Elfler yaklaşık üç haftadır üsler inşa ettikleri Alone Kingdom'daki hazırlıklarını neredeyse tamamlamışlardı. Sıradaki hedefleri Pueblo Arakhim olacaktı. Arakhim'in Bekar Kraliçesi Alba ise savaşa hazır olmaktan çok uzaktı. Yaklaşık 7 yıldır süren başta Araphiel ve hemen ardından da Franlius insanlarının sürdürdüğü isyanları sadece 2 hafta önce bitirebilmişti ve bu sırada fazlasıyla güç kaybetmişti. Ellerinde sadece 24.000 kadar asker kalmıştı. Ancak Arakhim halkları sonunda kendi iç meselelerini halledebildiği için hızlıca silahlandırılabilirdi. Çünkü Pueblo Arakhim demir bakımından dünyanın en zengin yeri sayılabilecek topraklara sahipti. Yine de bu elfleri durdurmaya yeterli değildi. 1. büyücünün emriyle elfler tıpkı Alone Kingdom'a yaptıkları gibi yine bir ultimatom göndermişti. Kraliçe Alba ise kendisine bu mesajı ileten elflere ultimatomu kabul ettiğini belirtip, savaş istemediğini vurgulayarak, 2 hafta içinde tüm topraklarını elflere vermeyi kabul ettiğini söylemişti. 1. büyücü bu haberi alınca çok sevinmişti. Ancak yaklaşık 10 gün sonra Arakhim donanması Alone Kingdom adasındaki zayıf elf üslerine çıkartmalar atıp yağmalar düzenlemiş ve 6.000 kadar elfin ölmesine sebep olmuşlardı. Anlaşılan Alba'nın amacı aslında en başından beri gücünü toplayana kadar onları oyalamaktı ki başarılı da olmuştu.
1. büyücü Pueblo Arakhim'e kinlenmiş ve 70.000 kadar askeri komutasına alarak diğer tüm komutanlarla soyluları başından savıp yalnız saldırma kararı almıştı. Çünkü bu sefer öncekinden çok daha büyük bir katliam yapmayı düşünüyordu ve diğer rütbelilerin yoluna çıkmasını istemiyordu. Bir kaç gün sonra elf birliklerinin bir kısmı denizi dolaşarak Pueblo Arakhim'in batısındaki adalarda belirmişler ve sadece iki günde zorlanmadan ele geçirmişlerdi. Fakat garip bir şekilde bölgede çok az insana rastladıkları şeklinde 1. büyücüye haber yollamışlardı.
Kraliçe Alba'nın stratejisi savunma odaklı olacak gibiydi. Çünkü görüldüğü kadarıyla tüm gücünü sahip olduğu 6 büyük adadan sadece 1'inde toplamış gibi bir izlenim bırakmaktaydı. bir kaç gün sonraysa 1. büyücü tüm donanmasını toplayıp Arakhim'in kuzeyinde bulunan üç kardeş adalar olarakta bilinen bölgesine batıdan saldırıya geçip 50.000 kadar asker ve 2000 kadarda büyücü ile karadan ilerlemeye başladı. Ancak bir süre sonra askerler su sıkıntısı yaşamışlar, fakat arazinin neredeyse tamamen çöl olmasından dolayı susuz bir şekilde ilerlemelerini sürdürmüşlerdi. 1. büyücü askerleri Arakhim'e getirdiğine adeta pişman olmuştu. Üstelik çok geçmeden Araphiel dilinde yüksek haykırışlar duymuşlar ve çok geçmeden de büyük bir ordu ile karşılaşmışlardı. Ordunun başında 7 yıldır Araphiel insanlarının isyan etmesinin sebebi olan Lord Haris vardı. 1. büyücünün bildiği kadarıyla bu adamın odak büyüsü elflerinkiyle yarışabilecek kadar güçlüydü. Hatta bazı Araphiel insanlarına göre o Yaratıcılar tarafından dünyadaki bozuk sistemi düzeltmek için seçilmiş bir peygamberdi. Anlaşılan Kraliçe Alba yıllardır savaştığı bu güçlü düşmanını elfler sayesinde bir dosta çevirmiş ve onlara karşı kullanmıştı. Elflerin tahminleri bu sefer tutmamış, ilk defa insanların zor durumlarda ne denli birlik olabileceklerine tanıklık etmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİ KUDRETLER: BÜYÜK SAVAŞ
Fantasyİnsanlar ile elflerin ilişkileri iyice kötü bir hal almış ve Merkezi Elf İmparatorluğu dünyaya saldırmak için tek vücut haline gelerek tüm ordularını saldırıya geçirme kararı almıştı. Elflerin ilk hedefi ise en zayıf insan krallığı sayılan Alone Kin...