ESKİ KUDRETLER: BÜYÜK SAVAŞ

Bölüm 29,5(TANRININ HÜCRELERİ)

  Ak Orda ve Deti Kholoda ittifaklarını resmiyete döküp dünyayı kurtarmak için birlikte çalışmaya başlamışken Hain Savior Jeff tarafından oğlu Mark'ı kaybeden ve kocasının da geriye kalan son savior olduğu bilinen Daria, herkesle iletişimi kesip haber vermeden kendince bambaşka bir işe koyulmuştu. Ölmüş canavarların cesetlerini aramak için yanında ufak bir tayfa ile sular altında kalmış olan Canavar diyarlarına gitmişti. Bir kaç günlük aramanın ardından Tayfa ufak bir toprak parçası görmüştü. Üstünde ise biri canlı diğeri ceset gibi görünen iki canavar vardı. Daria, gemiyi yavaşlatma emri vererek beyaz bayrak sallayıp yavaşça canavarlara yaklaşmaya başlamıştı. Diri olan canavar aniden onlara kitlenmiş ve onları tanımadığını sadece bir kişinin konuşmacı olarak gelebileceğini haykırdı. Daria, tayfasına bekleme emri vermiş ve gemi minik adanın yanında durur durmaz sakince aşağı inmişti. Sonradan ise canavar ile aralarında bir konuşma başlamıştı. Canavar "Benim adım Faskor, sen kimsin ve ne diye bizim topraklarımıza geldin?" diye sormuştu, kızgın ve şaşkın bir şekilde. Daria, çok bekletmeden buraya canavar kalıntılarını toplayarak süper insanlar yaratma çalışmalarını başlatmak için geldiğini anlattı. Faskor "Ateşle oynamaya çok meyillisin galiba. Siz insanların kırılgan bedenleri bizim güçlü hücrelerimizi taşıyamaz." diye yanıtladı. Faskor bu deyimiyle sanki insanları biraz küçümsemiş gibi görünmekteydi. 

  Daria aniden "Bizi fazla hafife alma Faskor. Elfler ikimizinde gezegenini adeta ellerimizden çalıyor. Siz canavarlar bile onları durduramadınız. Bu yüzden güçlerimizi birleştirmeliyiz. Ayrıca o şerefsizler benden oğlumu aldılar. Eşim ise yakında yeryüzündeki son savior olarak onlarla yüzleşecek. Acilen güçlenmem lazım." diye çıkışmıştı. Faskor bu insan kadını bir süre süzdükten sonra azminin kırılgan olmadığını anlamış, ardından da "Kralların Kralı ve Usta Salvador bile onları yenemediler. Diğer canavarların ise neredeyse hepsi öldü veya Vaft'ın alemine sepetlendi. Biz canavarların en iyileri bile onları alt edememişken siz nasıl alt edeceksiniz? Üstelik o şerefsizler Kralımızın asasına da el koydular." demişti. Daria ise karşılık olarak Martha'nın ölmeden önce yüce büyücüleri mühürlediğini söylemişti. Ayrıca kendisiyle tayfasının kimyada usta bireyler olduğunu belirtip kendilerine kopyaladıkları canavar genlerini neredeyse tam verimde kullanabileceklerini açıkladı. Faskor'un içinde bazı kuşkular olsa da bu onun için elflerden intikam alma fırsatıydı. Kralların Kralının topraklarındaki tüm canavarlar Vaft'ın alemine gitmelerine rağmen o dünyada bırakılmıştı. Bu yüzden kendisinin özel bir amaç için kral tarafından dünyada bırakıldığını düşünmekteydi. Bir süre düşündükten sonra Faskor, emin gözlerle Daria'ya dönüp eğer gerçekten dediği kadar iyi bir kimyagerse büyük bir müjdesi olduğunu söyledi. Daria merak edip müjdesinin ne olduğunu sorduğundaysa, Faskor, yanındaki cesedin Kralların Kralına ait olduğunu söyledi. Sonrasındaysa anlatmaya devam etti, anlaşıldığı kadarıyla Kralların Kralı kendini imha ettikten sonra bir türlü ölememiş, fakat bitkisel hayata geçmişti. Faskor onu bir hafta önce bulduğunu ve o zamandan beridir de bir türlü uykusundan kalkmadığını söylemişti. Kralların Kralı teknik olarak hala canlı olduğu için hücreleri Daria ve tayfası için daha kullanışlıydı. Ancak bunu yapmak yerine Kralı ayağa kaldırmayı başarabilirlerse elflerin sonunun getirileceği kesindi. Yüce büyücüleri mühürleri yokken bile yerden yere vuran Kralların Kralı, kim bilir mühürlü hallerine neler yapardı. 

  Daria, Faskor'a onu nasıl uyandırabileceklerini sordu. Faskor ise üzgün bir şekilde Kral'a defalarca diriltme ve iyileştirme büyüleri yapmasına rağmen bir türlü gözlerini açmayıp derin uykuya devam ettiğini söylemişti. Anlaşılan Kral binlerce yıl boyunca yaşamaktan ve dünyanın muhafızlığını yapmaktan yorulmuştu. Ayrıca ne yaparsa yapsın, bir türlü ölemediğinden kendisini imha ettiği sırada kasıtlı bir derin uykuya geçmişti. Daria, Faskor'a dönüp ona işkence yapıp yüksek dozda acılar çektirerek uyandırmayı teklif etmişti. Faskor ise bu teklife gülerek karşılık vermiş ve kralın asırlar önce acı ve zevk duyularını yitirdiğinden bahsetmişti. Ardından da Faskor acı içinde kralına, hatta yaratıcısına bakarken "Belki de artık sadece dinlenmek istiyordur. Sonuçta dünyanın muhafızı olmayı o seçmemişti. Onu zorla tekrar tekrar devam eden bu kısır döngüde mahsur bırakan yaratıcılardı. Belki tek dostu olan Usta Salvador ölmeseydi, Kralımız dünyaya olan bağlılığını sürdürebilirdi. Ama oda öldüğü için artık buraya dönmesi için bir sebep yok. O kendisine zorla dayatılmış muhafızlık görevini istememesine rağmen, zaten son ana kadar cesurca var gücüyle savaştı ve yenildi. Artık onu daha fazla zorlamaya kimsenin hakkı yok" demişti. Faskor'un söylediklerine ister istemez Daria'da hak vermişti. Kralların Kralı bir insan olarak doğmasına rağmen istemeden tanrısal bir varlığa dönüşmüş ve üzerine istemediği halde pek çok sorumluluk yüklenmişti. Muhtemelen hiç bir ruh böylesine bir yükü bu kadar uzun süre kaldıramazdı. Bir süre sonra Faskor, Daria'ya dönüp Kralın hücresini aktardıkları kişi başarılı olur ve ölmez ise büyük bir güç kazanacağını, fakat hiçbir insanın onun gücünü ruhen kaldıramayacağını belirtmişti. Bunları duyduktan sonra Daria'nın aklına parlak bir fikir gelmişti. Faskor'a kitlenerek "Eğer Kralın hücresi insanlar için fazlaysa biz de senin hücrelerini kullanırız. Anladığım kadarıyla alt rütbe olsan da hızlı ve diriltme kabiliyeti olan bir canavarsın. Biz insanlar için bu güçler fazlasıyla yeterli. Ayrıca ek olarak senin hücrelerini almamızın ardından sana da Kralın hücrelerini bir kaç işlemden geçirdikten sonra enjekte edeceğiz. Muhtemelen hücreleri sana taşındığı için Kral ölümsüzlükten kurtulacak ve sana geçecek." demişti. Faskor aniden çıkışarak kendisinin bile Tanrı Kralın hücrelerine ayak uyduramayacağını söylemişti. Ancak Daria'nın ısrarları sonucu bunun son çare olduğunu anlayıp teklifi kabul etmişti. Faskor ve Daria, Kralın bedenini de yanlarına alarak gemiye binmişler ve planlarını belirledikleri gibi işleme sokmak için Deti Kholoda'ya doğru yola çıkmışlardı.