chapter twenty nine.

3.3K 339 223
                                    




















uyarıcı unsur koymama gerek var mı?

iyi okumalar 🍷





























*
*
*

















4 ay önce;

Yeni boyattığı saçlarını ayna karşısında düzelten genç adam lavabodan ayrıldığı sırada en yakın arkadaşının kendisine doğru geldiğini görmüştü. "Seni arıyordum. Yoongi'yle konuştuğunu gördüm, iyi misin?"

Hayoon anaç bir tavırla, Jimin'e yaklaşıp kolunu yakaladığında, genç adam birisinin kendisine bu soruyu sormasını bekliyormuş gibi başını 'hayır' anlamında iki yana sallamıştı. "Onu kaybetmek üzereyim Hayoon. Bir başkasıyla evlenmeyi düşündüğünü söyledi. Haklıymışsın."

Hayoon bordo rujunun dağılmasını umursamadan en yakın arkadaşının yanağını öpmüş ve ağlamamak için kendisini zor tutan Jimin'e sıkıca sarılmıştı. "Her şey güzel olacak. Halledeceğiz, tamam mı? Endişelenme."

Jimin en yakın arkadaşının desteğine sarılırken sakinleşmek için kendisini zorlamıştı. Bugün bu davette, Taehyung için önemli olan bir günde, Yoongi hakkında düşünüp delirmeyecekti.

Her şey güzel olacaktı.

Park Jimin öyle sanıyordu.

Davet alanına geri döndüklerinde ve Taehyung, şirketin yeni sahibi olarak konuşma yapmaya başladığında Yoongi'yle olan videosu perdeye yansıtılmış ve ortalık karışmıştı. Karmaşa arasında kendisine bakan ailesinden bakışlarını kaçırmaya çalışan Jimin, Yoongi'yi arıyordu.

Birbirlerini bulup tüm karmaşadan sıyrıldıklarında ve Yoongi'nin suçlayıcı konuşmaları bir bir sarışının yüzüne çarptığında, Jimin şok olmuştu.

"Bana biraz zaman ver. Şu durumları çözmeye çalışana kadar bir süre yan yana görülmeyelim. Tamam mı?"

Bitmişti. Yoongi Jimin'i yarı yolda bırakmayı seçmişti.

Konuşmaları bittiğinde ve Jimin daha fazla dayanamayıp kendisini lavaboya attığında yere çöküp ağlamaya başlamıştı. Büyük bir krizin eşiğindeyken kendisini durduramıyordu. "Bitti!" diye bağırmaya ve yeni boyatıp saatlerce bakım yaptırdığı saçlarını acımadan çekiştirmeye başlamıştı. Kalbinin acısı, fiziksel olandan daha fazlaydı. "Bitti! Düzeleceğini sanmıştım. Beni terk etti." Delirmiş gibi kendi kendine konuşmaya başlarken ayağa kalkmış ve aynadan, dağılmış yüzüne, karışmış saçlarına ve kırışmış takım elbisesine bakmıştı. Berbat haldeydi.

Yoongi onu bu halde sevmezdi.

Jimin zihnini bulandıran düşünceleriyle, tamamen aklını yitirmiş bir şekilde deli gibi ağlamaya ve tırnaklarını yumruk yaptığı etine batırmaya başlamıştı. Kendine gelmeye çalışmaktan ziyade, kendini kaybeder gibi bir hali vardı. Yumruklarını defalarca, lavaboların mermerine vurmuş ve ellerinin soyulmasına sebep olmuştu.

Hayoon, kapıyı aralayıp Jimin'i bulduğu için rahatlamış gibi görünürken, arkadaşının berbat halini fark etmiş ve hemen bileklerini yakalamıştı. Jimin'in kendisine zarar vermeyi bırakmasını sağladığında ona sıkıca sarılmıştı. "Düşündüğüm gibi olmadı. Gitti. Yoongi gitti!"

stay away • taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin