chapter four.

3.8K 423 222
                                    





















simdi sakin olun

sakinsiniz dimi

iyi okumalar askim

























*
*
*

















"Ah! Siktir, siktir! Devam et."

Genç adam oturduğu koltukta esmer teni tamamen açıktayken, koltuğun aşağısında, kendisini tatmin etmekte olan adamın saçlarını kavramıştı.

Paris'e geleli çok olmamıştı, kısa süren jetlagını atlattıktan sonra burada geçireceği iki haftayı eğlenceli kılmaya başlamıştı.

"Mmh!" Altındaki, Fransız erkeklerinin güzelliğinden nasibini almış genç çocuk mırıldanarak, patronu gibi gördüğü adamı zevkten kendinden geçirmeye devam ederken mırıldanmış ve işine büyük bir özenle devam etmişti.

Taehyung yeniden inleyip çocuğun saçlarını sağ elinde topladığında, gözlerini kapatmış, kafasını koltukta geriye doğru atmıştı.

Tam o anda yüksek bir gürültüyle çalan kapı, ikisinin de dikkatini başka yöne çekmişti. "Kapıdaki 'rahatsız etmeyin' yazısının neyini anlamıyorsun?!" diye bağırmıştı kapının arkasındaki kişiye.

Bunun ardından, kapı yeniden sertçe yumruklandığında, Taehyung gelenin acil bir şey için geldiğini düşünmüş, kaşlarını çatarak, çoktan geriye çekilen, dizleri üzerindeki adama tersçe bakmıştı.

"Kapıya bak." demişti fısıldayarak.

Bunun üzerine genç çocuk ayaklanmış, altında yalnızca baksırı varken kapıya ilerlemiş, içeriyi göstermeyecek şekilde hafifçe aralamıştı. "Merhaba."

Kapının önündeki kişiden gelen bozuk Fransızca'yı ve ses tonunu duyduğunda Taehyung gözlerini kocaman açıp ayaklanmıştı. Köşeye atılan baksırını altına geçirmiş ve yatağın üzerindeki saten sabahlığı üzerine giyip kuşağını bağlamıştı.

Hızlı adımlarla Fransız çocuğun yanına gelmiş, onu geriye çekip kapıyı tamamen aralarken gördüğü gülümseyen yüz ile şaşkınlığını göstermemek için ekstra bir çaba sarf etmişti.

"Bir şeyi bölmüyorum ya?" Jungkook alaycı tavrıyla ikisini de umursamadan otel odasına girmiş ve biraz ilerleyip etrafa dağıtılan kıyafetlere, şarap kadehlerine, boş içki şişesine ve dağınık yatak örtüsüne bakmıştı göz ucuyla.

Taehyung kapıyı kapatıp içeri geçmiş, yerdeki iki parça kıyafeti alıp arkasından gelen Fransız çocuğun kollarına atmıştı. "Giyin ve git." demişti sertçe.

Çocuk bir şey diyecek gibi olsa da, Taehyung'un yüzündeki öfkeyi görmek onu ürküttüğü için bundan vazgeçmişti. Jungkook terasın manzarasını izlerken o giyinmiş ve Taehyung'a kısa bir bir 'görüşürüz' mırıldanıp odadan ayrılmıştı.

Bunun üzerine esmer, arkasındaki makyaj masasına kalçasını yaslayıp hala dışarıyı izlemekte olan Jungkook'un arkadan seçilen uzun saçlarına ve yapılı sırtına bakmıştı. "Ne bu şimdi? Nereden buldun beni?"

stay away • taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin