Lord Haris ile 1. büyücü karşılaşmalarının hemen ardından ordularına hücum emri vermişti. Garip bir şekilde elflerin büyüsü bu topraklarda tam olarak çalışmıyordu. Sanki bir güç onların manasını bastırıyormuş gibiydi. 1. büyücü çok geçmeden bunun Lord Haris ile ilgili olduğunu anlamıştı. Çünkü elindeki bilgilere göre geldikleri bu ada aslında ormanlarla dolu bir yerken, şimdilik görünürde sadece çöller vardı. Üstelik pek inanmasa da birkaç sefer Haris'in bastığı toprakları çöle dönüştürüp kurutabildiğine dair hurafelerde duymuştu. 1, büyücülerine kılıçlarını çekip büyü güçlerini hemen onlara aktarmalarını söylemişti. Ancak durumu ayıkana kadar büyücülerin çoğu çoktan ölmüşlerdi bile. Üstelik elf askerlerinin dörtte biride sadece 10 dakikada Haris'in birlikleri tarafından dağıtılmıştı. 1. büyücü kaybetmeye yaklaştıklarını fark etmiş ve son manasını kılıcına aktararak ön saflara çıkmıştı. Bu sırada Lord Haris ile karşılaşmaları da çok uzun sürmemişti. Lord Haris eline bir savaş borusu alıp içine üflemiş ve aniden çevredeki kumları bir araya getirip 25 metrelik devasa bir canavar oluşturmuştu.
1. büyücü ilk defa ölüme bu kadar yakın olduğunu düşünmeden edemiyor ve korkusunu saklayabildiği kadar saklamaya çalışıyordu. Son bir çare olarak kılıcıyla kum canavarına su dalgaları yollamış ve boyutunu 18 metreye kadar indirmeyi başarmıştı. Ancak bu yeterli değildi. Üstelik Lord Haris'te buna karşılık canavarın sırtına çıkıp küre şeklinde topladığı odak büyülerini ona doğru fırlatmaya başlamıştı. Bu küreler oldukça yıkıcı ve geniş menzilli olup tehlikeli bir kudrete sahiplerdi. Elflerin en güçlü büyücüsü bile onları zar zor savuşturabiliyordu. Ayrıca Haris'in hamleleri henüz bitmemişti. Aniden kum canavarının parçalarıyla vücudunu kaplamış ve onunla birleşmişti. 1. büyücü su dalgalarını ona fırlatmayı denemiş, ama Haris her seferinde odak büyüleriyle üstüne gelen saldırıların hepsini savuşturmuştu. Ardından da konuşmaya başlamıştı.
Lord Haris: Bana karşı gösterdiğin direnci takdir ettim. Hatta belki gitmenize izin bile verebilirim...Fakat...Kral Colkin ile halkına yaptıklarını biliyorum. Sen bir zalimsin ve bu topraklara sadece uğursuzluk çekiyorsun.
1.büyücü: Siz insanların toprakları zaten ezelden beridir uğursuzlukla dolup taşıyordu. Mesela sen, sırf daha fazla elf öldürebilmek için güçlerinle bu yeşillik bölgeyi çöle çevirmişsin.
Lord Haris: Ne tür bir şeyle savaşacağımızın farkında olduğum için bunu yaptım. Eski düşmanım Kraliçe Alba bile bu konuda beni onayladı. Siz zalimler sayesinde sonunda aramızda anlaşmaya varabildik.
1. büyücü: Aranızda anlaşın veya anlaşmayın. En nihayetinde ikinizin de işini bitireceğim.
Lord Haris: Şaka yapmak için yanlış bir zamanı seçtin. Bu ada benim büyümle donatılmışken sen ve adamların hiçbir şey yapamazsınız.
1. büyücü: Belki kendi gücümüzle size karşılık veremeyiz. Bu yüzden şartları eşitlemek istiyorum. Saatlerdir Yaratıcıların kutsamalarından kazandığın güçleri ardı ardına kullanıp bize ciddi zararlar verdin. Şimdi bunu yapma sırası bende. Başta burada benim dışımdaki tüm canlılar ölebilir diye bu gücümü kullanmayacaktım, fakat anladım ki diğer türlü bizim için daha da kötü olacak.
Lord Haris: Yenilgiyi kabullenemedin mi yoksa?!
