerini sıkılaştırarak karşılık vermişti kollarındakinin utanışına.Baekhyun'una merhamet ve hayranlıkla baktı.Vazgeçmiyordu.Öyleyse... Ölecek olması sorun değildi.Eğer o elinden geleni yapıyorsa hepsi yapmalıydı.Çünkü bunun arkasındaki çaresizliğin farkındaydı Chanyeol.Başarısız olmaktan nasıl korktuğunun farkındaydı.
"Ben buradayım."
Durgunlaştığını farkettiği Baekhyun'un başına alnını yasladı.
Shi de gergince bir nefes verdi.Zordu.İnansalar da, çabalasalar da olmayabilirdi.Zamanında yetişemeyebilirlerdi."Diğerlerine ne zaman haber vereceğiz?"
Baekhyun gelen soruyla düşünmeye başladı.
"Biz... Biraz ilerleme kaydettikten sonra."
Chanyeol başıyla onayladı.Onun için Baekhyun vardı ama diğerleri için daha umutsuz olabilirdi.Baekhyun ve Shiroi.Başarmaktan başka şansları yoktu.
........
"Ne oldu?"
Kai dalgınca bir soru yöneltti Kyungsoo'ya.Bir süredir onun gözlerini üstünde hissediyordu.
"Artık çizmiyorum demiştin."
Diğeri onun yatağında oturmuş, masanın başında elinde kalemle bir şeyler karalayan Kai'yi izliyordu.
"Bu aralar..." Bir nefes verip tekrar çizmeye devam etti Kai."Garip hissediyorum."
"Nasıl, garip?"
"Hm-mm.Kasvetli."Daha fazla konuşmamıştı.İyice yaptığı resme yoğunlaştığı belliydi.
Kyungsoo elindeki okumaya çalıştığı kitaba çevirdi gözlerini.Nedense ne zamandır o da aynı şekilde hissediyordu ama bunun başka bir sebebi olabileceğini düşünüyordu.
Şuan gözlerinin ona çevrilmiş olduğu gerçeği mesela.Ya da onun kalemi dudaklarına getirmesini izleyişi.Kitabı kapatıp yumuşak yatağa uzandı.Vicdan azabı çekiyordu.
"Uyuyorum."
"Hmm."Bu bir evetti.Konsantre olmuş bir Kai.Başını diğer tarafa çevirip derin bir nefes aldı Kyungsoo.Onun yatağı daha rahat geliyordu işte.Onun odasında, yatağında gözlerini kapatıp yüzünü hayal etmemeye çalışarak uykuya daldı.
.......
Sakin akşamlardan biriydi.Belki de fırtına öncesi sessizlik...Sorun değildi.
"Gelebilir miyim?"
Shi, Kiseki'nin kapısını çaldığında çoktan akşam olmuştu bile.Gidip yanına oturdu.Elindeki kitabı okuyuşunu izledi gözyaşları sessizce akarken.Son bir sayfası kalmıştı sonunda. Durdu Kiseki. Kapattı kitabını.Gözleri diğerinin kirpiklerinden düşen damlaları takip etti.
"Bugünü sormayacak mıydın?"
Yutkundu Shiroi.
"Sonra söyle."
Yaşayacağından emin olduğumda.Kitabı kenardaki masaya koydu Kiseki.Tuttuğu kolundan çekip ona sarıldı.Kötü bir şey olmuştu.Bu Shiroi'yi ilk kez böyle sessiz görüşüydü.
Elleriyle saçlarını okşarken onun kendisine sıkıca sarılmasına izin verdi.
Sormadı Kiseki.Gece boyunca tek kelime etmeden ağlamıştı Shiroi çünkü.Onu ne kadar tanıdığını fark ediyordu şimdi.Ne zaman konuşmak istemediğini bildiğini yeni fark ediyordu.
Onu sevdiğini biliyordu Kiseki.Ama bu kadar olduğunu şimdi fark ediyordu.Onu üzen her neyse onu yok etmek için feda edebileceği şeyleri düşünürken uyuya kalışını seyretti.
Sevdiği insanın nefeslerini dinledi sessizce.Ona söyleyeceği zamanın hızla gelmesini umarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Su [Baekyeol]
FanfictionTür:Bilim kurgu.Aksiyon.Romantik Önemli bir not:Zamanınız yoksa başlamamanızda fayda var. Dünya bencilce davrandı. Şimdi bunun cezasını geleceğin insanları çekiyor. Baekhyun...Genç bir bilim adamı Dünyayı kurtaracak formülü bulabilecek mi? Chanyeol...