"Önce birini arayacağım. Majesteleri uyandığında hemen doktoru aramalıyım..."
"Bekleyin bekleyin."
Julia aceleyle gitmek üzere olan Melissa'yı yakaladı.
Sonra bir süre düşüncelerini toparladıktan sonra şaşkınlıkla ağzını açtı.
"Melis.... Neredeyim?"
"Evet? Ah, burası Büyük Dükalığın güneyindeki Büyük Dük'ün villası."
Cevabını duyar duymaz yüzü bembeyaz olan Julia, Melissa'nın yenini sımsıkı sıktı ve titreyen bir ses çıkardı.
"Neden? Neden ben .....Majesteleri...."
Kekeleyen ve mırıldanan Julia eliyle ağzını kapattı.
"Fernan beni bulup ta buraya kadar getirdi mi?"
"İnanamıyorum." Nasıl...'
Julia titreyen ellerini indirdi ve etrafına baktı.
Hiçbir şey hatırlamıyordu.
Fernan ile nasıl tanıştı ve buralara nasıl geldi?
Bu durum onun için çok ani olmuştu.
Julia endişeyle titremeye başladığında, şaşıran Melissa elini sıkıca tuttu.
"Majesteleri, iyi misiniz? Önce doktoru aramam gerek..."
Julia, Melissa'nın telaşlı sözlerini duyduktan sonra bakışlarını onun vücuduna indirdi.
Kıyafeti, son hatırladığı elbise değildi. Ve nedense avuç içleri sargılıydı.
Julia kekeleyip kolunu kucaklayarak ağzını tekrar açtı.
"Melisa, ben... Neden buradayım?"
"... "
"Ben gerçekten.... Hiçbir şey hatırlayamıyorum..."
Çaresiz soruya Melissa kolayca bir cevap bulamıyordu.
Çünkü Melissa da durumun detaylarını bilmiyordu.
Her zamanki gibi şatodaki işlerini yapıyordu.
Sonra şövalyelerden biri geldi ve Majestelerinin emri olduğunu söyleyerek onu bir yere götürdü.
Şaşkın kalbiyle şövalyeyi bu villada takip etti.
Ve inanılmaz bir şekilde, Julia buradaydı. Melissa'nın çok özlediği Julia ölüm döşeğinde yatıyordu.
"Sadece Büyük Dük'ten Büyük Düşes'e göz kulak olma emri duydum. Buralara nasıl geldin, bilmiyorum..."
"... "
"Majesteleri, teniniz çok solgun. Bir kez daha uzan ve ben doktoru getireyim..."
Daha Melissa'nın sözleri bitmeden Julia telaşla ayağa kalktı.
Şu anda, aklındaki tek şey bu yerden bir an önce çıkmaktı.
"Huh, Majesteleri, nereye gidiyorsunuz!"
Julia yere bastı ve onu durdurmaya çalışan Melissa'yı geride bıraktı.
Julia ince bir kombinezonla odanın diğer ucuna tökezledi.
Çıplak ayaklarının farkında bile olmadan koridordaki adımlarında tereddüt etmedi.
"Majesteleri, bekleyin..."
Çaresizce onu takip eden Melissa onu zorla tutmaya çalışırken, koridorunun ötesinden biri belirdi.
Doktorla bir süre görüştükten sonra geri gelen Fernan'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gözden kaybolacağım dük
Romance-novel çevirisidir- Savaştan dönen Kuzey'in hükümdarı Fernan Sezar. Her şeyiyle mükemmel olan adam, Julia'nın mutsuz çocukluğunun tek güzel anısıydı. Julia, kocası olacağı söylendiğinde, ilk kez Tanrı'nın varlığına inandı. Ancak... "İstediğin...