"Nil! Uyan hadi!" Dudağımı büzerek sesin geldiği yönün tersine döndüm. Dolaylı yoldan, ona kıçımı döndüm. Belimden tutarak beni kendine çekti.
"Hadi güzelim, uyan artık." Gözlerimi kırpıştırdım ve bu kişinin kim olduğuna baktım.
Murat?
Gülümseyerek burnumun ucunu öptü ve yüzüme gelen saçlarımı eliyle çekti.
"Günaydın." Bende ona gülümsedim. Oktay yanımda değildi. Kaşlarım çatıldı.
"Oktay aşağıya indi. Seni uyandırmaya çalışmış ama uyanmayınca pes ederek yanımıza geldi."dedi ve güldü.
"Herneyse, hazırlan gel tamam mı?" Kafamı onaylar anlamda salladım. O odadan çıkarken, bende üzerimi giyindim ve odadan çıktım.
Merdivenlerden aşağıya inerken hiç ses yoktu. Bunun pek hayra alamet olduğunu da sanmıyordum.
Bahçeden gelen kurşun sesi ile irkildim. Ece Hanım'ın çığlığı kulaklarıma dolarken hızlı adımlarla bahçeye yöneldim.
Gördüğüm manzara bana göre iyiydi çünkü yaralanan biri olmamıştı. Ece Hanım, Koray Bey'in göğsüne saklanmış ve kulaklarını kapamıştı.
Gözlerim etrafı tararken, önüme geçen beden ile irkildim.
Silah sesi.
Kulağıma gelen kısık sesli inleme.
Ellerimi beline sardım. Elime gelen ıslaklığı idrak edemedim. Ne olduğundan emindim ama o an anlamak istemedim.
Kucağıma düşen bir beden.
Titreyen eller.
Hayır, bunu ikinci kez yaşamamalıyım.
.
Boğuluyorum.
Eğer bir kişi daha benim yüzümden ölürse, yaşayamayacağımı biliyordum.
Bu yüzden yaşa, abi.
Benim yüzümden kendini ölüme attın. Ama eğer sen ölürsen bende ölürüm. Bana abilik yapmadan ölme, abi.
Senden korktum. Belki seni kırdım. Özür dilerim, abi. Benim yüzümden o sedyede yattığın için özür dilerim.
Ece Hanım'ın bedeni, Koray Bey'in kolları arasına düşmüştü. Bir kaç insan geldi ve Ece Hanım'ı götürdüler. Arkalarından Koray Bey'de gitti.
Acaba benden nefret ediyorlar mı? Abilerinin orda olma sebepleri benim. Ben bile kendimden nefret ederken, onların beni sevme olasılığı kaç?
Gözlerimden akan yaşın haddi hesabı yoktu. Bu kadar çok ağladığım bir anım yok demek istesemde, daha beterini görmüştüm.
"Ne zaman çıkacaklar?" Emir'in titrek sesi ile nefesim boğazıma tıkandı. Yutkunamadım yada nefes alamadım.
"Bilmiyorum." Bu ses Murat'tan gelmişti. Kısık sesi, adeta fısıltı gibi çıkmıştı.
Yanımdaki Oktay rahatsızca kıpırdandı. Ya o? O benden nefret ediyor mu? Ailem sandığım kişiler etmişti, onlar neden etmesin?
"Sakin ol, Nil. Sen ağladıkça, ben daha da üzülüyorum." Oktay'ın sesi ile gözlerimden taşan yaşlarla birlikte ona baktım. Dudağım titredi.
Onların böyle olmasının sebebi bendim. Yıkık olmaları, benim suçumdu.
'Ağlama, Nil. Ağlama güzel kardeşim.'
Sesi zihnimin içinde tekrar etti. Sesini bile öyle çok özlemiştim ki ablamın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller Ve Kırıkları
ChickLit/Aile Kurgusu/ Suskunluğa mahkum bir kız. Kız konuşabilecek mi? Aile onu kabul edecek mi? İki karışan çocuk. İki farklı hayat. İki can, iki kalp. Nil sessizdi suskundu. İkizi onun sesi oldu. İkizi ona yoldaş oldu. İkizi onun herşeyi oldu. Nil sus...