Lord Haris kaya büyüklüğündeki yumruğuyla düşmanını ezmeyi denese de işe yaramamış ve 1. büyücünün üstünde bir portal belirmiştir. Ardından da portal hızlıca yükselip genişlemiştir. Çok geçmeden de bulundukları adanın belki de tamamını altında bırakacak kadar su portaldan dökülmeye başlamıştır. Lord Haris, ölen sayısını en aza indirmek için hızlıca adaya uyguladığı kum büyüsünü kaldırmış ve etraf ormanlık haline geri dönmüştür. Ancak bu sırada yüzlerce insan ve elf hızlıca beliren ağaçların kuvvetine maruz kalıp ölmüştür. Diğerleri de alandan firar etmek üzere kaçmaya başlamışlardır. Görünürde iki tarafında artık ordusu kalmamış gibidir. Haris ile 1. büyücü ise bağırarak birbirleriyle tartışmaya tutuşmuşlardır.
Lord Haris: Seni hastalıklı pislik!!! Şu suları göndermeyi kes!
1. büyücü: Hepiniz boğulana kadar durmayacağım. Neyse ki Sravos'ta bolca su var.
1. büyücü göğe yükselir ve aşağıya elektrikli şok dalgaları fırlatmaya başlar. Yalnızca bir kaç saniye sonra adeta bir kıyım gerçekleşmiş, neredeyse adanın tamamına yayılan su sayesinde firar eden askerlerin bile hemen hemen hepsi kızarmıştır. Lord Haris ise son anda kendisine alan koruma büyüsü yaparak kurtulmuştur. 1. büyücüde o sırada kara büyüsünü toplayarak küre haline getirip Lord Haris'e fırlatır ve Haris'in koruma büyüsünü kırmayı başarır. Üstelik kara büyünün bir parçası Haris'in bedenine yapışmıştır. 1. büyücüde fırsattan istifade düşmanını telekinezi büyüsüyle tutmuş ve kendisine çekip sadist gözleriyle ona bakmaya başlamıştır.
Lord Haris: Bu güçte ne böyle?! Üstelik o gözler, niye öyle bakıyorsun? Bir elf için bile fazla garipsin.
1. büyücü: Nasıl varlıklarla uğraştığını hiç bilmiyorsun Haris! Senin yüzünden binlerce adamımı feda etmek zorunda kaldım. Gerçi vicdanım pek sızlamıyor, fakat bu dünyayı fethetme hızımızı çok geciktirecek. Önceden sadece insan olduğunuz için kültürel sebeplerle sizlere işkence ederdim. Ama bil ki sana yalnızca kişisel kinimden dolayı uzun bir eziyet etmeyi düşünüyorum...
Lord Haris: Hey dostum bir süreliğine sakin ol. Daha fazla kavgaya gerek yok. Hatta size bile katılabilirim.
1. büyücü: Canını kurtarma çabaların boşuna insan...
Lord Haris: Galiba bir şey geliyor, arkana baksana.
1. büyücü: Bu numaraları yemem!
1. büyücü tam Haris'in kemiklerini teker teker kırmaya başlayacakken arkasından kumlardan oluşan bir ejderha gelip onun kolunu koparır ve Haris'i alıp kaçar. 1. büyücü onları takip etmeye çalışır. Ancak kolundaki kanamasından dolayı vazgeçip kendini tedavi etmesi gerektiğini anlar ve peşlerini bırakır. 1. büyücü resmen sinirden küplere binmiştir. Ayrıca Lord Haris'e karşı daha önce kimseye kinlenmediği kadar kinlenmiş ve artık öncelikli hedefi tekrardan daha güçlü bir şekilde ordusuyla saldırmak yerine Haris'i öldürmek olmuştur. Kopan kolunu büyüleriyle tekrar eski haline getirdikten sonra 3 kardeş adaların en küçüğüne yalnız başına kıyım yapmak üzere yola koyulmuştur.
Haris ise erkenden Alba'nın huzuruna çıkmış ve başına gelenleri anlatıp ne tür bir tehditle karşı karşıya olduklarından bahsetmiştir. Pueblo Arakhim'in en güçlü iki insanı üzerlerine doğru gelen ilah seviyesindeki 1. büyücüye karşı birlikte son bir savaş vereceklerdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİ KUDRETLER: BÜYÜK SAVAŞ
Fantasyİnsanlar ile elflerin ilişkileri iyice kötü bir hal almış ve Merkezi Elf İmparatorluğu dünyaya saldırmak için tek vücut haline gelerek tüm ordularını saldırıya geçirme kararı almıştı. Elflerin ilk hedefi ise en zayıf insan krallığı sayılan Alone Kin...