gözden kaybolacağım dük

90

Cevap vermeyen Julia ona baktı.

O anda, Fernan tekrar aşağı baktı ve cevap vermek yerine onu kendine çekti.

Yumuşak omuzlarına sarılırken, Julia'nın bedeni tamamen ona dokundu.

Gözleri kocaman açık bir an donakalmış olan Julia, onu takip etti ve yavaşça ellerini kaldırdı.

Ardından incecik kollarıyla onun beline sıkıca sarıldı.

Her nasılsa, kulakları yavaş yavaş ısınıyormuş gibi hissetti.

Julia kızaran yüzünü saklamak için sessizce yüzünü kollarının arasına aldı.

Bunun Fernan'ın cevabı olduğunu düşündü.

O sırada yanlarından serin bir rüzgar esti.

Büyük bir el, rüzgarın dalgalandırdığı saçlarını hafifçe okşadı.

Julia onun dokunuşunu hissetti ve nazikçe dudaklarını kaldırdı.

Kalbini biçimsiz dolduran huzursuzluk, onun kollarında yavaş yavaş kayboldu.

Cedric pencereden dışarı baktı ve ikisinin uzaktan birlikte yürüdüğünü gördü. Kale çifti kapıdan girerken işçiler sıraya girerek başlarını eğdiler.

Hâlâ hiçbir şey hatırlamayan Julia, bu günlerde Büyük Dük ile vakit geçiriyor. Cedric'in bakışlarında iki el doğal olarak kenetlenmişti.

İstemsizce yumruklarını sıkan Cedric, ancak figürleri girişte kaybolduktan sonra ellerini yavaşça gevşetti.

O figürü her seferinde uzaktan izlemek düşündüğünden daha acıydı.

Bazen burada davetsiz bir misafir olduğunu düşünürdü.

Bu doğru olabilir. Şu anda Julia'ya bu gözlerle bakıyor olması hiç hoşuna gitmeyen bir şeydi.

Hafızasının geri gelmesini beklemeye karar verdi ama aklına henüz bir şey gelmedi.

Söz vermeden beklemek gerçekten bu kadar zor muydu?

"... ha."

Cedric çirkin duyguların yavaş yavaş kalbini doldurduğunu hissetti.

Grandük'ü bu şekilde kıskanmanın sırası değildi ama ya Julia geri dönmek istemezse diye endişeliydi.

Öte yandan, Julia'nın burada olduğu gibi kalmasının daha iyi bir seçenek olacağını düşündü.

Cedric arkasını döndü ve artık boş olan kapıya durmaksızın baktı.

Misafir odasından çıkıp koridorda yürürken merdivenlerde bir an durdu.

İki kat aşağıda, Julia'nın yatak odası vardı.

Bu arada, Kalosa onu ne zaman ziyaret etse, Cedric de ara sıra ona asistan olarak katılıyordu.

Yine de Julia ile hiç yalnız tanışmamıştı. Onunla uzun konuşmaları bile olmadı.

En azından bir kez onunla yalnız konuşmak istedi.

Cedric kararını verdi ve merdivenlerden aşağı indi.

Julia'nın yatak odasının olduğu yerde durdu ve koridora çıktı.

"Majestelerini bir dakika görebilir miyim?"

Cedric, yatak odasının yanında duran hizmetçiye sordu.

Kalede kalan bir misafir olduğunu doğruladı ve bir reveransla cevap verdi.