Uyandığında duyduğu sesin onun kalbi olduğunu anladı.Hızlı ve ritmik atışlar...Yavaşça gözlerini araladığında etrafın aydınlık olduğunu fark etti.Tüm gece hiç kıpırdamadan üstünde mi yatmıştı yani?
Elinde hissettiği hareketlilikle başını kaldırıp ne olduğuna baktı.Chanyeol açtığı parmaklarının üstüne kendi elini koymuştu.Biri diğerinden oldukça büyük olan iki el.Daha sonra kaydırarak parmaklarının arasından geçirmişti.Tuhaf bir şekilde..."Yakışıyorlar."
"Hmm." Memnun bir gülümseme yayıldı dudaklarında Baekhyun'un.
Fark etmesi biraz zaman almıştı.Yüzü kızarırken başını yavaşça Chanyeol'a çevirdi.
"Günaydın."
Gülümserken söylemişti.
Doğru ya... Dün gerçekten onu öpmüştü.Kaçış yoktu.Başını tekrar onun göğsüne yerleştirip sakin olmayı bekledi.
"G-günaydın."Saçları Chanyeol'un boynuna değerken ellerine baktı.Dün... Nasıl öyle davranabilmişti? Gözleri tekrar yaşarmaya başlarken doğrulmaya çalıştı.
"Ne yapıyorsun?"
"Y-yorulmuş olmalısın."
Çekingence ona baktı.Saatlerdir bu haldeydiler sonuçta.
O huzur verici bir kahkaha atarken gözyaşları gömleğine düştü.
"Saçmalama."
Sorarcasına ona baktı.Gözleri sürekli buğulanıp görüşünü bozuyordu.Bunu pek önemsemedi.Tamamen ona odaklanmıştı.
"Öyle hafifsin ki varlığını hissedemiyorum bile."
Kahretsin.Onu görmek istiyordu ama...
Büyük bir el gözyaşlarını silerken kaşları çaresizlikle çatılmıştı.Onu belinden tutup aralarındaki mesafeyi kapattı Chanyeol.Ona dayanamıyordu.Onu böyle görmek hazırlıklı olabileceği bir şey değildi çünkü.
"Bir yere gidemezsin.Bugün benimsin."
Hızlanan kalp atışlarını duyabiliyordu.Ahh...Bu gerçekten bağımlılık yapacak gibiydi.
Belindeki elini ince gömleğinden kaydırarak pantolonundaki kemere koydu.Hızlı bir nefes almıştı kucağındaki.Güldü.Tepkileri ne kadar güzeldi.
"Chanyeol ben-"
Ona doğru eğilip köprücük kemiğine dudaklarını bastırdı.Sonra da saçlarının döküldüğü boynuna.Kalp atışlarını birleştirdiği ellerinde bile hissedebiliyordu.
Belindeki elini sıkılaştırıp onu kendisine yasladı.
"Şakaydı.Sakin ol."
Omzuna güçsüz bir yumruk atarken yüzünü onun göğsüne saklamıştı.
"Aptal."
Küçük bir kahkaha attı Chanyeol.Hayat şuan gerçekten acımasızdı.Onu kendisinden nasıl alabilirdi?
"Chanyeol..."
Doğrulup onu görebileceği kadar geri çekildi ama bakmadı.
"Hm?"
"Sen... Buna nasıl dayanıyorsun?"
Gözyaşları tekrar yanaklarını yakıp düşerken mırıldanmıştı.
Düşünmesine bile gerek yoktu Chanyeol'un.Evet ölecekti ama...
"Belli değil mi?"
Eliyle çenesinden tutup başını kaldırırken sordu.
"Çünkü sen buradasın."
Kızarmış dudaklarına uzanıp ona kısa bir öpücük verdi.Çekingence ona bakan Baekhyun'a baktı.Yanakları kızarmış, beyaz tenine usulca yayılmıştı.Oldukça...
Gülümsedi.Bu iş gerçekten haksızlıktı.
"Böyle bakmaya devam edersen seni bir daha öpeceğim."
Gözlerini kırpıştırdı karşısındaki.Ama bakışlarını çekmemişti.
"Ahh...Beni kışkırtıyorsun."
"Ben..."
Dudaklarıyla kelimelerini bölerken biraz öncekinden daha derin bir şekilde öptü.
"Ölmeyeceğim demiştim.Unuttun mu?"
Onun kahve gözlerine bakıp sordu.Baekhyun kaşlarını çatıp ağlamamak için direndi.
"Öyleyse neden böyle üzgünsün? Bana inanmıyor musun?"
Diğeri başını olumsuz anlamda sallarken kirpiklerinden birkaç gözyaşı daha dökülmüştü.
"İnanıyorum."
Gülümsedi Chanyeol.Kollarını ona dolayıp iç çekti.Her şeyi kendisinin olsun istiyordu.Böylece onun yerine üzülebilirdi.Çaresizliği ikisinin yerine de çekebilir, ikisinin sevgisini taşıyabilirdi.Boynundaki saçlara yaklaşıp kokusunu içine çekti.Kendi şampuanı.Dejavu gibiydi.Ama daha iyisi.Ahh...Çok güzel.
Demek ben o zamandan beri.........
Kai!"
Kyungsoo bıkkınlıkla iç çekti.Duştan yeni çıkmıştı ama giyecek siyah bir t-shirt bulamıyordu.Aslında şaşılacak bir şey değildi.Zaten siyahtan başka bir şey giymediği için çabuk bitiyorlardı.
"Kai duyuyor musun?"
İsteyebileceği tek kişi de ona cevap vermiyor muydu yani?
"Sinirlenmeye başlıyorum."
Aralık olan odanın kapısından söylenerek girmişti.
"Mmm."
Kai yatağında diğer tarafa dönerken mırıldanmıştı.
Çatılmış kaşları eski halini alırken gülümsedi.Sessizce kapıyı kapatıp dolabına doğru gitmeye başladı.Masanın üstündeki kağıtları görmesiyle duraklamıştı.Yalnızca kurşun kalemle çizilmiş resimler...Kola'nın bir yastığa yatmış uyuyorkenki hali, bahçedeki leylaklar.Bir çift göz, kırmızı bir araba maketi...
Tekleyen kalbilyle bir önceki resme geri döndü.Bunlar..."Benim?..." fısıltıyla arkasında uyuyan Kai'ye baktı.Gözleri resimle onun arasında gidip gelirken yüzü kızarmaya başlamıştı.Neden kendi gözlerini çizmişti ki? Çizgiler öyle zarif ve etkileyiciydi ki uzunca bakmaktan kendini alamadı.Her ayrıntı dikkatle çizilmiş ve mükemmel bir konstrat oluşturmuştu.Derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı.
Kai'yle tanışmalarından sonra ona hep minnettarlık duymuştu.Onu diğerlerinden ayıran şeyin, onun için sürekli endişelenmesinin, korkmasının sebebinin hayatını kurtarmak için kendini feda etmesi yüzünden olduğunu düşünüyordu.Kai'ye hiçbir zaman diğerlerine baktığı gibi bakamadığını biliyordu.En çok onun yanında mutlu olur, onun yanında üzülürdü.Birbirine zıt gibi görünseler de bunlar birine verdiğin değerle doğru orantılı artardı.
Bunu da biliyordu.
Hepsini biliyordu.
Biliyordu ama...
Son zamanlarda başına bela açan kan akışı, düzeni bozuyordu.
Kai tedavi olmaya başladığında... Onun yanında kaldığı, ona baktığı her an.Yavaş da olsa bir şeylerin değiştiğini fark etmişti.Bu, önemsenenecek bir boyutta değildi.Şimdiye kadar...Üstü çıplak olduğu halde sıcakladığını hissediyordu.Tek eliyle yüzüne bastırıp serinlemeyi denedi.
Resimleri masanın üstüne koyup dolaptan bir siyah t-shirt çıkardı. Olabildiğince sade.Ama... Güzel.
Kai'ye baktı.Daha önce hiçbir şey için kendisine kızmamıştı.Bunun için de kızmayacağını umdu.Sessiz adımlarla yatağına yaklaşıp yavaşça yatağına yattı.Başını onun kolunun üstüne koyup gergince bir nefes aldı.
Tahmin ettiği gibi.Kalp atışlarını kulağında duyuyordu artık.Bu başına gelen şey... Neyin nesiydi?
Gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı.Ne olursa olsun ona söylememeliydi.Eski haline gelmesi uzun sürmezdi değil mi? Öyle olacağını umdu.Yoksa bugüne kadar görmediği Kai'nin kızgın gözleriyle karşılaşabilirdi.
Ama ne yazık ki yorgun olduğunu unutmuştu.Gözlerini kapatmaması gerektiğini düşünmemişti.Elindeki t-shirtle, ona dönmüş bir şekilde uyumamalıydı.Kai'nin uyanabileceği ihtimalini es geçmişti.Şimdi sıra, diğerinin kalbindeydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Su [Baekyeol]
FanfictionTür:Bilim kurgu.Aksiyon.Romantik Önemli bir not:Zamanınız yoksa başlamamanızda fayda var. Dünya bencilce davrandı. Şimdi bunun cezasını geleceğin insanları çekiyor. Baekhyun...Genç bir bilim adamı Dünyayı kurtaracak formülü bulabilecek mi? Chanyeol...