1.4

13K 557 176
                                    

                                                                          🦋 Küçük Nil 🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦋 Küçük Nil 🦋

Medya; Herkes Gider Mi?

.

Hızla yanıma gelen Buğra abiyi, Kuzey kolundan sıkıca tutarak durdurdu.

Buğra abim, Kuzey'den kolunu sertçe kurtararak yanıma geldi. Murat'ın kucağından inmek için hamle yaptığımda, Murat beni daha sıkı tutmuştu.

Kaşlarım çatılırken, Murat'ın yüzüne baktım. Anlamaz gözleri yüzümü inceliyordu.

"Onu tanıyor musun?" Sorusuna karşılık, başımı aşağı yukarı salladım. Beni dikkatlice yere indirdi.

Buğra abi, bana kollarını sardı. Canım acımıyordu. Ama;

Sol yanım çok acıyordu.

Kollarımı beline sardım. Gözlerim dolmaya başlarken, bir damla düştü. Göğsünün üzerine düşen bir damla yaşı hisseden Buğra abim geri çekildi.

"Hayır hayır, ağlama. Ağlaman için gelmedim." Hızlı hızlı konuşuyorken, yanağımdan akan yaşı sildim.

Ellerimi tekrardan beline sardım. Buğra abim benim kurtarıcımdı. Her ne kadar ablama yetişemese de, beni ölümden kurtarmıştı.

Bir şeyler demek istiyordum ama boğazımdaki yumru buna izin vermiyordu. Yıllardır boğazımda olan yumru, şuana kadar sadece Oktay'ın yanında geçmişti ama artık ona güvenebilir miydim, bilmiyordum.

"Nil," Kulağıma söylediği ismim ile gözlerimi kapadım. "Seni çok özledim. Ama," Kaşlarım çatıldı. Ama?

Derin bir nefes aldı ve yutkunarak devamını getirdi. "Ama gitmem lazım. Eğer istersen, seni de götürebilirim. Hem daha iyi korunursun yanımda." kaşlarım biraz daha çatılırken, kafamı iki yana salladım.

Gidemezdim. Ailemi, en çokta Ege'yi ve... Her ne kadar korksam da Oktay'ı bırakamazdım.

Kaşları çatık bir şekilde benden ayrıldı.

"Ne demek benimle gelemezsin?" Kısık ama bir o kadar da öfkeli sesi beni şaşırtmıştı.

Ne zamandan beri fikirlerime karışıyordu?

Yüzümdeki ifadeyi görünce, hızla boğazını temizledi ve yüzündeki ifadeyi silerek sefkatli bir şekilde konuştu.

"Ben sadece senin iyiliğini düşünüyorum. Ama senin isteklerine tabi ki de saygım var." Derin bir nefes aldı. Aldığı nefes daha çok kendini dizginlemek için gibiydi.

"Eğer istersen hafta içi her gün aileni ziyaret ederiz. Hem sen güvende olursun, hem de ailen."

"Eğer ailene bir zarar gelmesini istemiyorsan, şuana kadar yaptığın gibi susacaksın."

Aklıma gelen cümlelerle irkildim. Buğra abi neden böyle demişti? O adamın beni ailemle tehdit ettiğini nerden biliyordu? Beni tehdit mi ediyordu yoksa dediği gibi tek amacı beni korumak mıydı?

Tekrar kafamı iki yana salladım. Kendimi çok güvensiz hissediyordum. Ayrıca bakışları gittikçe kararıyor ve benim gerilmeme neden oluyordu.

Önüme geçen beden ile Buğra abi ile olan bakışmamız kesildi. Sırtına baktığım kişi sanırım Araf'tı.

"Çık evimizden." Sinirden ve kendini kasmaktan boğuk çıkan sesi ile Buğra abi istemsizce bir iki adım gerilemişti. Araf abim tekrar konuştu. "Ya kendi isteğin ile çıkarsın, yada ben seni yaka paça çıkarırım. Anladın mı?"

Buğra abi sinirli bir soluk çekti içine. Ardından son kez keskin gözleri ile bana baktı ve evden çıktı.

Ne olmuştu ona? Neden bana öyle davranmıştı?

Herkes şaşkındı ve kaşları çatıktı. Mutfaktan, elinde kurabiye dolu tepsiyle annem çıktı.

"Kurabiye?"

BUĞRA'DAN...

Kulağımdaki çalan telefon yanıtlandı.

"Kızı aldın mı?" Soru soran sesi ile gergince bir nefes aldım.

"Hayır. Ama merak etme, çok yakın bir zamanda sana getireceğim."

"Ne demek hayır lan?! Ben sana kız bugün elimde olacak demedim mi?! Ne yap, ne et getir o kızı bana!" Görecekmiş gibi kafamla onayladım onu.

"Elimde büyük bir koz var. Ablasını öldürdüğün yerin ve kızı tuttuğun yerin kamera kayıtlarını at ama yüzünü gizle. Bir kaç güne kalmaz onu sana getireceğim."

"Aklında ne var lan?" Derin bir nefes aldım.

"Kızı mahvedecek çok güçlü bir şey."

YAZARDAN...

Emir düşünüyordu. Eski kız kardeşini.

Gerçekten intihar mı etmişti?

Odasındaki pencerenin önüne oturmuş, sadece düşünüyordu. Onun içinde zordu. Kaç yıllık kız kardeşiydi sonuçta.

7 yıl...

Emir'in küçük kız kardeşi, kimseye Emir'den bahsetmemişti. Öyle ki çok sevdiği kız kardeşi bile Emir'i bilmiyordu.

Alya, garipti. Evlenirken Emir'e bile söyleyememişti. Çünkü biliyordu, kocası olacak o adam Emir'i de tehdit ederdi.

Sırf kız kardeşine, Nil'e zarar gelmesin diye, kendisini tehdit eden kocasına karşı çok seviyorum imajı çizmişti.

Ama düşündüğü gibi olmamıştı. Kız kardeşi de zarar görmüştü. Hem de kendisinden çok daha fazlaca.

Alya ölmüştü ama arkasında bıraktığı iki insana da hala acı çektiriyordu. Onları korumak isterken daha da acı çektirmiş ve bunun için özür bile dileyemeden ölmüştü.

Emir'in hala canı yanıyordu. Her gökyüzüne baktığında, eski kız kardeşi Alya'yı hatırlıyor ve derin bir üzüntüye kapılıyordu.

Nil de ondan farksız değildi. Ablasının acı çığlığı, kafasında sürekli tekrar ediyordu.

İkisi de Alya'dan birer parçaydı. Aynı evde, birbirinden habersiz iki güzel yürekli insandı onlar.

İlerde düşman olacaklarını nerden bileceklerdi ki?

.

Kestikk!

Kısa bir bölüm olduğunu biliyorum. Daha dün bölüm attığım için ben pek bir sorun göremedim sowjsksjs.

Bölüm nasıldı?

Nil'in ablası ile Emir'in arasında bir alaka oldu. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

İleriki bölümlerde sizce ne olacak?

Neysemm. Ben bombayı atıp kaçıyorum.

Behlül kaçarrr.

Hayaller Ve KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin