chapter thirty six.

2.8K 246 160
                                    



















hüzün, biraz geç kaldım.

bölümü yazmak çok zordu...

ne demek istediğimi anlayacaksınız.

iyi okumalar 💞


























*
*
*

















Genç kadın kendisine gösterilen yerlere imzalarını attıktan sonra babasının ayağa kalkması dahilinde bütün kurul arkasından ayaklanmıştı. Hayoon'un yüzü asık ve çevresindekilerden kınayıcı bakışlar alır durumdayken, babasının hemen diğer yanında duran Yoongi, abisi ise, yüzüne sahici bir gülümseme yerleştirmiş, babasıyla el sıkışmıştı.

Hayoon'un elinde hiçbir şey kalmamıştı. Yoongi ise dünyalara sahipti.

Çarklar eski haline dönerken, babası toplantıyı bitirdiklerini söylemiş ve insanlar yavaş yavaş dağılırken Hayoon Yoongi'ye dışarıyı işaret etmişti. Bunun üzerine Yoongi babasına dönüp odasına geçeceğini söylemiş ve kız kardeşi kendisinden önce toplantı odasını terk ederken peşine koyulmuştu.

Öncesinde Hayoon'un odası olan, şimdi ise yeniden Yoongi'ye teslim edilmiş olan ofise ulaştıklarında Yoongi Hayoon'un arkasından içeri girip kapıyı kapatmıştı. "Teşekkür ederim. Yeniden geri dönmene senden daha çok sevindim." Hayoon zoraki bir gülümsemeyle abisiyle konuştuğunda Yoongi gözlerini devirmişti.

"Beni koltuğumdan ettikten sonra bu cümleleri bu kadar rahat söyleyebilmen gülünç." Hemen ardından masanın arkasında duran büyük deri koltuğuna yerleşmiş ve arkasına yaslanarak Hayoon'u izlemeye başlamıştı.

Genç kız yüzü asılırken, "Elimden her şey gitti işte, sen de gördün. Yaptığım her şeyin cezasını çekiyorum. Hak ettiğimi de biliyorum." demişti. "Ama lütfen babamın beni yurtdışına yollamasına engel ol Yoongi. Olanlardan sonra bu kadarı sence de bana haksızlık değil mi?"

Yoongi dirseklerini masaya yaslarken ellerini birleştirmişti. "Bilmiyorum." demişti. "Taehyung'un üzerine saldırmasaydın bu kadarı yaşanmayabilirdi."

"Elimde bir yalı ve araba vardı. Artık onlar da yok. Babamın beni mirastan men ettiği yetmiyormuş gibi bir de evlatlıktan reddetmesi çok uzun sürmez. Taehyung'a daha fazla müsaade edemezsin." Yoongi, kız kardeşinin söyledikleriyle düşünceli bir havaya girerken Hayoon küçük adımlarla abisine yaklaşmış ve hemen yanında durup masasına kalçasını yaslamıştı. "Sen de söyledin, Taehyung aile meselelerimize karışamaz dedin. Ne olursa olsun beni Min Doyun'un kızı ve Min Yoongi'nin kardeşi olarak bilecekler. Benim hakkımdaki tüm sırları basına yayması demek bu şirketin zarar görmesi demek. Buna izin veremezsin, babam seni kendi koltuğuna geçirmek üzereyken yapamazsın."

Yoongi'nin düşüncelerini değiştirmek üzere sinsice aklına giren kız kardeşi bu oyunu birkaç gündür oynuyordu. Hem kendini kurtarmak isteyen, hem de Taehyung'a abisinin desteğiyle zarar vermek isteyen bir kadına dönüşmüştü. Tek başına ya da Jimin'in desteğiyle altından kalkamayacağı işlere bulaşmıştı. Artık Yoongi'ye ihtiyacı vardı. "Sen Taehyung'u tanıyorsun. Jungkook'u da. Şirket yönetimini de gördün. Bence senden çekinip bana bir şey yapma düşüncesini akıllarından silecekler. Görürsün." Hayoon hayal kurar gibi umutla konuştuğunda Yoongi sessizliğini sürdürmeye devam etmişti.

stay away • taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin