Özel Bölüm

8.6K 383 59
                                    

Medya; İçinde Aşk Var

Başka Bir Yaşam...

Kahkaham salonda yankı yaparken, Araf abim de benimle birlikte gülüyordu.

"A-abi karnım." Gülmelerim arasında söylediğim şey ile, karnımı gıdımlamayı kesti ve beni kucağına çekti.

"Bir daha abiye 'odun' diyor muymuşuz?" Hala gülerken, kafamı iki yana salladım.

"Kız yanlış mı dedi sanki?" Murat abimin bana arka çıkması ile yüzümdeki gülüş büyümüştü.

Abim, gözlerini Murat abimden çekip bana dönünce, kafamı boynuna sakladım ve beni görmesini engelledim. Eğer güldüğümü görürse, tekrar gıdıklardı.

"Nil! Kızım gel yardım et bana!" Annemin mutfaktan bana seslenmesi ile kafamı abimin göğsünden çektim. Yavaşça kucağından kalktığımda, hızlı adımlar ile salondan çıktım.

Gülmemi dışarı salarken, Kuzey abim yanıma gelerek beni kolunun altına aldı ve saçlarımı karıştırdı.

"Ya abi!" Saçlarımı düzeltirken dediğim şeyle yanaklarımı öptü.

"Ya abim." Beni tekrar etmesi ile kolunun altından çıkmaya çalıştım ama izin vermedi.

"Abiye trip atılmaz!" Beni omzuna atması ile, ağzımdan ufak bir çığlık kaçmıştı.

"Ya abi bırak beni!" Sırtı ile bakışırken, abim omuz silkti. "Araf abi! Kuzey abime bir şey söyle!"

"Hak etmişsindir!" Araf abimin sesi ile, Kuzey abim kahkaha attı.

Mutfağa girdiğimizde, annemin ve Emir abimin sesi geliyordu. Ben her ne kadar abimin omzunda çırpınsamda fayda etmiyordu.

"Emir abi! Yardım et!" Abimin bana döndüğünü gördüm.

"Abi, bıraksana kardeşimi!" Yanımıza gelerek beni Kuzey abimin omzundan aldı. Boynuna sarılarak

"Teşekkür ederim."dedim tüm samimiyetim ile. Saçlarıma derin bir öpücük koydu.

"Emrine amadeyim."dedi içi gider gibi.

"Nil! Bunu nasıl çözeceğim?!" Oktay'ın sesi ile Emir abimden ayrıldım. Ensesini kaşıyarak, ikizim, Oktay geldi.

"Ney o?" Gözlerini oflayarak kağıttan, bana çevirdi.

"Matematik." Yüzümü buruşturdum.

"Ben anlamam matematik falan ya. Git abimlere sor." Oflayarak mutfaktan çıktı. Bende annemin yanına gittim ve arkasından sarılarak, yanağına bir öpücük kondurdum.

"Buyrun Ece Hanım, istediğiniz nedir?" Omzuna yasladım çenemi. Burnuma elindeki undan sürünce, geri kaçmıştım.

"Ya, anne!"

"Sus! Anneye öyle denmez. Valla çarpılırsın benden söylemesi." Dudaklarımı büzdüğümde, yanıma gelerek burnumu sildi ve yanağımı öptü. Sonrasında bunları sanki o yapmamış gibi

"Hadi masayı hazırlamaya yardım edin."dedi mesafeyle. Emir abim koşar adım mutfaktan çıkarken, bende tabakları masaya koydum.

"Ben abimleri çağırmaya gidiyorum." Annem beni onayladığında, mutfaktan çıktım.

Salona girdiğimde, herkes burdaydı. Ege, merdivenlerden koşarak inerken, bir yandan da bağırıyordu.

"Abla!" Son basamaktan inerken, yere düşmesi ile koşarak yanına gittim.

"Ege?!" Arkamdan abimlerin de geldiğini duyuyordum. "İyi misin, ablacığım?" Dudaklarını büzmüş olan Ege, usulca kafasını salladı.

Kafasını kendime çekerek, göğsüme yasladım. Göz yaşlarını hissederken

"Çok mu acıdı?" Diye sordum.

"Evet,"dedi titrek bir sesle.

"Ege, iyi misin?" Araf abimin yanımıza çökerek sorduğu soruyla, Ege daha çok sakladı yüzünü.

"Abi, siz masaya oturun. Biz de geliriz birazdan." Araf abim kafası ile beni onaylayınca, bende Ege'yi kucağıma alarak merdivenleri çıkmaya başladım.

Odasının önüne geldiğimizde, kapıyı açtım ve arkamızdan kapatarak arabalı yatağına ilerledim.

Yatağa oturarak, Ege'yi de kucağıma çektim. Bugün ilk kez okula gitmiş ve yorulmuştu. Bu yüzden kollarımda daha çok mayışmıştı.

"Abla?" Mayışmış sesine

"Hm?"diye karşılık verdim.

"Bana ninni söyler misin?" Derin bir nefes aldım.

"Elbette söylerim." Ege'yi yanıma yatırarak, kolumun altına aldım. En sevdiği ninniyi mırıldanmaya başladım.

"Fış, fiş kayıkçı.
Kayıkçının küreği,
Hop hop eder yüreği.
Akşama fincan böreği." Ninniyi söylemeye devam ederken, Ege'nin uyuduğunu, derinleşen nefeslerinden anlamıştım.

Onu yatağına bırakarak, üzerine örtüsünü örttüm ve sessizce odadan çıktım. Masadakileri bekletmemek için hızlı bir şekilde merdivenleri indim.

Yemek odasına geldiğimde, kimse her zamanki gibi yemeğine dokunmamış beni beklemişti.

Kuzey abim hariç.

O önündeki böreği, haftalarca aç kalmış bir hayvan gibi yiyordu.

Masaya oturduğumda, Kuzey
abimin "Hiç gelmeseydiniz hanımefendi?" Demesi ile

"Ege ninni söyle diye tutturdu. Uyuyor şimdi."dedim. Aslında ısrar etmemişti ama sesimi duyurmak hoşuma gidiyordu.

"Afiyet olsun o zaman." Güzel bir sohbet ile yenilen yemek, salonda yenilen tatlı ile son buldu.

Beni kolunun altına almış olan Oktay, saçlarıma derin bir öpücük koyarak "Yarın sınav var, ben yatayım. Sende geç kalma olur mu?" Kafamı onaylar anlamda salladım ve kolunun altından çıktım.

Emir abim de koltuktan kalktı ve vücudunu esneterek yanıma geldi. Elleri iki yanağımı da bulurken hafifçe sıktı ve ellerini çekmeden öptü.

Emir abim gidince, diğer yanımda olan Araf abimin omzuna koydum kafamı. Beni göğsüne çekerek

"Bugün beraber uyuyalım mı?" Diye sordu. Kafamı sallayarak onayladım. Benim kalkmama kalmadan, beni kucağına almış, salondan çıkmıştı. Başımı, omzuna yasladım ve gözlerimi kapadım.

Araf abimin odasına geldiğimizde, beni göğsüne çekerek yattı. Gözlerim kapalıyken,

"Bana hiç darılma olur mu?" Diye sormuştu. Gözlerimi hafifçe aralayarak, ona baktığımda omuz silkti.

"Ölüm var kalım var. Birbirimize dargın ölmeyelim." Gözlerim nedensiz bir şekilde dolarken,

"Deme öyle." Demiştim titrek bir sesle. Dolan gözlerime, narin öpücükler kondurdu.

"Ağlaman için söylemedim. Ağlama." Burnumu çekerek, tekrardan kapadım gözlerimi ve göğsüne sindim.

.

Kestik...

İlk özel bölümümüz ile karşınızdayım. Bu bölümde 'eğer Nil karışmasaydı nasıl olurdu?' bunu anlatıyor. Bir diğer özel bölümde 'Nil'in, ablasının zorla evlendirildiği adamın Nil'e neler yaptığı' ile ilgili olacak.

Umarım beğenmişsinizdir.

Diğer hikayelerde buluşmak üzere...

Hayaller Ve KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin