"Bitti sonunda bee"Kerim'in konuşması ile kendime geldim. Düşüncelerimin içinde boğulup kalmıştım. Ne dediğini duymadığım için bakışlarımı ona yönelttim."Ne dedim Kerem duymadım"dedim. O ise bana baktı ve yanıma geldi.
"Ne oldu kara oğlan'ım. Dalgınsın bu aralar"evet öyleydi. İki gün önce olanlardı beni düşündüren. O garip atmosferdi. Sürekli düşünsem de bir türlü çıkış yolu bulamıyordum.
"Yorgunluktandır"dedim. Ne diyecektim ki. Kendim bile ne olduğunu bilmiyordum. Başını sallayıp üstünde ki önlüğü çıkardı. Gitme vakti gelmişti. Bende çıkarıp kapıya adımladım. Arkamdan kafeyi kilitledi. Ben ise yine düşünceler eşliğinde ilerledim sokakta. Biri ile konuşmaya ihtiyacım vardı. Anlatmak ve içimde her ne oluşuyorsa anlamak istiyordum.
"Offfffff" ellerimi cebime koydum. İçim daralıyordu.
"Beklesene pezevenk" yanıma anca yetişen Kerem söylenmeye başladı. Konuşmadan evin önüne geldik. Ben anlatmak istediğim zaman anlatırdım. Bunu çok iyi bildiği için sorgulamamıştı.
Tam içeriye girecekler aklıma gelen şey ile geriye döndüm. Arkamdan seslenen Kerem'i umursamadan hızlı bir şekilde yürüdüm. Düşünmeden hareket ediyordum. Ama başka çare yoktu ki.
Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Belki yanlıştı ama zorunda kalmıştım. Düşünmekten kafayı sıyıracaktım yoksa. Daha fazla düşünmeden kapıyı çaldım. Hava biraz serindi. Yerimde kıpırdanıp beklemeye başladım. Acaba geç mi olmuştu? Saate baktığımda çok geç değildi. Bir kaç saniye sonra kapının açılması ise heyacanla ellerimi birbirine sürttüm.
"Ne oldu bu saatte"dedi. Sesi uykulu çıkmıştı. Biraz mahcup olduğum için başımı eğdim.
"Ş-şey ben özür dilerim. Seninle konuşmak istiyorum da. Konuşabilir miyiz Serhat abi?" başımı kaldırdığımda anlamaz bakışlar ile bana bakıyordu. Tabi gece gece kapısına dayanmıştım. Şaşırırdı.
"Tamam bekle de ceketimi alıyım "dedi ve içeri girdi.
Birkaç dakika sonra geldi. Eliyle yola gösterip ilerledi.Konuşabileceğimiz yere gidecektik belli. Sessiz bir şekilde ilerledik sessiz mahallede. Gündüz ne kadar gürültülü ise gece o kadar sessizdi. Ürkütücü bir havası vardı. Ayak seslerimiz dışında ses çıkmıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra depo gibi bir yere geldik. Burası pek tekin bir yer değildi.
"Geç bakalım. Ne konuşacaksak konuşalım bakalım"depodan içeri girdim. Ama girer girmez şaşkın bakışlarımı içeride dolaştırdım. Dışarı nasıl berbat ise içeri çok hoştu. Sıcak bir ortamı vardı.
"Geç otur dinelme orada" başımı sallayıp koltuğa oturdum. Buraya kadar iyiydi. Ama şu an içimde oluşan sıkıntı beni konuşturmaya zorluyordu.
"Anlat bakalım. Ne diyeceksin" merak etmişti tabi. Uykusundan onu uyandırıp buraya kadar getirmiştim. Hadi der gibisinden başını salladı. Derin bir nefes aldım.
" Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ki abi. Ne diyeceğimi hiç bilmiyorum." uzattığı rakıyı alıp bir nefeste diktim. İhtiyacım vardı. Boğazımı yakan sıvı iyi gelmişti. Sonra hiç kesmeden anlattım olanları. İçimde oluşan her şeyi anlattım. O da beni dinledi.
"İşte böyle abi. Ne düşüneceğimi bilemedim. Anlamıyorum bir türlü"dedim son kez. Başını sallayıp son yudum rakısını içti.
"Sen aşık olmuşsun küçük. Hayırlı olsun."Dedi.
Aşık mı olmuştum? Şokla baktım Serhat abiye. Nasıl aşıl olacaktım ki. Hemde ona. İmkanı yoktu.
"Ne aşık olması abi. Bence başka bir şey"dedim. Düşüncelerimin aksine kalbimin hızlı hızlı atması her şeyi ele veriyordu.
"Kıskanmışsın işte oğlum onu. Onu görünce heyecanlanıyormuşsun. Daha ne anlatayım sana" haklıydı. O gün o kız ile yakınlaşması kalbimi ağrıtmıştı. Sürekli ona bakmak istemem de buna dahildi.
Siktir!!!!
Ona gerçekten aşık olmuştum. Hemde benden nefret eden birine. Hiç olmayacak birine.
Yenilmişlikle omuzlarım çöktü. Duygularımı hemen kabul etmiştim ama olmayacak birine aşık olmakta neyin nesiydi.
"Peki kim bu aşık olduğun kişi "İsim vermeden anlatmıştım. Merak etmesi normaldi. Yutkundum. Korkuyordum ama söylersem daha iyi olacaktı.
"Devrim." Gözlerimi kapattım. İlk sessizlik oldu. Sonra da bir bardak kırıldı. Gözlerimi açtığımda elinde ki bardağın kırılması sesiydi. Gözlerimi ona çevirdiğimde şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Tabi şaşırırdı. Kim derdi bana kin tutan birine aşık olacağımı.
"Serhat abi iyi misin?"elimi yüzüne getirerek salladım. Şok geçirmişti adamcağız tabi. Birkaç dakika sonda kendine gelip bana baktı. Buruk bir gülümseme vardı dudaklarında.
"Sizin iş olmaz Korkut. Devrim bırak bir erkeği,bir kıza karşı bile bir şeyler hissetmez. Yol yakınken dön oğlum. Kırılırsın bu işin sonunda."dedi ve anlayışla omzumu sıktı. Haklıydı ama insan kime aşık olacağını bilemezdi ki.
Eğer bende Korkut isem şansımı deneyecektim. İlk işim ona yakın olmam gerekirdi. Bunun içinde Serhat abime ihtiyacım vardı.
Ya bu yolda mutlu olacaktım ya da en dibi görecektim. Bunu da zaman gösterecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Oğlan
Novela JuvenilTamamlandı!! Hapishaneden yeni çıkan Korkut ile mahallenin abisi olan Devrim'in hikayesi...