chapter sixteen.

3.8K 430 217
                                    



















selam

panoya o kadar çok yazıyorsunuz ki, dayanamadım. bu bölüm uzun bir süredir yarım yazılmış halde öylece duruyordu ve sonunda, kendimi iyi hissettiğim bir anda tamamlayıp atmaya karar verdim.

bu kitaba devam etmek ve hakkında iyice düşünerek, özenle yazmak istiyorum. ancak desteğiniz lazım. çok bağlı olmadığım için bu kitap hakkında iyi şeyler çıkartabileceğime çok inanmıyorum. siz severseniz ben de severim.

umarım beğenirsiniz

iyi okumalar
























*
*
*



















Esmer, partinin yapıldığı otelin teras katına çıktığında kısa sürede arkadaşlarını bulup yanlarına varmıştı. Hemen arkasından mekana giren Jungkook'u ilk fark eden kişi Hayoon olmuştu.

"Siz birlikte mi geldiniz?" diye şüpheyle arkadaşına baktığında Taehyung kısa bir an Jungkook'a bakmış, onun Seokjin'le konuştuğunu görüp omuz silkmişti.

"Otoparkta karşılaştık." Hayoon kafasını onaylar anlamda salladığında Taehyung yanlış bir şey yapıyormuş gibi hissetmişti. Arkadaşından sakladığı sır yıllardır onu bu denli sıkboğaz etmiyordu ancak şimdi Jungkook'la yan yana gelmesinin bir sorun oluşturacağını düşünmek ona saçma geliyordu.

Nesi olduğunu anlayamıyordu.

"Kim Taehyung'la bu aralar fazla samimisin bakıyorum?" Seokjin arkadaşıyla alay edercesine sorduğunda Jungkook garsonun gezdirdiği tepsiden bir kadeh şampanya almıştı.

"Sorma, aramızdan su sızmıyor." diye aynı tavırla karşılık verdiğinde Seokjin arkadaşının üzerine gitmek istemişti.

"Yoksa Hayoon'a yaklaşmak için taktik mi uyguluyorsun?" Jungkook göz devirdiğinde bakışları birkaç masa ilerilerinde Hayoon'la yan yana duran Taehyung'a ulaşmıştı.

"Hayoon'un geleceğini bilmiyordum."

"Sen ve Hayoon hakkında herhangi bir şeyi bilmemek? Beni şaşırtma Jeon Jungkook, alışkın değilim."

"Kes dalgayı. Gelmez diye düşünmüştüm açıkçası."

"Gördüğün gibi halinden gayet memnun. Artık seninle aynı ortamda olmaktan çekinmiyor gibi." Seokjin kendince küçük bir aydınlanma yaşayarak Hayoon'u işaret etmişti. "Belki de sana olan kızgınlığı geçmiştir, ne dersin?"

"Benim için bir önemi yok."

"Gerçekten vazgeçtin öyle mi?" Seokjin duyduklarına inanamıyormuş gibiydi. Onun tanıdığı Jeon Jungkook çok başka birisiydi. Takıntılı kişiliği herkesi ölüme sürüklerdi ve bu düşüncesini abartmıyordu.

Nitekim, arkadaşını hala doğru tanıdığını söyleyebilirdik.

"Öyle." Jungkook daha fazla bu konuyu konuşmak istememişti. "Hadi, Namjoon'un pastasını halledelim." Seokjin'i harekete geçirdiğinde kısa sürede ortadan kaybolmuşlardı.

stay away • taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin